Kudüs'ün bir hoşgörü, barış ve kardeşlik şehri olduğunu belirten Başbakan Binali Yıldırım, "Bölgede süre gelen işgalci, hoşgörüsüz ve yıkım politikalarıyla, Kudüs'ün binlerce yıllık Müslüman. Hristiyan, Filistin tarihini silinme çabalarına şahit olmaktayız. Yapılan kazılar kutsal mekanları günden güne tehdit etmektedir. Kadim medeniyetlere ait evlerin yıkıldığı istimlak edildiği yok edildiğini görüyoruz. Doğu Kudüs'ü Yahudi yerleşimiyle çevreleyerek, Filistin topraklarından bağını kesme projesini adım adım görmekteyiz. Kudüs içine ve çevresine kurulan Kontrol noktaları ile Müslüman, Hristiyan, toplulukların hareket serbestisini kısıtlamakta, camilere ve kiliselere erişimini engellemektedir. Amaç bellidir. Bölgenin gerçek sahibi olan kadim memleketi Müslüman ve Hristiyan inancından arındırmak, şehrin tarihi dokusunu kökünden değiştirerek Kudüs'ü İsrail'in ve Yahudiliğin başkenti haline getirmek. Bu politikalara Türkiye olarak müsamaha gösteremeyiz. İslam mührünün muhafazası için şehirde tarihi mirasın korunmasına çok önem veriyoruz. Bin yıllar boyunca farklı din, din dil etnik kökenden insanları barış içinde birlikte yaşadığı Kudüs bambaşka bir tehlike ile karşı karşıyadır. Bu olumsuz tablo değişmeden ne Ortadoğu'da ne de ötesinde huzur ve barıştan bahsetmek mümkün değildir. Barışçıl yöntemlerle diyalog yoluyla karşılıklı anlayışla çözebilmenin tek yolu hakkaniyet ve hukuku saygı çerçevesinde Filistin halkının uluslararası hukuktan kaynaklanan en temel haklarının her gün tekrar çiğnenmesine dur denmeli. Başkenti doğu Kudüs olan bağımsız egemen Filistin devletinin vücut bulmasıdır. Filistin devletini 137 ülke tanımış durumdadır. Diğer ülkelerin de tanınması için Türkiye olarak gayretlerimizi devam ettiriyoruz. Filistin halkının birlikte ve beraberlik içinde olmaları hayati önem taşıyor. Bağımsız ve egemen bir Filistin Devlet kurulması başta olmak üzere talep ve beklentilerin güçlü bir şekilde dile getirilmesi için birlik ve beraberlik zorunluluktur. Filistinli kardeşlerim arasında uzlaşının sağlanma çabalarını sonuna kadar destekliyoruz. Türkiye Kudüs konusundaki tarihi sorumluluğuna her zaman sahip çıkmaya devam edecektir" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Ortadoğu'da barış istikrar ve refah görmekten başka hiçbir amacı olmadığını söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Filistin davamız ve Harem-i Şerifin muhafazası konusundaki hassasiyetimiz İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığında dile getirdik. İsrail'de camilerde okunan ezanın hoparlörle okunmasının engellenmesini öngören yasa tasarısına ilişkin gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Din ve inanç özgürlüğüne aykırı böyle bir uygulamanın dayatılması asla kabul edilemez. İslam alemini rencide edecek her hareketin karşısındayız" dedi.
15 Temmuz hain darbe girişimi karşısında Filistin ve İslam ülkelerinin Türkiye'ye verdiği desteğe teşekkür eden Başbakan Yıldırım, "15 Temmuz'da Filistinli kardeşlerimiz ve İslam ülkelerindeki kardeşlerimizin verdiği destek takdire şayandır. Dünyanın her köşesindeki gönlü bizimle olan kardeşlerimizin o günkü desteğine teşekkür ediyorum. Onurlu davasında mücadele veren Filistin halkının ümidini hiçbir hal ve şartla yitirmemesi önemlidir. Filistin'in hakkı olan hürriyeti de bağımsızlığı da müstakil bir devleti de mutlaka elde edeceğine hiçbir şüphemiz yoktur. Sorunları barışçıl yöntemlerle ve diyalog yoluyla karşılıklı anlayış çerçevesinde çözebilmenin tek yolu, hakkaniyet ve hukuka saygıdır. Filistin halkının uluslararası hukuktan kaynaklanan en temel haklarının her gün tekrar tekrar çiğnenmesine mutlaka 'dur' denilmelidir. Bu görev de Filistin halkına sürekli sabır telkin eden uluslararası topluma düşmektedir" şeklinde konuştu.