Brüksel’deki temasları kapsamında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile bir araya gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, görüşmenin ardından Stoltenberg’le birlikte ortak basın toplantısı düzenledi. İlk olarak söz alan Stoltenberg, Suriye’deki savaşta Türkiye’nin ön cephede yer aldığını ve NATO’nun da Türkiye’yle dayanışma içinde olduğunu söyledi. Sığınmacı krizinin önüne geçilmesi konusunda NATO’nun Ege Denizi’ne savaş gemileri gönderdiğini kaydeden Stoltenberg, “Gemilerimiz bilgi topluyor ve gözetleme görevini üstleniyorlar. Hafta sonu aldığımız karar neticesinde bu çabalarımızı artıracağız. Türk ve Yunan karasularındaki faaliyetlerimizi iki müttefikimizle yakın koordine içinde artıracağız. NATO bugünden itibaren karasulardaki faaliyetlerine başlıyor. AB’nin sınır birimi olan FRONTEX’le işbirliğimizi genişletiyoruz. Konuşlandırdığımız gemi sayısını artırıyoruz” dedi.
Stoltenberg, Türkiye’ye de çabalarından ve bağlılığından ötürü teşekkür etti. Stoltenberg, “NATO gemileri Ege Denizi'nde sığınmacıları durdurmayacak. Ege'de Yunanistan ve Türkiye'ye destekte bulunacak. İnsan kaçakçılığının ve terör şebekelerinin önüne geçilecek” dedi.
DAVUTOĞLU: “TÜRKİYE 2.7 MİLYON SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR”
Başbakan Ahmet Davutoğlu da konuşmasında tarihi anlardan geçildiğini kaydederek, “Güney sınırımızdan gelen büyük riskler ve tehditler söz konusu. İttifakımız içinde büyük bir dayanışma gerekmektedir. Türkiye’ye karşı düzenlenen terör saldırılarında ve aynı zamanda Türk sınırlarına yönelik tehditlerde gösterdiğiniz kesin tavır nedeniyle size müteşekkiriz. Rusya ve rejimin hava saldırıları nedeniyle mülteci akını son aylarda artarak devam etti. Bugün büyük bir insani zorlukla karşı karşıyayız. Türkiye 2.7 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Türkiye ve Halep arasındaki koridorun kesilmesi nedeniyle de yüz binlerce mülteci sınırın diğer tarafında bekliyor. Yeni bir mülteci dalgası olacağı konusunda endişeleniyoruz. Aynı zamanda terör tehdidi de var. Hem DEAŞ hem YPG hem PKK çok büyük bir terör tehdidi oluşturuyor. Bunlar bizim sivil vatandaşlarımız, demokrasimiz ve ulusal güvenliğimiz için büyük tehdit oluşturuyorlar. Diğer bir tehdit ise bölgemizde özellikle Rus olmak üzere yabancı güçlerin bulunması. Suriye’nin Doğu Akdeniz kıyıları DAEŞ’le mücadele etmekten çok uzak bir yer. Şimdiye kadar Ruslar DAEŞ’e karşı hiçbir şey yapmadılar. Daha çok sivilleri tehdit ederek Türkiye’ye göç etmelerini sağladılar ve orada defakto bir durum oluşturdular” diye konuştu.
NATO’nun Ege’deki faaliyetleri hakkında Stoltenberg’e teşekkür eden Davutoğlu, “Bu bir insani operasyondur, askeri değil. Ancak yeni mültecilerin geçişlerinin önlenmesi adına ve çocukların bu maceraları yolculuklarında hayatlarını kaybetmemeleri için NATO’ya ihtiyacımız var. Bir tarafta NATO, diğer tarafta FRONTEX, Türk ve Yunan makamları olarak da Ege’deki bu yeni mülteci dalgasını ve trajik olayları önlemek istiyoruz” şeklinde konuştu.
“YENİ ÖNERİDEKİ AMACIMIZ MÜLTECİLERİN HAYATINI KURTARMAK, İNSAN KAÇAKÇILARIYLA MÜCADELE ETMEK, AB’YLE YENİ DÖNEM BAŞLATMAK”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel’de düzenlenen Türkiye-AB Zirvesi’nde yaptıkları yeni önerilerin amacın mültecilerin hayatını kurtarmak, insan kaçakçılarıyla mücadele etmek ve Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir dönem başlatmak olduğunu söyledi.
Bir basın mensubunun Türkiye-AB Zirvesi’nde Türkiye’nin yeni önerileri hakkındaki sorusunu cevaplayan Davutoğlu, “Bu yeni teklifteki amacımız mültecilerin hayatını kurtarmak, insan kaçakçılarıyla mücadele etmek ve Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir dönem başlatmaktır. Size daha fazla detay veremem çünkü şu anda AB Konseyi’ndeki toplantı devam ediyor. Dün Alman Şansölyesi Angela Merkel ve Hollandalı mevkidaşım Mark Rutte ile 6 saati bulan uzun bir görüşme gerçekleştirdim. Daha önceki eylem planımızı ele aldık ve bu yeni teklifle alakalı birçok unsuru dile getirdim. Bu sabah AB Konseyi Başkanı Tusk, Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz ile ve aynı zamanda Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’la görüşmelerde bulundum. 28 AB üyesi ülke ve Türkiye’nin katıldığı toplantıda ise diğer bazı kesin konuları ifade ettim. Bu yeni fikir ve ortak zorluklar temelinde AB liderleri başka bir oturum düzenleyerek bir değerlendirmede bulunmak istediler. Şimdi ise bu değerlendirmelerini yapıyorlar ve akşam da kendileriyle yemekte yeniden bir araya geleceğiz. Hiçbir mültecinin hakkına girmeden sonuç odaklı insani bir yaklaşıma varacağımız konusunda umutluyum” dedi.