TBMM Genel Kurulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı 62. Hükümet Programı üzerinde görüşmelerin yapılması gündemiyle toplandı. Genel kurulda Hükümet adına konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kendisinden önce konuşan milletvekillerinin yeni kurulan hükümetin kısa süreli olacağında bahsettiğini dile getirdi. Arınç, "185 sayfalık hükümet programımız ve Sayın Başbakanımızın AK Parti Genel Kurulunda yaptığı konuşmadan şunu rahatlıkla biliyorsunuz. Bu 8 aylık bir hükümet değildir. 2015 seçimlerini de kazanacak ve tekrar tek başına iktidar olacak bir hükümettir" dedi.
Paralel yapı konusunda açıklama yapan Arınç, "Bizim şu anda gözümüzü açan olay 17 Aralık'taki yolsuzluk iddiaları değil. Hiç bilmediğiniz bir şey söyleyeyim siz. 30 senedir bu camianın içinde bir insanım. 17 Aralık günü gelinceye kadar ben bunların ağzından bir tek 'yolsuzluk' kelimesi duymadım. Adalet ve Kalkınma Partisi'nden bir bakan, bir milletvekili, bir bürokrat 'şu işi yapıyor' diye bana bir şikayet gelmedi. Vahiy mi geldi 17 Aralık günü yolsuzluk iddiaları ortaya saçıldı. Bizim gözümüzü açan olay budur" ifadelerini kullandı.
"CHP 'SIFIR'LARI 'ZERO'LARI ÜST ÜSTE GİYMEK SURETİYLE ŞOV YAPIYOR"
Arınç, muhalefete "paralel yapı" ile şu anda işbirliği yaptıklarını ifade ederek, "Şimdi üzerlerine tişört giyen birileri emniyetin önünde gösteri yapıyorlar. O gösterileri yapanlar başka yerler de başka gösteriler yapıyorlardı. Bir emniyet mensubu ne zaman operasyon yapılacağını internetten haber veriyor, ona göre tişörtler basılıyor, ona göre 'PR çalışması' yapılıyor. Ona göre birileri çağrılıyor, kahramanlık gösterisine dönüştürülüyor ve sizden de MHP'yi tenzih ediyorum, CHP'den 'sıfır'ları 'zero'ları üst üste giymek suretiyle şov yapıyorsunuz. Kiminle berabersiniz, kimlerle beraber" dedi.
Paralel yapının 17 Aralık'a kadar öncesini ağzına almadığını belirten Arınç, şunları kaydetti:
"Diyelim ki o güne kadar sustular, o gün bunun zamanı geldi. Bunun bir siyasi operasyon olduğunu niçin görmüyorsunuz? Bu hükümeti devirmek adına en ciddi manivela önce bu iddiaların ortaya atılmasıdır. Ben bu işe yabancı biri gibi konuşmuyorum ister inanırsınız ister inanmazsınız yani sizin köşe bucak kaçtığınız insanların içerisindeydim ben. Ben şunu söylemek istiyorum: Yolsuzluk iddiasını ortaya atmak, yolsuzlukların peşinden takipçi olmak namuslu insanların işidir, hepimizin işidir. Hiç kimse yolsuzluklar karşısında suskun kalamaz. Hiç kimse yolsuzluklar karşısında 'O zaman benim menfaatlerim kesilir mi?' diye düşünemez. Milletin hukukunu müdaffa etmek isteyen herkes nerde bir yolsuzluk kokusu alıyorsa bunu gider ihbar eder, delillerindirir ve gerekli mercilere şikayette bulunur. 12 yıldır iktidarda ve katrilyonluk bütçeleri yöneten bir hükümetin kamu kaynaklarını eğer yolsuzluklara bulaştırmışsa ve sen de bunları biliyorsan neden 17 Aralık gününü bekledin be güzel kardeşim demeye hakkımız yok mu? Bakanlarla ilgili iddialarda hükümetimiz ve grubumuz gereğini yapmıştır. Anayasa'da iç tüzüğe bakarsanız, bir bakanın bir milletvekilinin nasıl suçlanabileceğini herkes görebilir. Bakanlar herhangi bir suç isnadı altında kaldığında karşılığı soruşturmadır. 55 milletvekili imza verir, soruşturma önergesi verir. Burada da zannediyorum 400 fazla oyla kabul edildi. Bu ilk defa olmuyor ki Koray Aydın'da oldu, eski Sağlık Bakanı hakkında oldu, Mesut Yılmaz hakkında oldu, eski Enerji Bakanı hakkında oldu. Ben şu sıralarda oturuyordum Fazilet Partili olarak. Bu dosyaları tek tek bilen bir arkadaşınızım ben. Çoğu da Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Orada da bir oyla beraat edenler oldu. Hepsini biliyoruz. Meclis soruşturması açmadan peşinen 'bunlar suçludur' demek doğru değil. Soruşturma sonucuna bakmak gerekir."
"BÜTÜN MÜCADELEMİZ HUKUK İÇERİSİNDE OLACAK"
Yapılan operasyonların ve idari tasarrufların boşuna yapılmadığına dikkat çeken Arınç, "Emniyetin içerisinde bir küçük yapılanmanın mevcudiyeti. Eskiden de söylenirdi, yaptıkları pek fazla bilinmezdi. Bakın 300 bin polisimiz var, rütbeli, rütbesiz. Bütün arkadaşlarımız tenzih ediyorum, emniyet bizim sivil bir kurumumuzdur, güvenliğimizden sorumludur ve hepsi vatansever ve hepsi görevini iyi bir şekilde yapan şehitlerimizin, gazilerimizin olduğu bir topluluk. Ama bunların içerisinde küçük topluluk da kendisine amirleri tarafından verilen görevleri değil kendisine imamları tarafından verilen görevleri ifa etmek için çalışıyor ve başka kurumlardakilerle de bir siyasi operasyonla işbirliği yapıyorsa 'iddia olarak söylemiyorum, bizzat gerçek olduğunu söylüyorum' buna müsaade edemeyiz. Emniyetteki yapılanma yargının içerisine yine ağabeylerinin yönlendirmesiyle dosyanın kapağını bile açmadan oradan veriyorsa, 'ona gelecek karar hazindir' düşüncesiyle hareket ediyorsa biz buna karşıyız. Devletin hiçbirisi buna müsaade etmez" şeklinde konuştu.
"YAPTIĞIMIZ ŞEY 'GESTAPOCULUK' DEĞİL"
"Yaptığımız şey bir 'Gestapoculuk' değildir" diyen Arınç, "Biz hukuki alanda mücadele edeceğiz. Gözaltına almalar hepsinin bir sebebi var. Ya resmi evrakta sahteciliktir ya özel evrak tanzimidir ya izinsiz dinlemeler ya da izinsiz iddianameler hazırlamaktır. Bütün bunları içerisine alacak bir yapılanma hukukun dışına çıkmışsa, devletin dışına çıkmışsa devletin dışarıdaki ve içerideki itibarını yıkmak ve sadece tek faturası bu hükümeti devirmekse bu hükümeti devirmek iddiası yarın sizin (muhalefet) de başınıza gelebilir. Hepimizin el ele vererek, hukuksuz işlemlere hiçbir zaman izin vermemek suretiyle nerede bir hukuksuzluk yapılıyorsa bunu yüksek sesle duyurmak suretiyle görevimizi yapmalıyız" ifadelerini kullandı.
"İRTİBATLARI FARKLI OLAN ÇETEYİ YOK EDECEĞİZ"
En az 2 milyon insanın sempatizan olarak hayır hizmetlerine fiilen katkıda bulunanlar olarak masum olduğuna yürekten inandığını belirten Arınç, "Bugüne kadar elli defa konuştum eli defa bunu söyledim. Bazı arkadaşlarım beni beğenmemiş olabilir, gerçek budur. Okullara hizmet adıyla öğretmenlere hizmet adıyla 'kız çocukları sokakta kalması da şu evde barınsın' düşüncesiyle onlara burs temin etmek suretiyle 3 çocuğunu kucağına alıp bu amaçların peşinden koşan insanlara selam olsun, onlarla hiçbir davamız yok, hiçbir kavgamız yok, onlarla ilgili hiçbir kötü düşünce içerisinde değiliz. Ama bunları kullanan, bunların içerisinden bir tekkede mensubiyet iddia eden ama irtibatları farklı olan bir çete varsa o çeteyi yok edeceğiz. Bunu da herkesin bilmesini istiyorum" dedi.
"SENDE NE KADAR AKIL VAR?"
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçildikten sonra "Başbakanlıktan istifa etsin" sözlerini hatırlatan Arınç, önce Ahmet Necdet Sezer örneğini verdi. Arınç, "Sayın Cumhurbaşkanımızı 10 Ağustos'ta değil 24 Ağustos'ta yani ikinci turda yüzde 56'yla seçildi veya seçildi. Peki, o zaman ne olacaktı. Yani kanun ikinci turu düşünerek hüküm koymuş. Yani 24'ünde seçildikten sonra 'Sen 15'inden beri Başbakan değilsin mi' diyecektiniz. Akıl var mantık var da Sayın Genç sen de ne kadar var bilmiyorum" ifadelerini kullandı.
Arınç'ın bu sözleri üzerine salondan kahkaha sesleri yükseldi.