Gelişmekte olan ülke ekonomilerine yönelik sermaye girişleri ile oluşan konjonktürün sıkılaşacağı yönündeki bekleyişlerin güçlendiği görülmektedir. Son dönemde TL’de gözlenen oynaklığın para politikasının gevşeme ihtimali üzerinde sınırlayıcı etkide bulunduğunu ve daha önce dile getirilen faiz indirim bekleyişlerinin ötelendiğini belirtmek gerekmektedir.
Enflasyon bekleyişlerinin yüksekliği ve fiyatlama davranışlarındaki katılıkların sürmesi yanında çekirdek enflasyonun mevcut görünümü, TCMB’nin, sıkı duruşunun devam edeceğini ortaya koymaktadır. Önümüzdeki dönemde enflasyon görünümü ve para politikası duruşu önemli ölçüde TL’nin seyri ve fiyatlama davranışlarına bağlı olarak gerçekleşecektir.
Dış ticaret açısından mevcut veriler, AB ülkelerindeki canlanmanın ihracat açısından olumlu etkide bulunduğunu, yurtiçi iktisadi faaliyette görülen seyrin ise dış ticaret üzerinde genişletici rol oynadığını ortaya koymaktadır.
Yüksek enflasyonun varlığı, ulaşılamayan enflasyon hedefleri ve para politikasının zayıf kredibilitesi ile beraber enflasyonun öncelikli bir iktisat politikası amacı olmadığı kanısını güçlendirmektedir. Yüksek enflasyon, Türkiye ekonomisinin gösterdiği büyüme performansının kalitesi ve sürdürülebilirliği üzerinde olumsuz etkide bulunmaktadır. Düşük enflasyon ve fiyat istikrarının özü itibariyle bir toplumsal talep olduğunu ve bu talep güçlü olarak dile getirilip öncelik kazanmadıkça Türkiye ekonomisinin performansını sınırladığını belirtmek gerekmektedir.