Ve bu konuda hiç kimse de benim talep ettiğim şey hukuk devleti içinde talep edilen husustur, milletin talebidir. En fazla da son 6-7 Ekim olaylarında da ıstırap çekmiş olan Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki Kürt vatandaşlarımızın talebidir. 10 değil 100 madde ne konuşulacaksa her şey konuşulur bu ülkede hiçbir konuşmaya yasak yok her şey ele alınır ama birinin diğerine ev ödevi verdiği şu veya bu şartların sürüdüğü bir çerçeve olmaz. Her şey konuşulur 7 Haziran’dan sonra inşallah Türkiye’de yeni bir tablo oluşacak. Yeni bir anayasaya hep beraber koşalım niye pozitif dil kullanmıyorlar. Hep beraber yeni bir anayasa yazalım. Demokratikleşme ile ilgili şu hususları birlikte alalım dendiğinde pozitif gündem oluşur ama pozitif gündemin yanına silah, tehdit, şiddet gibi unsurları koyarsanız inandırıcı olmazsınız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bu dile herhangi bir şekilde prim vermez” ifadelerini kullandı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Pakistan’ın başkenti İslamabad’daki temasları kapsamında Türk basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. KCK’nın yaptığı açıklama ile HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın İç Güvenlik Paketi görüşmelerinde meclisi kilitleyecekleri yönündeki açıklamalar hakkında sorulan soruya cevap veren Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Çözüm süreci samimiyet ister, çözüm süreci cesaret ister ama en önemlisi çözüm süreci iyi niyet ister. Yani her gün çözüm süreci dememiz yetmez bunun gerekli adımlarının atılması lazım. 2013 Mart’ında yani iki sene önce çözüm süreci bağlamında önemli bir başlangıç söz konusu olduğunda iki ay içinde bütün silahlı unsurların Mayıs, Haziran ayından itibaren Türkiye’den çekilmesi ve silahlı mücadeleye son verilmesi çağrısı yapılmıştı. Şimdi bugün yapılan açıklamalar o anlamda iki sene sonra hala çözüm sürecinden ne anlaşıldığı konusunda bazı çevrelerin kafalarının karışık olduğu intibaını veriyor” dedi.
“BİZİM TUTUMUMUZ AÇIKTIR”
“Bizim tutumumuz açıktır. Türkiye’de her şeyin ilacı demokrasidir. Her şeyin ilacı fikir özgürlüğüdür, her şeyin tartışılacağı platform da TBMM’dir, sivil toplum yapılarıdır” diyen Davutoğlu, şunları söyledi:
“Eğer bir ülkede demokrasi varsa, fikirler açıkça paylaşılabiliyorsa herkes kanaatini ifade ediyorsa, düşüncesini istediği dilde, istediği şekilde gündeme getirebiliyorsa şimdi sormak zamanı değil mi? O zaman silahlara ne ihtiyaç var? Silahı gerekli kılan şartların gerekçesi neler? Ama ‘Türkiye’yi Suriye, Irak şartlarına dönüştüreceğiz’ gibi bir yaklaşımın içinde olacaklarsa veya böyle bir anlayış varsa bunu da kabul etmek veya buna teslim olmak mümkün değil.
Biz bu anlamda çözüm sürecinin kritik bir aşamada olduğunu söylüyoruz. Bugün yapılacak açıklamalar, atılacak adımlar herkesin her zamankinden daha fazla dikkatli olması lazım. Türkiye bu anlamda bu kritik aşamada kesinlikle çözüm süreci noktasında herhangi bir tereddüt içinde değil hükümetimiz. Dikkat ederseniz bizim her açıklamamız, her attığımız adım bizzat benim başkanlığımda yürütülen çözüm süreci toplantılarından sonra oluyor. Burada çok açık ve net bir şekilde hükümet tarafında yürütülen bir politika var. Ama her gün değişik çevrelerden KCK bu açıklamayı yaptı, HDP bu açıklamayı yaptı gibi sürekli bir iniş çıkış trendi olursa burada samimiyet sorgulanmaya başlar. Öncelikle 2013 Nevruz’unda Martında verilen söze uygun bir şekilde silahlı yöntemin terk edildiği ifadesini beklemek hepimizin hakkı ve bu yönde adımlar atıldığında tartışılabilir, konuşulabilir. Barışçıl ortamda konuşulabilir."
“DEMİRTAŞ’LA MHP’NİN CHP’NİN AYNI YERDE BULUŞMASI DİKKATE ŞAYAN”
Selahattin Demirtaş’ın muhalefet olarak CHP ve MHP’yi kastettiğini söyleyen Davutoğlu, "İlginç yani Demirtaş’la MHP’nin CHP’nin aynı yerde buluşması dikkate şayan, onun altını çizelim güçlü bir şekilde. Aynı şekilde tek parti zihniyetine sahip ve birçok baskıcı yöntemi kullanan CHP ile geçmişte Doğu’da, Güneydoğu’da Dersim olayı başta olmak üzere yapılan tutumdan hala bir iç muhasebe ve özür dilemek cesareti göstermeyen CHP ile HDP’nin yan yana gelmesi ilginç. Onun için bu tarihi bir sahne onun için bu iç güvenlik paketi aslında biz buna iç güvenlik özgürlüklerin korunması paketi diyoruz, içinde bürokrasiyi aşan özgürleştirici adımlar var, Jandarmanın içişleri Bakanlığına bağlanması var bu arada molotof kokteyline karşı tavır da var, bonzaiye karşı tavır da var. Dikkat ederseniz bu paketin, bu üç parti birlikte karşı çıkacaklarsa bu başlı başına siyaset dersidir. Herkesin bu tabloya bakıp gerekli dersi alması lazım. Kim ülkede özgürlük istiyor, kim jandarmanın içişleri bakanlığına bağlanması suretiyle özgürlüklerin sivilleşmesini teşvik ediyor, kim buna karşı çıkıyor. HDP ile MHP’nin birlikte buna karşı çıkmalarını birlikte izleyeceğiz” dedi.
“NE MECLİS’İ KİLİTLETİRİZ NE DE…”
“Molotof kokteylini, 6-7 Ekim olayları dolayısıyla halkın hayatını karanlığa boğan o 3 günü yaşadık, o görüntüleri. Bundan sonra bu görüntüleri sık sık belki mecliste izletmek gerekir ki buraya bu iç güvenlik yasasına geldiğimizi görsün” diyen Davutoğlu, “O günlerde Kılıçdaroğlu’nun ne dediğini, Bahçeli’nin ne dediğini hatırlasın. Şimdi Demirtaş’la yan yana duracaklarsa seçime giderken herhalde bundan daha açıklayıcı tablo yok. Bunların karşısında özgürlükleri savunan, herkesin ismini istediği gibi değiştirme özgürlüğünü hayata geçiren bu yasayı hazırlayan AK Parti var. Halkın güvenliği söz konusu olduğunda molotofa da bonzaiye de terör muamelesi yapan AK Parti var, uyuşturucuların özgürlüğünü savunan HDP var, MHP var CHP var. Ya da Kobani olayları bahane edilerek halka baskı yapanların karşısında bakalım nasıl birlikte olacaklar, birlikte göreceğiz. İç güvenlik reformu ile ilgili yapıcı bir teklifleri varsa getirsinler. Kilitlemek gibi böyle Meclis’le uyumlu olmayan bir dil kullanıp yıkıcı, bozguncu tavır sergileyeceklerse biz ne Meclis’i kilitletiriz ne de onların bu anlamda tehditlerine boyun eğeriz. Bu yasa ülkemizin ihtiyaçlarına hitap eden bir yasadı. 6-7 Ekim olaylarındaki sahneyi hatırlayan milletimiz eminim bu yasaya desteği verecekler. Onlarda birliktelikleri ne yaparlar. Birlikleri beraberlikleri hayırlı olsun diyeyim. Ama biz milletle birlikte olmaya devam edeceğiz” dedi.