Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim derdimiz Twitter’ın kendisi değil yaklaşımı. Eğer Twitter’da bu tür ahlaksızlar ahlaksızlıklar türer de siz buna karşı ülkemi tahrik eden huzurunu kaçıran olayların karşısında defaatle uyarmamıza mahkeme kararlarını göndermemize rağmen bunu durdurmazsınız bize düşen gerekirse bunu kapatabilmektir" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, NTV özel yayınında Oğuz Haksever’in sorularını cevaplandırdı. Niğde’de 2 güvenlik görevlisinin şehit olduğu ve 1 vatandaşın hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili Erdoğan, “Bu konuyla ilgili olarak da içişleri bakanlımız ve şuanda yargı işin üzerindeler. Malum burada bir tane Kosovalı, bir tanesi annesi babası farklı ülkelerden zannediyorum babası veya annesi Alman öbür taraftan farklı bir ülkeden olmak üzere Çinli galiba bir diğeri de Makedon olmak üzere üç kişi bunların ikisi malum yaralı olarak ele geçirildi bir tanesi de yakalandı. Bunları Ankara’ya getirdiler. Ankara’da bir taraftan tedavileri ve bunun bağlantıları nedir? Suriye oldukları tamam. O belirlendi artık. Ama bunlar Suriye’den orada aldıkları eğitimler oradan Bulgaristan üzerinden Makedonya’ya gitmek gibi bir hedeflerinin olduğunu ve güya silahı da yanlarında sünnet olduğu için taşıdıklarına dair bu tür bir ifadeyle bu işi çerçevelemeye çalıştılar. İlgili birimlerimiz bu işin tabi gerisini nereye bağlıyor, bağlantıları nedir bunlara araştırmanın içerisinde belli bazı bilgiler elde edilmiş vaziyette. Üzerine gerek istihbarat teşkilatımız gerek yargı gerekse İçişleri bakanlığımız gidiyor” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığının, kalıcı sonuçlar doğurabilecek büyük bir fitne ve imtihandan geçmekteyiz” şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
“Şimdi bir defa karşımızda bu seçimlerde özellikle ortaya çıkan Pensilvanya denilen bir olay var. Şimdi Pensilvanya denilen olayın yasak olmasına rağmen eğer bir Cumhurbaşkanı dinleniyorsa Başbakan dinleniyorsa, Genelkurmay Başkanı dinleniyorsa ve özelliklede burada bakanlar dinleniyorsa bu bir defa hem yasalara aykırı hem de Diyanet İşleri Başkanımızın da ifade ettiği gibi İslami bizim itikadi noktada da değerlerimize aykırı. Dinimizde, inancımızda kimseyi dinleyemezsiniz. Gözetleyemezsiniz. Böyle bir şey yok. Bunlar din kisvesi adı altında bunu yapıyorlar. Bunu bir tehdit bir şantaja dönüştürüyorlar. Bu bakımdan tabi Diyanet İşleri Başkanlığımız zannediyorum işin bu boyutunu ele almak suretiyle değerlendirdi. Gerçekten halkımızın yüzde 99’u Müslüman bu duyarlılığı hep birlikte göstermemiz lazım. Tabi bununla ilgiyi olarak ta bizim ne yazık ki bu işin bir kısım yargıya bulaşmış olması ve bir kısım güvenlikle de koordineli çalışmak suretiyle bu tür adımları atmış olmaları ülkemiz için gerçekten sıkıntı vericidir. Biz bunu ulusal güvenliğimize bir tehdit olarak algılıyoruz. Onun içinde gerekli tedbirleri alıyoruz. Ben şuanda alanlarda doğrusu tepkiyi bu noktada görüyorum. Zaman zaman vatandaşlarımızın sabırsızlığını görüyorum. Biran önce netice bekliyor. Temennim odur ki vatandaşlarımızın bu beklentisi biran önce olur. Himmet adı altında zekat topluyorlar, sadaka topluyorlar. Kurbanlık koyunları topluyorlar veya adakları topluyorlar. Birçok başka tür şeyleri topluyorlar. Ama bunların makbuzu filan yok. Bunları nereye gittiği belli değil. Şimdi bunlar üzerinde tabii ki bir Türkiye Cumhuriyeti devletinin uyanık olması lazım. Ama ben 17 Aralık olaylarını, 25 Aralık olaylarını bu noktada bir taraftan üzücü bulurken bir tarafta şerde zaman zaman öyle olur ki hayır vardır ilkesiyle böyle bir durumu görmüş buluyorum. İnşallah bunu hükümetimiz, devletimiz sıkı takibindedir” dedi.
"BİZİM DERDİMİZ TWİTTER’IN KENDİSİ DEĞİL YAKLAŞIMI"
Twitter’a erişim engeliyle ilgili soru üzerine Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
“Ben burada çok açık net bir şey söyleyeceğim. 10 milyon tablet bilgisayar dağıtmanın hazırlığı içindeyiz. Şu ana kadar 260 bin tablet dağıttık. Okullara etkileşimli tahtaları yerleştiriyoruz. Bu böyle bir hükümet. Bizim derdimiz Twitter’ın kendisi değil yaklaşımı. Eğer Twitter’da bu tür ahlaksızlar ahlaksızlıklar türer de siz buna karşı ülkemi tahrik eden huzurunu kaçıran olayların karşısında defaatle uyarmamıza mahkeme kararlarını göndermemize rağmen bunu durdurmazsınız bize düşen gerekirse bunu kapatabilmektir. Bu sürekli mi olur ayrı konu. Düzelirse sürekli olmaz.
Bıçağı katilin eline verirse insan öldürür, doktorun elinde neşter insan kurtarır. Bazı köşe yazarları ‘prestij kaybediyor.’ Hiçbir şey kaybettiğim yok, ben alanlara bakarım. O ifadeleri kullananlar şunu görmeli hükümet ve diğer yetkililerin illegal olduğu gerekçesiyle 365 talebin 305’i Fransa’dan gelmişti Türkiye’den giden talep sayısı ikidir. En sık geldiği ülke ABD’dir. 948 hesap ile ilgili 679 talep, tüm taleplerin yüzde 80’inin bu ülkeden geldiğini ortaya koymaktadır. Yüzde 75’inin de karşılanmış olması ilginç. Almanya’da hükümetin talebi ile Twitter Neonazi hesaplarını engellemiştir. Fransa 2012’de Fransa da Yahudi aleyhtarı ve ırkçı tweetler üzerine harekete geçmiş söz konusu içerikleri siteden kaldırmıştır. Hindistan Bodo kabilesi ve Müslümanlar arasındaki şiddet olayları nedeniyle toplu mesajlar yasaklanmıştır ülke genelinde. Google Facebook Twitter açıklama yaparak Hint hükümeti ile ortak hareket ettiklerini duyurmuştur. 2012’de İngiltere’de çıkan ayaklanmalar sonunda Cameron Twitter’a erişim yasağı getirebileceğini ima etmiş olaylar yatışması üzerine tedbir kararı alınamamıştır. Benim ülkemi karıştıranlara karşı bu hukuk tanımazlığınız nedir? Mahkeme karar alıyor Twitter’a iletiliyor ama Twitter ilgi duymuyor. Sen benden nasıl olur da hala iyi niyet beklersin? Sen benim ülkemi karıştırıyorsun ulusal güvenliğimi tehdit eden adımlar atıyorsun. Birileri Başbakan’a Başçalan diyecek bakana hırsız bakan diyecek bir başka hakaret var ağzıma almayayım. Uyarılıyor ama kalkıp da bunu kaldırmıyorlar bu hesaplar maalesef kapatılmıyor. Böyle olunca bizim yapmamız gereken sorumluluk noktasındaki insan olarak bu işi düzelttiniz düzeltmediğiniz takdirde biz kesin tavırlıyız bu işi kapatırız. Yapılması gereken nedir yasaklara uysunlar biz de sorunu bitirelim. Uymadıkları halde, Twitter dediğiniz nedir ya? Bu bir şirket, bakıyorsunuz bu işin arkasında Youtube var. Onların burada temsilcisi falan yok, avukatları ile çalışıyorlar. Avukatları arkadaşlarımıza geliyorlar. Bir avukat hanım kardeşime edebe uymayan bir şey yaptılar. Biz hukuka sahip çıkacağız, bu hukukun vatandaşın hakkı bunu bizim yapmamız lazım. Bunlar neyi savunuyorlar kimin avukatlığını yapıyorlar anlamıyorum. Çeşitli ülkelerden örnekler verdim, bizim ülkemiz muz cumhuriyeti değildir. Bilmeleri lazım, onlarla ilgili hangi uygulamayı yapıyorlarsa burada da aynı uygulamayı yapmak zorundalar.”
Twitter’da son gelinen noktayla ilgili olarak Erdoğan, “İlkelerle ilgili tamam dediler. Sayı bir iki tane değil ki. 700’e yakın bu şekilde uygulama var. Peyder pey onlara bildiriliyor. Bildirilenler karşısında tavırlarını göreceğiz. Kaldırmaları halinde de gereği yapılır. Mahremiyet var ırkçılık var nasıl yayınlarsın ya?" dedi.
Cumhurbaşkanının twitter ile ilgili tavrına ilişkin Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
“Ben tabi sayın cumhurbaşkanı bu tür bir uygulamayı yapmış olabilir, ben paylaşmıyorum. Cumhurbaşkanı tweet atabilir benim aram yok pek hoşlandığım şeyler değil bunlar. Arkadaşlar gerekli çalışmaları yapıyorlar. Seçim zamanı ben şimdi alanlarda koşturuyorum bu tür şeylerle uğraşacak zamanım yok.
"BİZDEKİ İLETİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜ BUNLARIN ÇOĞUNDA YOK"
Yabancı ülkelerin tepkisiyle ilgili soru üzerine Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Bunlar çarpıtılan şeyler işin aslını bilemeyenler işlerine her geldiğinde AB’ye aykırıdır bu tür şeyleri söylerler. Çok da kusura bakmasınlar önce AB üzerine düşeni yapsınlar. Hukuka saygıları varsa hukuka saygılı olmaya mecburdurlar. İç hukuk meselesidir bu adım mahkeme kararı vardır. AB, saydığım ülkeleri uygulamalarını niye göz ardı ediyor? Onlara ne uygulanıyorsa Türkiye’de aynısı uygulanmıyor. Kusura bakmasınlar biz bu özgürlükler meselesini AB ülkelerinin çok çok ilerisinde hallettik. Bizdeki iletişim özgürlüğü bunların çoğunda yok. Adam kalkıyor başbakana istediği gibi küfür ediyor, ne oluyor? AB ülkelerinin çoğunda bunu yapamazsınız. Bu özgürlük hakkını ihlaldir. Özel hayatın ihlali de söz konusu. Özel hayatın ihlali yeni yasada da var, yapamazsınız. Buradan hareketle bizim TİB de devreye girdi adımını buna göre attı. Şu anda açık net söyleyeyim, siz Obama’nın telefonunu dinleyebilir misiniz? Merkel’in dinleme olayı olduğu ayağa kalktılar değil mi? Bizde niye bu kadar rahat hareket ediyorlar? Bizim kendi ülkemizin köşe yazarlarının bunu görmeleri lazım.”
17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla ilgili olarak Erdoğan, “17 Aralık 25 Aralık bütün bunlar 30 Mart seçimleri ile çok daha farklı şekilde masaya yatırılacak. 17 Aralık direkt olarak bu millete karşı yapılmış bir eylem bir devrimdir, böyle bir teşebbüs var. Şahsıma hükümetime değil millete Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı. Aynı şekilde 25 Aralık.
Biz sorumluluk makamındayız, bunları nasıl gözardı ederiz? Bu istiklal mücadelesidir bu kadar önemli bu. Olay yargıda yargı da işini takip ediyor. Bütün bunların ötesinde seçimin hemen ardından atacağımız adımlar var. Milli irade hırsızlığı yapanlar milletten cevabını alacaklar. Millet cevap verecek. CHP’ye, MHP’ye, BDP’ye Pensilvanya’ya bir cevap var. Eğer milletimiz bize negatif cevap verirse başımız gözümüz üstüne. Diğerlerine verirse diğerleri ne yapacak merak ediyorum. Kılıçdaroğlu daha önce bırakacağım dedi bırakamadı. Bu zat dürüst değil, doğru konuşmuyor. Bu seçimde de kaybedecek. Bahçeli de onun bir benzeri. Hiçbir kazandığı seçim yok. Biz 16 aylık partiyken girdiğimiz ilk seçimi kazandık. O gündür bugündür 7 seçim yaptık hep öndeyiz. Şimdi 8’inciyi yapıyoruz yine birinci olacağız. Kamuoyu yoklamalarına göre yine birinci parti olacağız. Bu millet yaptıklarımıza karşı takdirini gösteriyor. Eğer siz bir şeyler yaparsanız millet sizi ödüllendirir” şeklinde konuştu.