“SOYKIRIM PROPAGANDASI YAPANLAR, SADECE TARİHİ DEĞİL BUGÜNÜ DE DOĞRU OKUMAKTAN ACİZ”
Bunun nedenini düşünmek gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu çağrıdan kaçanların, siyasi saiklerle ve hukuki gerekçelerden uzak bir parlamento kararıyla soykırım propagandası yapması ancak bir suçluluk duygusuyla izah edilebilir. Sayın Cumhurbaşkanımızın 1915 olayları hakkında 2014 ve 2015 yıllarında ve bu sene yaptığı açıklamaları ve ortak acı ve adil hafıza yaklaşımını yok saymaları manidar. Buna Türkiye'nin son yıllarda Ermeni cemaati dahil azınlık topluluklarına yönelik attığı çok önemli adımları da eklemek gerekir. Bu tasarıya destek vererek soykırım propagandası yapanlar sadece tarihi değil bugünü de doğru okumaktan aciz. 1915 olaylarının tek taraflı bir şekilde soykırım olarak ilan edilmesi ve özgür tartışma imkanının engellenmek istenmesi, AİHM kararlarıyla da çelişkilidir.”
“ALMANYA, MODERN TARİHİN EN BÜYÜK SOYKIRIMININ FAİLİ”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şunları kaydetti:
“Almanya'nın modern tarihin en büyük soykırımının 'Holokost'un faili olduğu gerçeğini tekrar hatırlamakta fayda var. Evet, Almanya bu korkunç insanlık suçunu işlediğini kabul ediyor. Fakat derin bir suçluluk ve belki de aklanma duygusuyla 'tek katliam/soykırım yapan ben değilim, başkaları da yaptı' diyebilmek için Ermeni soykırım yalanının arkasına sığınıyor."
“TÜRKİYE, YALAN VE ALGI OPERASYONLARINA SEYİRCİ KALAMAZ”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, kararı destekleyen bazı milletvekillerinin bu kararla Türkiye üzerine baskı kuracaklarını söylediklerini aktararak, şöyle devam etti:
"Türkiye tarihiyle yüzleşmekten hiçbir zaman kaçınmamıştır. Fakat yalan, propaganda ve algı operasyonlarına da elbette seyirci kalamaz. 1915 olaylarını bahane ederek bugün Türkiye Cumhuriyeti ve milleti üzerinde baskı kurmaya çalışmak ancak abesle iştigal etmektir, Türk devletini ve milletini hiç tanımamaktır. Almanya'da yaşayan üç milyon Türk'ün de bu karara tepkisiz kalması elbette beklenemez. Bu tasarıyla ne Almanya'daki Türk toplumunun entegrasyonuna ne de Türkiye-Ermenistan ilişkilerine olumlu bir katkı yapılması söz konusu değildir."
"TARİHİ VE SİYASİ KÖRLÜK"
Tek taraflı bir tarih anlayışını dayatmanın başka siyasi güdülerle hareket edildiğini gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "1915 olaylarını aydınlatmak, Osmanlı Ermenileri'nin acılarını paylaşmak, bugünkü siyasi tıkanıklığı aşmak ve bölgede adil ve kalıcı bir barış ortamı inşa etmek için büyük çaba gösteren ve cesurca adımlar atan Türkiye'nin çabalarını yok saymak, tarihi ve siyasi körlüğün esef verici örneklerinden biridir. Alman Federal Meclisi, Türkiye'ye akıl vermek yerine ve asılsız ithamlarda bulunmak yerine bugüne kadar bütün olumlu girişimlere mutlak bir retçilik tavrıyla karşı çıkan Ermenistan'a sağduyu telkininde bulunmalıdır” değerlendirmesini yaptı.