İç Güvenlik paketiyle ilgili muhalefete seslenen Başbakan, “İç Güvenlik paketine karşı çıkan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli; kendinizi 6-7 Ekim olaylarını yaşayan insanların yerine koyun. Biz bu yasa tasarısını, 6-7 Ekim olaylarının acı tecrübeler üzerinden değerlendirdik” dedi.
Valileri de uyaran Ahmet Davutoğlu, “Molotofu kanun maddesine koyma zorunluluğumuz var. Şehirlerinizi yakmaya çalışan vandallara kudretle yaklaşacaksınız. Halkın uyuyabilmesi için yönetici uyumaz. Siz valilerin kaderi, o vilayette yaşayan halkın kaderiyle aynıdır. Vatandaş ağlamak istiyorsa sizin omzunuzda ağlayacak” diye konuştu.
Afganistan’daki saldırıya çok sert tepki gösterdi
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Afganistan’da Türk büyükelçiliği aracına yapılan saldırıya ilişkin, "Bu saldırılar karşısında Türkiye kararlılığını hiç bozmayacak. Hedefin Türkiye ve Türkler olmadığı ifade edildi. Bu alçakça saldırıyı yapanları lanetliyoruz" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Vilayetler Evi’nde İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen ’Valiler Buluşması’nda yaptığı konuşmada, "Bugün erken saatlerde aldığımız haberle yüreğimize ateş düştü. Sabah Genelkurmay Başkanımızdan aldığımız haberle Afganistan’da Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına NATO’yu temsilen önemli görev ifa eden, NATO özel görevi misyonu yürüten Büyükelçi İsmail Aramaz’ın koruma görevini yürüten askerlerimizden birisi terör saldırısında şahadet şerbetini içmiştir. Biraz önce İsmail Aramaz’la da görüştüm, detaylı bilgi aldım. Afganistan Cumhurbaşkanı bana taziyelerini iletti. Afganistan Cumhurbaşkanı bizzat büyükelçimizi arayarak bu mesajı Cumhurbaşkanımız ve bana iletmelerini rica etmiş. Bu tür terör saldırıları dünyanın her yerinde insanlık suçudur ve en güçlü şekilde lanetlenmelidir. Türkiye’nin Afganistan’daki görevi sadece NATO göreviyle sınırlı değildir. Türkiye, Afgan halkının kadim dostudur. Gönül olarak, irfan olarak, medeniyet birikimi itibarıyla Afganistan Türkiye’ye candan yakındır. Bu saldırılar karşısında Türkiye kararlılığını hiç bozmayacak. Hedefin Türkiye ve Türkler olmadığı ifade edildi. Bu alçakça saldırıyı yapanları lanetliyor ve cezalandırılmalarını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Valilerden bekledikleri 5 önemli boyuttan bahsetmek istediğini anlatan Davutoğlu, "En önemli boyut psikolojik boyut. Valilerimiz aslında Türkiye’nin hemşehrileridir. Türkiye ve vilayetlerimiz her biri bizim için özel anlam ifade eden, hakkıyla dizinin dibine oturulsa her şehrimiz bizim hocamızdır. Bize mimarimizi, derin irfanımızı öğretir. Onun için bu valiler bulundukları şehrin irfanıdır" dedi.
81 vilayetin her birinin güzel isimle anılabileceğini anlatan Davutoğlu, 81 vilayetin her birinden feyz alamayanın Türkiye’de valilik ve başbakanlık yapamayacağını ifade etti.
"O ŞEHRE AŞIK OLACAKSINIZ"
"O şehre aşık olacaksınız" diyen Davutoğlu, "Şehirdeki en ufak bir aksaklığı, şehrin silüetini bozan yapıyı sizden önce başkası farkediyorsa siz o şehre aşık değilsiniz demektir. Mekanına şehrin aşık olmak lazım. Mekanına aşık olduğu gibi şehrin halkına da aşık olmak lazım. Valimizin daha karşılayışından itibaren verdiği brifingden o valinin o şehre aşık olup olmadığını anlarsınız. Bahsederken kendi evinden bahseder gibi bahseder. Hiçbir talimat, size gönderilen hiçbir ödenek sizin o şehri sevmenizden daha muktedir bir unsur değildir. Siz o şehre aşık değilseniz, o ödenekler bir müddet sonra tükeniyor. Tükenmeyecek olan tek şey sizin o şehre ve o şehrin ahalisine duyduğunuz aşktır. Birinci beklentimiz, bulunduğunuz şehri, mekanını, sokaklarını, tarihi eserlerini, halkını seveceksiniz" şeklinde konuştu.
Bir vilayete gittiğinde yaşadığı bir anıyı da anlatan Davutoğlu, "Yolda korumalarla yürürken halk da konuşmak istiyor. Bir yaşlı teyzenin kenara doğru itildiğini gördüm. Sokaktan rastgele yalnız yaşayan teyzeyi tanıyıp, onun da belediye başkanı ve valiyi tanıdığını duyduğumda mutlu oldum. Bu önemli. Yaşlılar varsa o şehirde, o şehrin valisi onları tanıyorsa o şehirde bereket vardır demektir. Benzer teyzeler, amcalar sahipsizse o vali ne yaparsa yapsın o şehirle bütünleşemez. Şehirde şehrin sakinleriyle, en iyi psikolojik bağlantıyı kurmanız, valiyi nasıl bilirsiniz dediğimizde iyi biliriz demesini sağlamanızdır" diye konuştu.
"SIK SIK HALKIN ARASINA GİRİNİZ"
Valilerden bekledikleri ikinci unsurun iletişim olduğunu belirten Davutoğlu, "İkincisi, iletişim. Şehri tanıyabilirsiniz ama en önemli şey iletişimdir. Bir siyasi zihniyet devrimi yaşıyoruz. Bunun alandaki temsilcileri de sizlersiniz. Devlet ile millet arasındaki uçurumun aradan kalkmasıdır. Onlarca yıl, vali emredendir, halk emir dinleyendir. Hiçbir yerde ne siz valiler ne de bakanlar olarak biz halka hükmedilen değildir. Halk amirdir, devlet memurdur. Bizler halkın memurlarıyız. Bizler halka tepeden bakmak, birtakım doğru bildiğimiz şeyleri dikte etmek anlayışıyla hareket eden siyasi zihniyet takipçisi olmadık. Bizler halkımızla kaynaşarak, bütünleşerek, onunla birlikte geleceğe yürümeye kararlıyız. İletişimde devlet ile halk arasındaki bağlar kuruluyor. Sizler bu bağları inşa eden önemli öncülersiniz. Bu iletişim bağının şehirlerle kurulması için ne gerekiyorsa yapınız. Sık sık halkın arasına giriniz. İletişim bağı sizin bütün faaliyetlerinizi yapmanıza imkan ağlayacaktır" şeklinde konuştu.
"Üçüncüsü, psikolojik bağ. Sağlam iletişim oluşmuşsa ’halkın huzurunu, güvenini sağlama’ noktasında en etkin yönetimi sergilemeniz" diyen Davutoğlu, "Bu, işlevsel boyut. O vilayetin güvenliğinden sorumlu olduğunuzu, hizmet götürme bilincini yaygınlaştırmanız önem taşıyor" şeklinde konuştu.
"BU YASA TASARISINI BİR GECE RÜYADA GÖRÜP, ERTESİ GÜN BİR ŞEY YAPALIM’ DEMEDİK"
Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gece üçte iniyoruz bir ülkeye, sonra Türkiye’ye geliyoruz. ’Bu enerjiye nasıl dayanıyorsunuz?’ diye sordular. Şunu söyledim buna inanarak söylüyorum, kendisiyle barışık olan kişiden daha güçlü bir kimse yoktur. Kendisiyle barışık olmayan birisi başkasıyla, şehriyle barışık olamaz. Her kesimle barışık olacaksınız. Bir vali yaşadığı yerde insanlara bakarken bu Sünni mi, Alevi mi, Müslüman mı, gayrimüslim mi diye bakmaz. Biz kamu düzeni derken kastettiğimiz şey devletin halkına huzur verecek kudrete sahip olmasıdır. 6-7 Ekim olayları, Gezi olaylarından edindiğimiz budur. İç Güvenlik Yasası Meclis’te. Muhalefet partilerine bir kez daha sesleniyorum. Bir an kendinizi 6 Ekim gecesi Batman’da, 7 Ekim gecesi Siirt’te düşünün, ya kendinizi 4. kattan atılan Yasin Börü’nün yerine koyun. Ne hissedersiniz? Bunun özgürlükle ne alakası var. Sonra şunu düşünün, gözünüzün önünde işyeriniz yakılıyor, yakanı biliyorsunuz ama o polis tarafından götürülüyor, gözaltına alınmadan bile geliyor. Biz bu yasa tasarısını bir gece rüyada görüp ertesi gün bir şey yapalım diye getirmedik. 6-7 Ekim olaylarında günlerce uyumadık biz."
"MECLİS’E GELİP ŞOV YAPIYORLAR, POŞU KAPATARAK"
"Meclis’e gelip şov yapıyorlar poşu kapatarak" diyen Davutoğlu, "Yüzünü kapatıp robotik bir görüntüyle maskeler takıp biri geliyorsa, molotoflarla, kalaşnikoflarla çıkıp kimlik tespiti yapıyorsa bu sokaklar vandallara bırakılmaz. Sizin göreviniz buna izin vermemek. Halka ne kadar şefkatle yaklaşıyorsanız, şehirleri yıkmak isteyenlere de kudretle yaklaşacaksınız. Onlara göstereceğiniz şefkat, halktan şefkati esirgemek demektir. Gezi olayları bahane edilerek İstanbul’un sokakları ne hale getirildi" dedi.
Başbakan Davutoğlu, TBMM’de görüşülen İç Güvenlik Paketi kapsamında bütün muhalefet partilerini basirete ve kamu düzenine sahip çıkmaya davet etti.
YEREL VİLAYET BAĞLAMINDA YAPILACAK KOORDİNASYON
Dördüncü misyonun yerel vilayet bağlamında yapılacak koordinasyon olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Vilayeti idare ederken yönetişeceksiniz, yani istişare edeceksiniz. Uygulayacaksınız, projeyi oranın halkına benimseteceksiniz. Katılımcı demokrasinin gerçekleşeceği yer Ankara değil, vilayetlerdir. Ne düşünüyorsanız oranın kanaat önderleriyle, üniversiteleriyle mutlaka paylaşın. Bazı üniversiteler var ki, bunda üniversite rektörü veya valilerimizin de vebali vardır. Kampüsle şehir içiçe değil. O şehre gelen öğrencilerin çoğu şehri tanımadan üniversiteyi bitirip gidiyorlar. O şehrin üniversitesi o şehre sahip çıkacak" şeklinde konuştu.
Başbakan Davutoğlu, komşu vilayetlerin de sık sık biraraya gelmesi gerektiğini vurgulayarak, valiler olarak sık sık komşu valilerle biraraya gelinmesi gerektiğine işaret etti.
Beşincisinin hükümetin politikaları ile yerel arasındaki irtibatın sağlanması olduğunu belirten Davutoğlu, "Ekonomik alanda, sağlık, eğitim alanında Ankara’da milli düzeyde hayatta geçirilen büyük projelerin alandaki uygulaması sizlerin omuzlarınızda" dedi.
Başarının üst sınırı olmadığını anlatan Davutoğlu, "Bazı valiler var ki arkasında iz bırakır. Şu dönemde Konya’da İzzet Bey var hala yaptığı şeyler anlatılır. Arkada bir iz bırakırsanız bir yüzyıl, iki yüzyıl sonra bile evet buradan böyle bir vali geçti der herkes. Halkın gönlünde yer edinirseniz emin olunuz ki bir gün tarih sayfalarında da yeriniz olur" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, konuşması sonrası gazetecilerin doğum gününü kutlaması üzerine ’Hayırlı olsun, teşekkür ederim. Allah sağlık sıhhat versin" dedi.
İÇİŞLERİ BAKANI ALA: “VALİLERİMİZ DURUMU DEĞİL, MEMLEKETİ İDARE EDECEKLERDİR”
İçişleri Bakanı Efkan Ala ise, "İllerde valiler sizin çok iyi zaman zaman belirttiğiniz gibi sadece bir memuriyet ifa etmezler, onlar aynı zamanda bir mercidirler. Büyükelçilik ve valilik memuriyetten öte olan istisnai görevlerdir. Devletin kurallarının, geleneklerinin uygulanmasını onlar sağlarlar. Valilerimiz durumu değil, memleketi idare edeceklerdir. Sizlerden aldıkları istikamet belirleyici olacaktır "dedi.
Programda İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan tanıtım filmi izlendi. Program öncesi alınan yoğun güvenlik önlemleri de dikkat çekti.