EMASYA PROTOKOLÜ adı altında KORSAN TALİMAT
Terzioğlu, o gece yaşananlarla ilgili olarak ise şunları söyledi: "Olayın başladığı 10:30 civarında devletin yetkili kurumlarından bize talimat geldi. Gelen talimatta EMASYA Protokolü çerçevesinde İstanbul ve Ankara'ya terör saldırısı olduğu ve askerin stratejik noktaları kontrol altına aldığı belirtiliyordu. Bizden sosyal medyanın kapatılması ve internetin kapasitesinin kısıtlanması isteniyordu. Bu resmi kanallardan doğru prosedürlerle gelen bir talimat olduğunu için uygulama kararı aldık. Ekiplerimiz, iletişim altyapısını kısmaya hazırlanıyorlardı ki son anda durumun farklı olduğunu hissetmeye başladık. Hemen harekete geçerek saat 23:05 civarında talimatı uygulamama kararı aldık. İlgili birimlerimize, 'Kimden ne talimat gelirse gelsin, ben ve Genel Müdür Yardımcısı arkadaşımın bilgisi olmadan hiçbir adımın atılmaması' talimatında bulunduk. Ardından Başbakanımız Binali Yıldırım ve sonrasında da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın saat 00.26’daki açıklamalarından işin gerçeğini anladık. Vakit kaybetmeden de saat 00.38 sularında 'Darbe girişimine karşı hükümetimizin yanındayız' mesajı yayımladık. O açıklama Erdoğan'ın ifade ettiği kelimelerden oluşuyordu. Daha sonra ben bu mesajı Twitter ve Facebook'taki kişisel hesabımdan da paylaştım. Hemen aldığımız bir aksiyon daha vardı. Erdoğan’n mesajını 35 milyon SMS yoluyla göndermeye başladık. Bizim belirli bir kapasitemiz var. Bu kapasitemizi de şu an için yükselttik. O an itibarıyla saatte 2.5 milyon SMS gönderebiliyorduk. Dolayısıyla SMS gönderimimiz hemen başladı. Bunu tamamen kendi insiyatifimizle yaptık. Halkımıza bu mesajın en hızlı şekilde ulaştırılması gerektiğini düşünüyorduk. Bir grup silahlı kuvvetleri mensubuna da silahlarınızı bırakın teslim olun SMS'leri gönderdik. Bunların önemli kırılma noktaları olduğunu düşünüyorum."
Gebze'deki data merkezini bastılar
Yapılan baskılara boyun eğmeyince darbeci teröristler silah zoruyla Gebze'deki Turkcell'in data merkezine girdiğini anlatan Terzioğlu, "Oradaki arkadaşlarımızın ellerindeki telefonları topladılar. İletişim şebekemizi kapatmaya çalıştılar. Fakat bugünün dünyasında bizim bir lokasyonumuzu ele geçirmeleri yetmez. İki, üç, dört lokasyonumuzu da ele geçirseler biz anlık olarak beşincisini hatta altıncısını oluşturacak yapıya sahibiz. 'Eski dünyadaki gibi bir tane santrala gideyim, bir televizyon kanalını ele geçireyim, kapatayım' diyerek bu işler olmuyor. Bizim çok yedekli bir altyapı sistemimiz var. Üstelik bu sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da bize ait yedekli bir altyapı. SMS makinelerimizi çalıştırdık. Hiç şüphe yok ki iletişimin durdurulması ve halkımızın bilgilere ulaşamaması, Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımızından gelen mesajları engellemek amacını güdüyor. Biz de halkımızın iletişimi kesilmesin diye her şeyi yaptık. Bunu yaptığımız için de hakikaten başımız dik, alnımız açık" dedi.
BiP'ten haberleştik
Darbe günü teröristlerin Whatsapp üzerinden iletişim kurduğuna dikkat çeken Kaan Terzioğlu, "Bizim ekibimiz de BiP üzerinden kurduğu ekiple haberleşti. Bu gibi yerli iletişim platformlarının ülkelerin milli güvenlikleri açısından değerlendirilmesi gerekli” dedi.
Onların tankları halkımızın cep telefonu vardı
Darbe zamanında iletişimin öneminin bir defa daha ortayı çıktığını dile getiren Terzioğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın video görüşme ile yaptığı açıklamalar bu yıl hayata geçirdiğimiz 4.5G teknolojilerinin de önemini gösteriyor. Çünkü o video görüşmeler eskiden çok da kullanılan bilen şeyler değildi. Burada önemli olan şeylerden bir tanesi iletişimin devamı. İletişimin devamı sadece alt yapı ile kalmıyor. Sadece vatandaşlarımızın bu alt yapıyı kullanabilmesi için gerekli paketlerinin de olmasıyla alakalı. Dolayısıyla darbe günü herkese önce ücretsiz 150 dakika konuşma, 150 dakika SMS ve 150 MB hak tanıdık. Bunların hızlı bir şekilde bitmesiyle önceki gün 150 dakika, 150 SMS ve 500 MB tekrar tanımlama yaptık. Bu ortalama normal bir kullanıcının 10-11günlük tüketimidir. Bu da ciddi bir yük finansal getirdi ama böyle günlerde böyle şeylere bakmak çok yanlış olur. Önemli olan herkes elindeki cep telefonlarını kullanabilsin. İnternete erişebilsin, birbirleriyle mesajlaşabilsinler, yakınlarına ulaşabilsinler. Onların çaldıkları tankları uçakları vardı halkımızın da cep telefonları vardı" dedi.
İhalelerde bize engel çıkardılar
Yaşananların bazı olayların da daha iyi anlaşılmasını sağladığını belirten Kaan Terzioğlu, "Maalesef Türkiye'de bu ve benzeri grupların yaptığı aktivitelerle bizleri ne kadar mağdur ettiklerini şimdi anlıyorum. Düşünün ki Türkiye'nin en çok vergi veren 5. kuruluşusunuz. Türkiye'nin en çok yatırım yapan kuruluşusunuz. Gelirler İdaresi'nde bir bürokrat çıkıyor henüz mahkeme tarafından kesinleşmemiş bekleme sürecinde olan bir vergi cezasıyla ilgili olarak ödeme emri gönderiyor. Niye gönderdiğini araştırırken bir bakıyorsunuz devlet size 'vergi borcu yoktur' yazısı vermiyor ve sizi ihalelerden mahrum bırakıyor. Bu tür çok örnek var. Enerjimizi bunlara harcıyormuşuz. Ümit ediyorum ki yeni dönemde önümüz çok daha açılacak” dedi.
S&P'yi arayıp görüştüm
S&P'nin not indirimini büyük bir talihsizlik olarak değerlendiren Terzioğlu şöyle konuştu: "S&P’yi arayıp görüştüm. Bağımsız derecelendirme kuruluşları bizim şirketimizi de derecelendiriyor. Turkcell Türkiye'de yatırım yapılabilir 3 şirketten biri. Kendilerine de şunu söyledim; Türkiye'de ekstrem bir olay yaşandı ama bu belirsizlikler zaten fiyatlara yansıtılmıştı. Biz bunu başarıyla bertaraf ettik. Dünyada hiçbir ülke yokturki bu gibi büyük bir terörist aktiviteyi bu kadar kısa sürede atlatabilsin. Türkler demokrasinin verilmiş olduğu bir toplum. Ancak biz demokrasiyi cuma gecesi savaşarak hak ettik. İleride bunu çok daha kuvvetli koruyacaktır. Bütün bunları düşündüğümüzdeki Türkiye'deki olaylara bakıp moral bozmaya çalışmak son derece yanlış. Böyle bir aceleciliğin terörist faaliyetlere katılmak dışında hiç bir manası olamaz. Uluslararası ekonomimiz ve finansal kurumlarımızın ayakta olduğunu bilmeli.”
Yatırımlarımıza devam edeceğiz
“Şimdi yeniden reformlara odaklanmanın zamanı” diyen Kaan Terzioğlu, "Turkcell olarak, planladığımız yatırımlar ve uluslararası satın alma planları da dahil olmak üzere, önümüzdeki 3 yıllık ihtiyaçlarımızın finansmanını güvenceye almış bulunuyoruz. Geçen yıl uluslararası piyasalardan kaynak sağlamıştık. Tedarikçilerimize ön ödemelerimizi yapmış bulunuyoruz. Geçtiğimiz birkaç haftada, likidite konusunda yeni adımlar attık ve kur farkı risklerine karşı tedbir aldık. Bütün bu veriler göz önüne alındığında ve sorumlu finansal yönetimimiz çerçevesinde, likidite konusunda yeni adımlara ihtiyacımız olmayacağını düşünüyoruz. Yatırımlarımıza kararlı şekilde devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.