7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak genel seçimler öncesi kente gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Emeğin, alın terinin, helal rızkın şehri Zonguldak’a selam olsun” diyerek sözlerine başladı. Emeğin en büyük, en güzel değer olduğunu anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu: "İnsan onurunun en güzel simgesidir. Zonguldak’ın her bir köşesine selam olsun. Zonguldak, emeğin başşehridir. Zonguldak diye akla gözleri kömür karası, gönülleri ak, zihinleri ak Zonguldaklılar gelir. 19 Mayıs bizim işgale karşı milli irade günümüzdür. 19 Mayıs’ta Samsun’da bir istiklal meşalesi yandı. Bu gün onurlu ülkenin vatandaşlarıysak istiklal şehitlerine borçluyuz. Onların izinden yürümeye kararlıyız. O kutlu mücadelelerden sonra 2002 yılında bu ülke öylesine zor bir duruma düştü ki o günleri en iyi o zamanı yaşayanlar bilir. Bu gün gençlerimizle buluştum. Onlara dedim ki ’13 yıl içinde yaşadıklarımızla edindiğimiz kazanımları gördünüz’ 13 yıl önce IMF önünde borç dilenecek durumdaydık. Esnafımız yazar kasa kırıyordu. Onurlu milletimiz namerde muhtaç edilmişti. O günlere geri gitmemeye var mısınız?”
“BİRİLERİ NEFRET PEŞİNDE”
AK Parti’nin gururla 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak genel seçimlere hazırlandığını ifade eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, gururla onurla 7 Hazirana hazırlanırken birileri nefret peşinde. Dün HDP’nin Adana ve Mersin seçim bürolarına saldırı oldu. Hemen ilk talimatları verdik. Erzurum’da kongreye çıktığımda da söyledim. Ağrı’da saldırılar oldu. Van’da milletvekili adayımızın otobüsüne saldırı yapıldı. Siirt’te saldırı yapıldı. Bütün o saldırıları destekleyen HDP Batı’da barış mesajları verdi. Doğan medyası sustu. Herkes sustu. Ama şimdi paralel medya el birlik oldu. HDP; Mersin ve Adana’daki saldırılarla ilgili açıklama yaptı. Saldırıları yapanların bir kısmı MHP işareti yapanlar var ama onlar değildir dedi. MHP hemen topu atmaya çalıştı. HDP eş başkanı, ’bunu AK Parti yapıyor’ diyor. Üçü bir arada AK Parti’yi hedef tahtası haline getiriyor. Şimdi de bu şiddet olayları ile ilgili aynı dil kullanıyorlar. Üniversite sınavında dört yanlış bir doğruyu götürür. Paralel yapı akıl hocaları, MHP, CHP ve HDP akıl hocaları ile birlikte doğruyu yani AK Parti’yi götürme hesabı yaptılar. Ama siyasette bir doğru dört yanlışı götürür. İşte dördü bir arada. Ben İstanbul mitinginde bunu söyledim. Bunlar aynı kaptan besleniyor. Seçim beyannamelerine bakın hepsi aynı dili kullanıyor. Olmayacak vaatlerin peşindeler. 12 yıl içinde AK Parti ile bütün kazanımları durduracak bir şekilde bu yürüyüşe darbe vurmak amacındalar.”
“PROVOKASYONLARIN KARŞISINDA DİMDİK DURACAĞIZ”
Seçimi kaybetmeleri halinde muhalefete istifa edip etmeyecekleri yönünde sorular sorduğunu ifade eden Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi: “Türkiye’nin en küçük ihtiyaçta dahi dışarıya muhtaç olduğu eski Türkiye’ye dönmek ister misiniz? Bunların hepsinin ortak bir adı var. Eski Türkiye Partisi. Soruyorum iktidar olma hedefiniz var mı? Olamazsanız istifa edecek misiniz? Kılıçdaroğlu oyumu korursam istifa etmem dedi. MHP o da aynı şeyi dedi. HDP ise barajı geçersem istifa etmem. Bunların hesabı 90’ların Türkiye’sini geri getirmek."
Partinin kapatılmak istendiğini anlatan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "17-25 Aralık paralel çeteyi devreye soktular. Biz çünkü yeni Türkiye yolunda milletle yürüyoruz. Demirtaş, ’Kudüs Yahudilerin mekanıdır’ diyen gafil. Taksim kabemiz diyen irfan yoksunu. Bu provokasyonların karşısında dimdik AK Parti olarak duracağız. Ama Ağrı’da, Van’da, Siirt’te yapılan saldırılarda herkes sustu.”
“KARDEŞİN DAĞDA NE ARIYOR”
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı eleştiren Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi: “Kardeşin dağda ne arıyor. 7 haziranı şimdiden tehdit etmeye çalışıyorlar. HDP’liler duysun. CHP ve MHP de duysun. Bir ayağı dağda bir ayağı ovada siyaset olmaz. Terörle siyaset yan yana olmaz. Ama bakıyorsunuz CHP diyor ki ‘HDP’lilerin seçim barajını aşmasını istiyoruz.’ Görüyorsunuz hepsinin terör bağlantılarıyla ilişkileri var. Ama Ak Partinin dilinde tek bir nefret sözü olmadı. Bir de diyor ki ‘Seni başkan yaptırmayız?’ daha önce de muhtar yaptırmayız dediler. Milletin huzuruna gidilir. İnşallah özgürlükçü ve sivil anayasayı ortaya koyacağız. Başkanlık sistemi de dahil yeni Türkiye’yi getireceğiz”
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGIMIZ VAR AMA HERKES YERİNİ BİLECEK”
Doğan Medya tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a cevap olarak yayınlanan yazıyı da sert bir dille eleştiren Başbakan Ahmet Davutoğlu, şöyle konuştu: “Öbür tarafta doğan medya var ya şimdi kalkmış özgürlüklerden bahsediyor. 28 Şubat’ta gelen talimatla başörtülülere hakaret eden medya var ya bu gün çıkmış bir yazıyla Cumhurbaşkanına cevap veriyor. Basın özgürlüğüne saygımız var. Ama herkes yerini bilecek. DHKP-C denen terör örgütü, Mehmet Kiraz isimli savcımızı şehit etti. Biz savcımızı hayata döndürmeye çalışırken, bunlar savcımıza silah dayanmış fotoğrafını internet sitelerine koydu. Gece yarısı bütün basınımıza haber gönderdik. Ne menfaatiniz var yapmayın dedik. O medya ertesi gün şehit savcımızın o fotoğrafını bastı. Buna Türkiye’nin Başbakanı olarak değil bir baba olarak, bir insan olarak isyan ediyorum. Nasıl olur, şehit cenazemizi götürüyoruz. Bir savcının eşi o şekilde eşini görmek ister mi? Bütün ricalarımıza rağmen o resmi bastılar. Ertesi gün cenazeye almayınca bize baş yazı yazdılar. Bize talimat bunlar veremez. Biz gücümüzü Allah’tan ve milletten aldık. O eski Türkiye’ydi. Bunlara bir daha eski Türkiye benzeri dönemler yaşatma imkanı verecek misiniz? Medya patronlarının Başbakana talimat verdiği günlere izin verecek misiniz?”
“KIŞKIRTICI YAYIN YAPARSANIZ BİZİ KARŞINIZDA BULURSUNUZ”
Şehit savcı Mehmet Kiraz’ın DHKP-C üyeleri tarafından başına silah dayalı fotoğraflarının yayınlanmasına tepki gösteren Başbakan Ahmet Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu gün Cumhurbaşkanımıza yazı yazıyorlar. Türkiye’de tam da seçimlere giderseniz kışkırtıcı yayın yaparsanız karşınızda bulursunuz. Bir akademisyen, bir aydın olarak basın özgürlüğüne değer veriyoruz. Ama bir kere 9 aylık Başbakanlık döneminde şehit savcının ailesi adına ricada bulunmuşsak, yapmamışsanız bizi karşınızda bulursunuz. Yeni bir figür olarak HDP’ye sahip çıkmaya çalışıyorlar. Bir anda demokrasi havarisi kesildiler. Bu medya organları da onları destekliyor. Aslında onların üstünde bir başka üst akıl var. İster ki biz IMF kapısında bekleyelim, Mısır’da olduğu gibi mahkeme kapılarında olsunlar. Ey gafiller biz milletten güç almışız, bunlardan korkar mıyız? Milletin hakkını savunan biz Allah şahit bir an dahil şiddetten, tehditten yılmadık yılmayacağız. 2002 Türkiye’sinde Kemal Derviş’e yazılar gidiyordu. Devletin o zaman başbakan yardımcısı bir bakanlığa yazı yazıp ‘Hazine de para yok’ başınızın derdine bakın diyordu. Bu Kemal Derviş şimdi Kılıçdaroğlu’nun akıl hocası. Maaşınızı alıp alamayacağınızı bilip bilemediğiniz eski Türkiye’ye dönmek ister misini? Bugün biz bırakın IMF’den borç istemeyi borç verebilecek durumdayız. Son borcumuzu da IMF’ye ödedik. Başımız dik dünyanın her yerinde borcunu ödeyen ülke konumuna geldik.”
Başbakan Davutoğlu, Zonguldak ile ilgili olarak da TTK’nın özelleştirilmeyeceğini, Filyos Limanı projesinin hayata geçeceğini vurguladı.