Davutoğlu, konuşmasında İstanbul ve Londra’nın ekonominin merkezi olduğunu ifade ederek, “Ben İstanbul’u çok seviyorum. Her ne zaman dinlenmek istesem İstanbul’a geliyorum. İstanbul benim için sadece ekonomik merkezi olan bir şehir değil, aynı zamanda bir ev. Ve Londra 1977’de, benim deniz aşırı ziyaret ettiğim ilk şehir. İstanbul’dan Londra’ya geldiğimde halen hatırlarım muhteşem 2 gelenek görmüştüm. Londra’da neredeyse 40 yıl önce ziyaret ettiğim kitapçıları gördüğümde eski günleri hatırlıyorum. Şimdi Başbakan olarak bu tabi ki daha zor. Fakat vakit bulursam kitapçıları tekrardan ziyaret etmeye çalışacağım. Bence İstanbul ve Londra iki medeniyetin evliliğidir. Tarihsel olarak İstanbul Çin’den Avrupa’ya geleneksel ticaretin, ipek yolunun başkentiydi. İstanbul tüm ekonomik aktivitelerin başkentiydi. Modernizimden önce geleneksel ekonominin merkezi İstanbul’du. Londra ise endüstri çağından sonra modern ekonominin başkenti oldu. Modern ekonomiyi anlamak için Londra’nın tarihini, geleneksel ekonomiyi anlamak içinse İstanbul’un tarihini bilmek zorundasınız. Eğer bunları anlamazsanız geleneksel ekonomiyi de anlayamazsınız. Ve Londra’nın tarihini anlamazsanız modern ekonominin tarihini anlayamazsınız. Bu 2 merkez ve gelenek, global ekonomiyi hazırlamak için bir araya geldi. Geleneksel ekonominin merkezi İstanbul ve 19. yüzyıl modern ekonomi merkezi Londra. Bunlar 21. yüzyılın sermaye piyasası için bir araya gelmiş oldu. Bu gerçekten çok büyük bir olay. Belki iyi başlangıç çok kapsamlı olmadı ama eminim ki eğer Londra ve İstanbul bir araya gelirse bu aynı zamanda Avrupa’nın yükselişi olacaktır. Geçtiğimiz hafta Brüksel’deydim. Yeni bir alternatif baktıklarını söylediler. Alternatif işte burada. Londra, İstanbul Doğu ve Batı alternatifi. Ve Avrupa ancak bu gelenekler Avrupa’nın bir parçası olursa gelişecektir. Türkiye ve etkinliğe global bir aktör olarak katılıyor. Türkiye bu yıl G-20’nin dönem başkanı ve bunun anlamı Türkiye’nin dünya ekonomisine liderlik etmesidir. Geçtiğimiz yıl birçok gözlemci Türkiye’de yapılan 2 seçim, Suriye krizi, Ukrayna krizi ve komşuluk ilişkileri yüzünden Türkiye konusunda endişeliydi. Türk iç politikası ise paralel yapı ve diğer şeylerle uğraşıyordu. Fakat Türkiye ekonomisi 2 büyük seçime rağmen 2014’te büyük bir başarıya ulaştı” dedi.
“AB’DEKİ KRİZ OLMADAN ÖNCE TÜRKİYE ÜYE OLMUŞ OLSAYDI, TÜRKİYE’DEKİ İŞ İMKANLARI ÇERÇEVESİNDE BURADAKİ ZORLUKLARDA AZALMIŞ OLABİLİRDİ”
Konuşmasında Türkiye’deki ekonomik büyümeden söz eden Davutoğlu, “Buradaki konu petrol fiyatlarının aşağı yukarı inmesi yada çıkması değil, burada reform mantalitesi ve rasyonel ekonomi kavramlarının ön plana çıkarılması, bunların uygulanması konusu. Türkiye için kritik bir yıldı 2013. 1,3 milyon yeni iş imkanı ortaya konuldu. Siz burada Avrupa’da ne kadar iş kaybı olduğunu gördünüz. AB’deki kriz olmadan önce Türkiye üye olmuş olsaydı, Türkiye’deki iş imkanları çerçevesinde buradaki zorluklarda azalmış olabilirdi. Bir dinamizm söz konusu ve yüzde 3 beklentimizin altında ama bu kalkınmakta olan ülkelerin üzerinde ki onların büyüme oranı yüzde 2,5 Türkiye’de yüzde 3 şeklinde. Ve Latin Amerika’dan daha yüksek yüzde 1,3 Latin Amerika’da. Bu büyüme Avrupa’da ikinci, OECD’de 3. en büyük rakamları ortaya koymakta. Şimdi biz de büyüme oranlarının yükselmesini beklemekteyiz ve enflasyonun da azalmasını beklemekteyiz. Mayıs’a kadar yüzde 6’lara düşmesini beklemekteyiz enflasyonun. Bu açılardan bakacak olursak 12 yıl Türkiye açısından başarıydı. Dünya ekonomisi daralırken Türkiye ekonomisi büyüdü. Ve dünya ekonomisi büyürken daha önceden hükümetimiz öncesi daralma mevcuttu Türkiye’de. Bunlar şunu ortaya koymakta, ekonomik programlar çok önemli ancak siyasi istikrar bundan daha da önemli bunu görmekteyiz. Ve siyaset ve ekonomiyi ayrı ayrı konuşmaktan ziyade, siyasi politik ekonomi kavramını ortaya koymaktayız. Bu çerçevede bunun farkında olunması gerekmekte. Siyasi istikrarla ekonomik akılcılık bir arada olmalı. Ve ben burada bu çerçevede istikrar ile ekonominin bir arada olduğunu ifade etmek istiyorum ve bu istikrarında uzun yıllar bazı otoriter unsurların ortaya koymuş olduğu gibi başka ülkelerde gerçekleştiği gibi demokratik istikrardan bahsediyorum” dedi.
“ORTA AVRUPA’DAN DOĞU ASYA’YA VE BÜTÜN BU BÖLGEDEKİ AVRASYA GENİŞ BÖLGESİNDE VE BÜTÜN BU BAĞLAMLARDA İSTANBUL BİR MERKEZDİR”
İstanbul’un önemli bir merkez olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Demokratik seçimlerle gelen yönetimlerden bahsetmekteyim. Bu çerçevede küresel kalkınma ve tarih açısından bakacak olursak 3’e bölebiliriz ülkeleri. Ve bu çerçevede birinci grupta iyi yönetim unsurunu barındıran ülkeler, söz konusu olabilir. Bunlar farklı bölgelerde olabilirler. Ve bu ülkeler başka bir grupta iyi yönetişim yeteneğine sahip olmayanlar ve bölgesel anlamda önemli unsurlara sahip olmayanlar söz konusu olabilir. Ancak biz Türkiye olarak bakacak olursak etkili bir hükümete sahibiz, siyasi bir istikrara sahibiz. Ve 2023 için de bir vizyona sahibiz. Biz burada bütün bunları bir araya getirmenin etkisine inanmaktayız. Bölgeye bakacak olursak bölgesel merkez olma konumu çok önemli ve Türkiye açısından bakacak olursak Türkiye bu konumda. İstanbul da bölgenin merkezi. Orta Avrupa’dan Doğu Asya’ya ve bütün bu bölgedeki Avrasya geniş bölgesinde ve bütün bu bağlamlarda İstanbul bir merkezdir. Bu çerçevede Türkiye birçok ülkeyle 65’ten fazla ülkeyle vize serbestliği anlaşması ortaya koydu. Türkiye’nin bir merkez olması açısından bu çalışmaların önemi söz konusu. Türkiye’nin bu geniş bağlamda dinamizm konusu yapılmakta ancak bunu AB’nin tam anlamıyla anlamış olabileceğini düşünmüyorum. Vize serbestliği konusunda Türkiye’nin ortaya koyduklarının çok çok önemli olduğunu düşünmekteyim ve bizler bunu gerçekleştiriyoruz çünkü Türkiye’nin kaynakları petrol ya da doğal kaynaklar değil, insan kaynaklarıdır. İnsanımız nereye istiyorsa serbest bir şekilde gidebilmeli. Afrika’ya açılmak istiyorsa bunu gerçekleştirebilmeli. Bu çerçevede bizler Afrika’ya özel politikalar çerçevesinde ortaya koyduğumuz unsurlar oldu. Bu Türkiye’nin Afrika için Asya için bölgesel bir merkez olmasını sağlamaktı. Bu Türk ekonomisinin geçirmekte olduğu dönüşümünde merkezinde olan yaklaşımlardan biriydi. Biz bu çerçevede Türkiye’nin ortaya koymuş olduğu başarılardan bir tanesinin de bu çerçevede yumuşak bir şekilde başbakan ve cumhurbaşkanı arasındaki konum değişimi konusu söz konusu oldu. Gerçekten başarılı bir testti ve yumuşak bir geçiş çerçevesinde gerçekleşmekte. Bizim hükümet programımız 25 sektörel gelişme ortaya koydu. Buradaki amacımız ekonomimizdeki kalitenin arttırılması amacıyla ortaya koyuldu. Bu çerçevedeki amacın insan gücündeki kalitenin arttırılması, eğitim düzeyiyle ilgili kalitenin arttırılması ve Türkiye İhracatçılar Meclisi çerçevesinde yapılmış olan çalışmalar söz konusu. Bizler bu çerçevede Türkiye’deki bütün toplumun ve ekonominin dönüşmesi konusunda teknolojik anlamda yatırımların çok çok önemli olduğunu düşünmekteyiz” dedi.
“BORSA İSTANBUL’UN ORTAYA KOYMUŞ OLDUĞU BAŞARILARLA BİRLİKTE İSTANBUL AYNI ZAMANDA FİNANSAL BİR MERKEZ OLMA YOLUNDADIR”
İstanbul’un finansal merkez olma yolunda hızla ilerlediğini kaydeden Davutoğlu, “Çalışmalar ihracat ürünleri içerisindeki teknolojik anlamdaki ortaya koyulan ürünlerinde çoğaltılması konusunda çalışmalar ortaya koymaktayız. İstanbul bütün bu çalışmalar çerçevesinde önemli bir şehir. Herkes İstanbul’u bilir ancak Napolyon’un bir soru karşısında ortaya koymuş olduğu cevap çok önemli. Dünya tek bir ülke olsaydı hangi şehir başkent olurdu sorusuna İstanbul cevabını vermiştir. Burası merkez ve İstanbul’a gelen 57 milyon yolcu söz konusu oldu uluslararası havaalanında. Bu çok önemli bir rakam ve İstanbul’un tarihi karakterinin de çok ön planda olduğunu görmekteyiz. Tarihi kimliği korunarak İstanbul’un bir merkez olması çalışması çok önemli. İstanbul bölgesel merkez ve aynı zamanda G20 dönem başkanıyız. Aynı zamanda küresel bir aktörüz. Finansal merkez açısından bakacak olursak İstanbul merkez olarak yaratılmış ve ortaya konulmuş. Ancak finansal merkez olmak size bağışlanmış unsur değil. Bu bir politikanın ürünü olabilir ancak. Finansal merkez bağlamında önemli olan şehirler söz konusu ancak İstanbul’a bakacak olursak kendiliğinden bölgesel merkez ve aynı zamanda önemli başarılarla birlikte Borsa İstanbul’un ortaya koymuş olduğu başarılarla birlikte İstanbul aynı zamanda finansal bir merkez olma yolundadır. Son 3 yıl içerisinde küresel finansal merkez indeksine bakacak olursak İstanbul önemli bir sıçrama ortaya koydu. 30 basamak yükselerek 72. sıradan 32. sıraya yükseldi. Umuyoruz ki bu yükselme hızlı bir şekilde devam edecek. Kişisel hayatımızda mütevazi olabiliriz ancak politikacı olarak kararlı ve ileriye bakan şekilde gelişmeye odaklanmış kişiler olmak zorundayız. Bu çerçevede başbakan yardımcımızın da ifade etmiş olduğu gibi sermaye piyasası yasası ortaya koyuldu 2012 yılında ve yeni bir yasa çerçevesinde yasal çerçevelerimizin hazır olduğunu ifade etmeliyim bu konuda ve 25 sektörde dönüşüm programı ortaya koyduğumuzu ifade ettim. Bunlarla birlikte bu çerçevede İstanbul’un ne şekilde ilgili olarak finansal merkez yaklaşımımızı da bu noktada çalışmalarımıza bir hedef unsuru ortaya koymaktayız. Daha kapsamlı daha çeşitlilik arz eden bir sermaye piyasası elbette ki yeterli yasa ve yaklaşımlarla gerçekleşebilir. Gerçek sektör ve sermaye piyasası arasında da bu çalışmaların eş güdüm içerisinde ortaya koyulması gerekmektedir. Türkiye’nin stratejisi bütün bunları ne şekilde bir araya getirebilir finansal açıdan ne şekilde bizi destekleyebilir her ikisi de ortaya koyulabilir. Üretimin arttırılması konusunda ne şekilde bu unsurları birlikte geliştirebiliriz bunlara bakmaktayız. Borsa İstanbul da bu stratejinin temel omurgasını ortaya koymakta. Yeni bir adım atmaktayız. Bu güzel şehirleri bir araya getirerek küresel ekonominin şekillenmesi konusunda bu birlikteliğin çok fazla yeni sonuçlar ortaya çıkarabileceğini düşünmekteyim. Türkiye ve İngiltere ekonomisi açısından aynı zamanda Avrupa ekonomisi açısından. Borsa İstanbul ve Londra Borsası’nı tebrik etmek istiyorum ve ne zaman desteğe ihtiyacınız olursa hükümetimiz yanınızda olacaktır. Her türlü çabalarınız bağlamında, bu stratejinin gerçekleşmesi bağlamında çok teşekkür ederim” dedi.
Öte yandan, Davutoğlu’nun konuşmasının ardından Borsa İstanbul ve Londra Borsası arasında işbirliği yapılmasına dair anlaşmanın imzalandı.