“İNSANOĞLU VAROLUŞU SÜRDÜREMEDİĞİ ZAMANDA DEVLETTE ANLAMINI KAYBEDER”
Bu açılışların üç açıdan önemli olduğunu bildiren Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Birincisi insani bir sorumluluk. Çevre meselesi olduğunda hepimizin siyasi farklılıkları göz ardı ederek, farklı yaklaşımları göz ardı ederek bir ülke olarak, ülkelerde kendi ulusal pozisyonlarını göz ardı ederek bütün bir insanlık olarak aynı perspektiften bakma erdemini göstermelisiniz. Dışişleri Bakanlığım döneminde çevre ile ilgili Dışişleri Bakanları arasında BM Dışişleri Bakanları Konferansına katıldığımda söz sırasına göre bütün bakanlar benden önce konuştular. Uzun uzun ulusal pozisyonlarını anlattılar. Yani biz şu ülke olarak, çevre konularına şu perspektifte bakıyoruz diyerek kendi ulusal çıkarlarını öne alan sunuşlar yaptılar. Benimde elimde böyle bir sunuş vardı. Görevim Türkiye cumhuriyeti olarak görüşlerimi yansıtmaktı ama biran orda bulunanları sarsmak istedim. Zihinleri bir şekilde sarsarak konuya dikkat çekmek istedim. Dedim ki, şimdiye kadar arkadaşlar yazılı kağıttan okudular. Ben bu kağıttaki sunuşun ötesinde size bir şey söylemek istiyorum. Hepimiz Dışişleri Bakanları olarak sahip olduğumuz mevki dolayısıyla kendi ulusal pozisyonumuzu savunmak durumundayız. Her konu da öyle olabilir ama bir konu istisnadır. Eğer konu çevre ise hepimizin temsil ettiğimiz devletlerin Dışişleri Bakanları olarak değil, insanlığın İçişleri Bakanları olarak konuşma sorumluluğumuz var. Çünkü eğer bu güzel tabiat korunamazsa insanoğlu varoluşunu sürdüremez. İnsanoğlu varoluşu sürdüremediği zamanda devlette anlamını kaybeder. Devletler insan için vardır. İnsan o mekan içinde yaratılmıştır. O mekanda korunduğu zaman kendi geleceğini koruyabilir. Kendi varlığını muhafaza edebilir. Onun için bu yatırımların her biri aslına bakarsanız, sadece mekanik yatırımlar değildir. Arkasında ahlak felsefesi, insani bir felsefe vardır.”
“HÜKÜMETİMİZİN EN ÖNEMLİ GÖREVİ MİSYONU İNSANIMIZIN HAYAT KALİTESİNİ YÜKSELTMEK VE DÜNYA STANDARTLARININ ÜSTÜNDE BİR DOĞA, İNSAN, ŞEHİR, ÇEVRE BULUŞMASINI SAĞLAMAK”
Açılışların ikinci önemli boyutunun dini boyutu olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Nihayet bizim hükümetler olarak bütün hükümetlere ve tabi ki bizim hükümetimizin en önemli görevi misyonu insanımızın hayat kalitesini yükseltmek ve dünya standartlarının üstünde bir doğa, insan, şehir, çevre buluşmasını sağlamak. Şehirler insanın oluşturduğu, imar ettiği mekanlardır. Doğa imar edilmiş olarak insana sunulan mekanlardır. Şehirle doğa arasında, mekan arasında ki uyumu bozduğumuz zaman bu faaliyet İbni Haldun’un tabiriyle umhran olmaktan çıkar. Vahşi çöplük, bir vahşi faaliyet halini alır. Şehrin estetiğini korumak, doğanın estetiğini muhafaza etmek demektir. İstanbul niçin dünyanın en güzel şehridir. Yeditepesi ile boğazı ile Haliç’i ile…Sanki orada yaşayanlara bir emanet gibi tebliğ edilmiş ve denenmiştir ki İstanbul ile ilgili ‘madem ki burada oturuyorsunuz, bunu korumak zorundasınız.’ O güzelliği İstanbul’a nakış nakış veren ilahi irade, o mekanı güzel kılmıştır. Şehir gelişirken umran olması o mekanın korunmasına bağlıdır" şeklinde konuştu.
Bunun milli bir görev olduğunu sözlerine ekleyen Davutoğlu, 62. Hükümet’in programını yazarken kalkınmanın önüne özellikle "insani" sıfatını getirdiklerini anlattı.
“ÇEVRE VE ŞEHİR SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA KAYBEDİLEN BİR SANİYENİN BİLE BEDELİ, VEBALİ AĞIR OLUR”
İstanbul Ümraniye ve Ankara Mamak’ta çöp depolarının, geçmişte şehrin hemen yakınında olduğuna değinen Davutoğlu, Türkiye’nin bu dönemlerden AK Parti belediyeciliğiyle çıktığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Çevre ve şehir söz konusu olduğunda kaybedilen bir saniyenin bile bedeli, vebali ağır olur. Belediye başkanlarımıza özellikle söylüyorum, şehirlerimizi muhafaza edin, bize emanet edilen mekana sahip çıkın, o mekan içinde olan insana saygıyla belediyelerimizi en temiz belediyeler, şehirler haline dönüştürün. Bu bizim için ahlaki bir sorumluluktur.”
Bugün açılışı yapacakları yatırımların toplam bedelinin 320 milyon lira olduğunu bildiren Davutoğlu, Gümüşhane, Kilis, Düzce, Edirne ve Giresun ile canlı bağlantı kuracaklarını ve aralarında Ermenek’in de bulunduğu 5 ilçe belediyesine temizlik araçları vereceklerini bildirdi.
“NÜFUSUMUZUN YÜZDE 70’İ ARTIK DÜZENLİ ATIK DEPOLAMA İMKANINA KAVUŞMUŞ OLACAK”
Davutoğlu hizmetlerin hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür borcu olduğunu söyleyerek, "Son derece önemli projeler, inşallah önümüzdeki dönemde bunları daha da artıracağız. 2002’de sadece 15 olan katı atık tesis sayısını 77’ye yükselttik, şimdi bugün 79’a çıkacak. Nüfusumuzun yüzde 70’i artık düzenli atık depolama imkanına kavuşmuş olacak. Bu oranı inşallah 2017 sonuna kadar yüzde 85’e, 2023’e kadar da yüzde 100’e çıkaracağız" ifadelerini kullandı.
Değişik yörelerdeki 27 atık su tesisini de faaliyete geçireceklerine dikkati çeken Davutoğlu, son 12 yılda belediyelerin atık su arıtma oranını yüzde 100’den de fazla artırdıklarını ifade etti.
“ERGENE HAVZASI’NIN KORUMA EYLEM PLANI İÇİN 3 MİLYAR 200 MİLYON LİRALIK BİR KAYNAK AKTARILDI”
Havzalardaki kirlenmeyi ortadan kaldırma için de ciddi bir çaba içerisinde olduklarına değinen Davutoğlu, "Edirne’den bahsedilince, Trakya’da Ergene Havzası’nın durumunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Ergene Havzası’nın koruma eylem planı için 3 milyar 200 milyon liralık bir kaynak aktarıldı. Bu kaynakla inşallah, bütün bu mekanlar, havzalarımız en iyi şekilde korunacak, gelecek nesillere emanet edilecek" dedi.
Davutoğlu konuşmasının ardından ilçe belediye başkanlarına temizlik araçlarının temsili olarak anahtarlarını verdi. Daha sonra çevre yatırımlarının yapıldığı Düzce, Edirne, Kilis, Gümüşhane ve Giresun’a telekonferans yöntemiyle bağlandı. Programın sonunda ise Davutoğlu, Bakanlarla birlikte kurdele kestiler.