Yuvanın içinde sıkışıp kaldıklarında biz onları yavru çıkışından 4-5 gün sonrasında açarak yuvadan çıkarmaya çalışıyoruz. Bu yuvadan çıkışlar sırasında açılamayan yumurtalar oluyor veya yumurtadan çıkmış fakat yuvadan çıkış yapamamış yavrular oluyor. Biz de onların kurtarılmasını gerçekleştiriyoruz" dedi.
Yuvalara bırakılan yumurtaların hepsinin sağlıklı yavrular veremediğinin altını çizen Ergene, "Bazılarında genetik problemler söz konusu olabiliyor. Bu yıl Davultepe'de işte çift başlı, çift üyeli yavru kaplumbağası çıkışı söz konusu oldu. Çift başı ve 8 tane üyesi vardı canlının. Aynı gövdeye yapışık bir şekilde bulunuyordu. Dolayısıyla bu tip çeşitlenmeler de söz konusu olabiliyor.
Bu bir genetik anormallik durumu aslında. Nasıl insanlarda dönem dönem bu tip doğumlar söz konusu olabiliyor, hayvanlarda da bu tip olaylar söz konusu olabiliyor. Bu hayvanların düşmanı sadece doğanın değişmesi, insanlar tarafında değiştirilmesi, kentleşme, sanayileşme değil aynı zamanda kendi içerisinde de genetik çeşitli problemleri söz konusu olabiliyor. Sağlam olan yavrular çıkıp giderken, bu tip yavrular da ölüp yuvanın içinde kalabiliyor. Hatta bazen canlı da çıkabiliyor ancak yaşamları çok kısa sürüyor. Geçen yılda Kazanlı'da böyle bir çift başlı yavru çıkışı söz konusu olmuştu. Yaklaşık olarak 10 gün yaşadı ve ondan sonra hayatını kaybetti. Çünkü tek akciğer, tek kalp, tek karaciğer olunca canlının yaşamını devam ettirme şansıda olmuyor. Bu hayvanda aynısı söz konusuydu. Sadece omur çift gelişmişti. Muhtemelen zaten ondan hayatını kaybetti. Böyle bir durumda yaşaması zaten söz konusu değil" diye konuştu.