15 Temmuz darbe kalkışmasının ardından ikinci defa Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde toplanan ve 3 saat 20 dakika süren Bakanlar Kurulu sonrasında gazetecilere açıklama yapan Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parti genel başkanları ile yaptığı toplantıda yeni anayasa yapım sürecinin devam etmesi ve öncesinde küçük ölçekli bir anayasa değişikliği konusunda mutabakat yapılabileceğini kaydetti. Başbakan Yıldırım, Bakanlar Kurulu toplantısında yeni kanun hükmünde kararnamelerin karara bağlandığını, bu anlamda Jandarma ve Sahil Güvenlik Genel Komutanlıklarının tamamen İçişleri Bakanlığına bağlandığını, Boğaziçi Köprüsünün adını 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirilmesine karar verildiğini belirtti.
“Yeni anayasa için birlikte çalışma yapma hususunda genel başkanlar olarak anlayış birliği olduğunu gördük”
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında üç siyasi parti genel başkanları ile yapılan toplantıyı tarihi toplantı olarak değerlendiren ve toplantının çok verimli geçtiğini kaydeden Başbakan Binali Yıldırım “Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde yapılan toplantıda siyasi parti genel başkanları olarak 15 Temmuz silahlı darbe girişimi konusunda tam bir anlayış birliği içinde olduğumuzu ifade etmek isterim. Sayın genel başkanlarla ülkemizde sistemin tıkanması, darbe tehditleri üretmesine yol açan konularla ilgili değerlendirmelerimizi Cumhurbaşkanımızla tartıştık. Yeni anayasa için birlikte çalışma yapma hususunda genel başkanlar olarak anlayış birliği olduğunu gördük. Kısa vadede sistemin tıkanmasının doğurduğu olumsuz sonuçları ortadan kaldırmak için küçük ölçekli bir anayasa değişikliği mutabakatla yapılabilir, bunun altyapısını hazırlamak üzere birlikte çalışma yapacağız. Yeni anayasanın bütün partilerin katılımı ile hazırlanması ile ilgili görüş birliği olduğunu gördük, yarıda kalan süreci de devam ettirme kararı almış bulunuyoruz” dedi.
“OHAL’i devlet millete değil, kendisine ilan etti”
Toplantıda 20 Temmuz’da alınan OHAL ile ilgili uygulamaları ve yapılan hazırlıkları gözden geçirdiklerinin altını çizen ve milletin OHAL’in neden ilan edildiğini çok iyi bildiğini söyleyen Yıldırım, “Uygulamada şuana kadar bir sorun çıkmadı. OHAL’i devlet millete değil, kendisine ilan etti. Sebebi 15 Temmuz’da silahlı FETÖ örgütünün darbe girişimidir. Bunun girişimin sonuçlarını ortadan kaldıracak düzenlemeleri yapmak ve darbeye teşebbüs edenlerden kanun önünde hesap sormak OHAL’in en önemli nedenidir. Bunun dışındaki konularda ülkede olağanüstü bir hal mevcut değildir, ticaret, toplumsal ve seyahat hayatı eskiden olduğu gibi devam etmektedir. Buna bir ilave var, vatandaşlarımız gündüz işinde koşarken, akşamları da bir eğlence havasında demokrasi nöbetlerini tutmaya devam ediyorlar. Meydanlardaki bu demokrasi nöbetlerinde siyasi parti garkı gözetmeksizin, toplumumuzu oluşturan bütün vatandaşlarımız aynı hedef uğrunda, cumhuriyetimizin ve değerlerinin, demokrasinin ve milli iradenin korunması adına bu nöbetleri sürdürmektedir. Anayasamızın 120. Maddesi gereğince ilan edilen OHAL yetkisine dayanarak ilk kanun hükmündeki kararnameyi 23 Temmuz’da yayınladık, bu kararnamenin gereği olan iş ve işlemler yerine getirilmiştir, getirilmeye devam ediyor” diye konuştu.
“Jandarma Genel komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tam anlamı ile İçişleri Bakanlığına bağlanacaktır”
Bugünkü toplantıda yeni kanun hükmünde kararnameleri görüştüklerini ve karara bağladıklarını belirten Başbakan Yıldırım, “Buna göre Jandarma Genel komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tam anlamı ile İçişleri Bakanlığına bağlanacaktır. Bakanlar Kurulu toplantımızda ülkemizi bir daha her hangi bir terör örgütünün darbe tehdidine maruz kalmaması için yapılması gereken kurumsal yapılanma çalışmalarına devam edilmesi kararı verildi. Bu çerçevede atılacak adımların bundan sonraki kararnamelerde hayata geçirilmesi hususunda çalışmalar sürdürülecek. İstanbul ve Ankara’da birer şehitler anıtı kurulması kararlaştığımız diğer bir konu. Darbecilerin ilk hedefi olan ve vatandaşlarımızın şehit edildiği Boğaziçi Köprüsünün adını 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirilmesine karar verildi. 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olan, yaralanan vatandaşlarımıza devlet olarak sahip çıktık, şehitlik ve gazilik haklarından yararlanmasını sağlayacak düzenlemeyi yaptık. Ancak vatandaşlarımızdan yoğun talepler var, şehitlerimizin yakınlarına ve gazilerimize destek olmak istiyorlar. Bu talepleri karşılamak üzere Başbakanlık olarak bir genelge yayınladık ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının koordinasyonunda kamu katılım bankalarında birer hesap açıldı, vatandaşlarımız bağışta bulunabilecekler. Bu millet kendine yapılan ihaneti olduğu gibi kendisi için hayatını ortaya koyanları da asla unutmaz. Hükümet olarak Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimi yanında bu tür tehditlere maruz kalmaması konusunda kararlıyız. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, hükümet olarak siyasi partiler, STK, medya ile ülkemizin istiklali ve istikbali için nasıl tek vücut olduğumuzu 15 Temmuz gecesi dünyaya gösterdik. Türkiye’nin 100. Yıl hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığı bugün 15 Temmuz’a göre daha fazladır. Tıpkı bölücü terör örgütünün eylemlerinde olduğu gibi darbe girişimi ile ülkemize diz çöktüreceklerini sananlar yanıldıklarını gördüler” şeklinde konuştu.
“Daha küçük bir paketin yine anlayış birliği içinde çıkartılması için ortak bir zemin olduğu görülmüştür”
Yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularına cevap veren Yıldırım, yeni anayasa konusunda atılacak kısa vadeli adımlar konusunda, “Bu kısa vadedeki adımlardan kastımız, bütün partilerin, AK Parti de dahil hedefimiz yeni bir anayasa. Darbelerden kalan vesayet unsurları içiren anayasadan ülkemizi kurtarmak. Bugünün ihtiyaçlarını karşılayacak, 79 milyonu kapsayacak bir anayasa, bu bütün partilerin taahhüdü. Bu denendi, bir noktaya kadar uzlaşma sağlandı, devamı gelmedi. Prensip olarak buna devam edilmesi konusunda bir görüş birliği var, ancak bunun dışında şuanda gerek yargı ile ilgili gerek bazı hususları içiren daha küçük bir paketin yine anlayış birliği içinde çıkartılması için ortak bir zemin olduğu görülmüştür. Bunun üzerine her partiden arkadaşlarımız çalışacak ve bunu genel başkanlar seviyesinde değerlendirip adamlar atacağız” açıklamasında bulundu.
Takvimin bugünden itibaren başladığını kaydeden Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın riyasetinde yapılan ve parti genel başkanlarının katıldığı toplantıda bu hususların benimsendiğinin altını çizdi. Yıldırım, soru üzerine, HDP’nin de bu çalışmaya katılabileceğini belirtti.
“Bunlar asker kılığında rütbeli rütbesizlerdir, rütbesiz canilerdir, terörist grupların elemanlarıdır”
Yıldırım, 15 Temmuz gecesi Ankara’yı bombalayan uçakları kullanan pilotların yabancı olduğu yönündeki iddiaya da “Fazla abartmışlar, öyle bir şey yok. Ama bunların nüfusunda TC yazması hiçbir şeyi değiştirmez, bunlar asker kılığında rütbeli rütbesizlerdir, rütbesiz canilerdir, terörist grupların elemanlarıdır. Silahlı Kuvvetlerimiz ile kurumsal itibari ile hiçbir alakaları yoktur. Eleştirilerimizde vatandaşlarımızdan beklentimiz, teröristlerle ülkesini seven askerlerimizi, subaylarımızı, polislerimizi bir tutmayalım. Bu işe kalkışanlar birer birer çorap söküğü gibi geliyor, hepsi birbirini ihbar ediyor” dedi.
“YAŞ’da emekliye ayrılacak askeri personel, terfiler ve atamalar görüşülecek”
Yüksek Askeri Şura toplantısında bu sene bir değişikliğe gidildiğini belirten ve içinde bulunulan şartlar nedeniyle toplantının 28 Temmuz tarihinde Çankaya’da yapılacağını açıklayan Yıldırım, “Malum YAŞ’ın başkanı Başbakan, bir günde bütün çalışmalarımızı tamamlayacağız. İkinci gün kararları Cumhurbaşkanımızın onayına sunmuş olacağız. YAŞ’da ne görüşeceğiz; bir, emekliye ayrılması gereken askeri personel, ikincisi, terfi yapılması söz konusu askeri personel, üçüncüsü atamalar. Silahlı Kuvvetlerden çıkartılacak personel için 667 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameyi yayınladık, bu konu YAŞ’ın gündeminde olmayacak. Darbe teşebbüsünde bulunanların zaten adları belli, oldukça kalabalık bir liste, FETÖ veya başka nedenlerle meslekten çıkartılacaklar biliniyor. Onları YAŞ gündeminde değil, çıkarttığımız KHK yetkisinde yapacağız. Jandarma ve diğer kuvvet komutanları ataması zaten müşterek kararname ile yapılıyor. Jandarmanın İçişleri Bakanlığına bağlanması bu durumu değiştirmiyor“ diye konuştu.