Kobani’de yaşayan Kurdi ailesi, üç çocuğu ile birlikte Suriye sınırından Türkiye’ye girdi. Sınırdan giriş yapan aile önce İstanbul’a oradan da Bodrum’a geçti. Kobani’de IŞİD saldırılarından kaçan aile Bodrum’da bir müddet kaldıktan sonra Yunanistan’ın Kos adasına geçmek için Akyarlar koyundan denize açıldılar. Denize açıldıkları bot 10 kişilikti ama organizatör bota 17 kişi aldı. Bota aldığı kaçakların can yeleklerini çıkarmasını isteyen organizatör, üzerindeki yelekleri zorla çıkarttırıp denize attı. Umuda yolculuk yapan kaçakların botu fazla kişiden dolayı su almaya başladı, kaçakları taşıyan bot bir müddet sonra battı.
IŞİD saldırılarından kaçan aile su alan tekneden kurtulmaya çalıştı. Bir kızını kurtaran anne, 2 çocuğundan ise haber alamadı. Çocuklarının 2’si de umuda yolculuk için bindikleri teknenin batması sonucu boğularak ölmüş ve 2 kardeş 50 metre ara ile kıyıya vurmuştu. Aileyi kurtaran sahil güvenlik ekipleri anneyi ve bir kız çocuğunu muayene için Bodrum Devlet Hastanesine getirdi. Sağ kurtulan bazı kaçaklar ise ölenleri teşhis için morga getirildi. Teşhis için getirilen kaçakların içerisinde 2 evladını kaybetmiş acılı baba da vardı. Teşhis için girdiği morgda 2 çocuğunun da cansız bedenini gören baba sinir krizi geçirdi. O esnada hastanede tedavi olan eşi ise eşinin feryadını duyunca morga koştu. Çocuklarının ölüm haberini alan anne saatlerce sakinleştirilemedi.
Olay sonrasında tüm dünya yasa boğulurken, uluslararası basın yayın organları olayı medyaya taşıdı. Birçok gazete "Fotoğraf yeter söze gerek yok’ başlığı attı.