Bakan Çavuşoğlu, Fırat Kalkanı operasyonunun tek amacının bölgeden DAEŞ'i temizlemek olduğunu belirterek, "Bir taraftan ateşkes çalışmaları var, Halep'in kendi ayrı gündemi var, Halep'te ateşkes, insani yardım için altılı formatta birden dokuz oluyor. Değişik formatlarda fikirdaş ülkelerle yine farklı yerlerde bir araya geliyoruz, bu konuda çaba sarfediyoruz. Rusya ve İran gibi ülkelerle de görüşüyoruz ama buradaki operasyonun tek amacı burayı DAEŞ'ten temizlemektir. Dolayısıyla El Bab'a kadar bu operasyon ilerleyecektir ve bu bölgeyi güvenli bölge ilan etmeliyiz ki insanlar oraya dönmek istiyorsa da rahatlıkla dönebilsinler, hayat normale dönsün. Böyle bir operasyonun devam etmesi gerekiyor, devam da edecek" ifadelerini kullandı.
Irak'taki gelişmelerle ilgili de Bakan Çavuşoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz Irak'ta, Suriye'de mezhepçi yaklaşımlara hep karşı olduk ve bunun tehlikesine işaret ettik. Maliki'den bu yana bu mezhepçi anlayışın, mezhepçiliği daha da derinleştiren adımların ne kadar tehlikeli olduğunu Irak'ta da, Suriye'de de gördük. Fakat bunlardan ders alınmadığı da açıkça ortadadır. Bazı ülkelerin ve grupların da tahrikiyle intikam duygusu içinde olan Aşti Şahabi'nin bir taraftan Musul'a girmek istediğini, bir taraftan diğer bölgelerde Sünniler'in ağırlıkta yaşadığı yerlere saldırmak istediğini görüyoruz. Evet DAEŞ'le mücadele edilmeli ama DAEŞ sonrasını iyi planlayarak yerel güçlerle bu mücadele yapılmalı. Musul ve Telafer'deki etnik ve mezhep dengeleri dikkate alınmalı, biz bunları söylüyoruz. Eğer buradaki gelişmeler, ki PKK'da bu bölgede, DAEŞ bu bölgede bizim güvenliğimizi tehdit edecek bir duruma gelirse, biz koalisyonun içindeki katkımızın yanında kendi güvenliğimizi sağlamak için tedbirlerimizi alırız. Her türlü tedbirimizi alırız, bu bizim hakkımızdır. Telafer veya diğer bölgelerde saldırı olursa, yine burada bize yönelik bir tehdit oluşursa burada da tedbir alırız. Ayrıca buradaki Türkmen kardeşlerimizin hak ve hukukunu da koruma konusunda kararlılığımız da var, muktediriz de. Oradaki kardeşlerimizi de hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Eğer onlara yönelik zulüme yönelik saldırılar olursa elbette biz de buna duyarsız kalmayız."
"Türkiye'nin güvenliği Sudan için kırmızı çizgidir"
Sudan Bakanı Ghandour ise, kendisine sorulan Sudan'da FETÖ okullarının kapatılmasına ilişkin soru üzerine, "Türkiye'nin güvenliği Sudan için de bir kırmızı çizgidir. Türk hükümetine, Türk halkına bu darbe girişimi akabinde vermemiz gereken desteğin bir boyutu da tabii ki bu tür önlemlerin alınmasını gerektiriyordu. Bu terör örgütüyle ilintili olan kurumların, okulların kapatılmasını gerektiriyordu, biz de bu okulları kapattık. Bu okulları Milli Eğitim Bakanlığımıza şu anda devretmiş durumdayız. Sudan Milli Eğitim Bakanlığı bu noktadan itibaren bu okulların nasıl yönetileceği ve idare edileceğine karar vermekle yetkili makam olacak. Kısa süre içerisinde de Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bir heyeti zaten ülkemizde ağırlayacağız, kendileriyle bu konuda fikir alışverişimiz olacak. Bu adıma ek olarak FETÖ terör örgütüyle ilintili olan tüm kişilerin Sudan'dan ayrılmalarını talep ettik ve bu kişiler de zaten Sudan'ı terk ettiler. Türkiye, uzunca bir süreden beri Afrika'nın farklı ülkelerinde önemli adımlar atıyor, yatırımlarda bulunuyor. Dolayısıyla bizim diğer Afrika ülkelerine tavsiyemiz; Sudan hükümetinin yapmış olduğu gibi, Afrika'daki bazı ülkelerin de yapmış olduğu gibi bu tür kurum ve kuruluşları kapatmaları, kendi güvenlikleri açısından ve Türkiye'ye darbe girişimi akabinde gösterecekleri destek açısından bu kurumları kapatmaları yönünde olacaktır" şeklinde konuştu.