Başbakan Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'de yaptığı katliamlardan dolayı uluslararası mahkemede yargılanması gerektiğini söyledi. Erdoğan, Mersin mitingi dönüşünde kendisini takip eden gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Türkiye'nin girişimlerini BM nezdinde yaptığını hatırlatan Erdoğan, “Zaten İsrail'i son anda ciddi manada rahatsız eden şeylerden biri bu oldu. Çünkü İsrail'in yargılanması konusunda ciddi bir ittifak oluştu. Böyle bir kararın çıkması bunları rahatsız etti. Ben bunu çok rahatlıkla söyleyebilirim: Türkiye olarak biz bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.
MUSEVİLER BİZE EMANET
İsrail'in Gazze operasyonu sonrasında Türkiye'deki Musevi vatandaşların hedef alınmasını eleştiren Erdoğan şunları kaydetti: “Türkiye'deki Museviler bizim vatandaşımızdır. Biz vatandaşlarımızın can güvenliğinden mal güvenliğinden sorumluyuz. Onlar bize emanettir. Geçenlerde bir kuruluş çok ağır ifadeler kullandı. Ancak o türden bir şey, ne bizim tarihimizde var ne de İslam inancımızda var. Medine şehir devletini kuran bizim peygamberimizdir. Kimlerle kurdu? Yahudilerle kurdu. Dolayısıyla duygusal davranmak suretiyle kalkıp da sokakları tahrik etmek doğru bir şey değil. Biz buna asla yanaşamayız. Biz orada asla taşkınlığa prim veremeyiz, yol veremeyiz.”
Önceki gün Musevi vatandaşların liderleriyle bir görüşme yaptığını dile getiren Erdoğan, “Dedim ki 'Siz şöyle 200-500 kişi bir araya gelip bir defa İsrail devletine karşı bir açıklama yapın. Bir tavır ortaya koyun. İsrailli yetkililere, kendi yanlış politikalarına dünyadaki tüm Yahudileri Musevileri alet etmelerini doğru bulmadığınızı söyleyin. Kendilerine İstanbul'da bir toplantı yaparak bu yönde bir açıklama yapmalarının isabetli olabileceğini belirttim. Haklısınız, dediler. Tekrar arayacaklar. Tekrar görüşeceğiz” diye konuştu.
Erdoğan, “Sizinle ilgili dönemin başbakanı ifadesi kullanılmıştı. Sizin yerinize bir isim bulabilmişler mi?” sorusuna, gülümseyerek, “Kurdukları kabinede kimler vardı onu ele geçiremedik henüz. Belki de bulamadılar” cevabını verdi. Erdoğan 17 Aralık operasyonunu gerçekleştiren polislere yönelik operasyonla birlikte zincirin halkalarının gelişerek sökülmeye başlayacağını söyledi. Ortaya birçok dosyanın çıkacağını belirten Erdoğan, “MGK'da da bununla ilgili biliyorsunuz tavsiye kararı alındı. Orada zaten ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm unsurlara karşı mücadelenin başlatılması adımı atıldı. Ve sağolsun gerek güvenlik güçlerimiz, gerekse bu noktada yargıda hassasiyeti olanlar, bu meseleyle mücadele için yüreklerini ortaya koymaya başladı” dedi.
AF DİLESELER DE AFFETMEM
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın “Af dilemeleri gerekir. Af dilerlerse düşünürüz” sözlerinin hatırlatılması ve “Bir af dilediklerinde sizin tavrınız ne olur?” sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu: “Bizim öyle bir yetkimiz yok. Şu anda bu işin ucu nerelere gidiyor bunu daha bilmiyoruz. Ama bu işi öyle hafife aldığınız anda yarın bir başka yerden farklı şekilde palazlanırlar. Bülent Bey bunu neye dayanarak böyle söylemiş bilemiyorum. Ama şahsen ben yetkili makamda olduğum sürece asla... Çünkü çok insanlar mazlum durumuna düşürüldü, mağdur oldu. Bakın çok açık söylüyorum; Bana göre, ağır cezalarda oy birliği ile alınan dinleme kararlarının bile kalkması lazım.”
TİB'İ KALDIRMAMIZ LAZIM
Başbakan Erdoğan, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) kaldırılması gerektiğini belirterek, “Bizim önemli bir yanlışımız olmuştur. Keşke biz bu TİB'i kurmasaydık. Çünkü kuruldu ama onların işgali altında. TİB kalkmalı, zaten MİT'imiz var mı bizim? Var. Emniyet istihbaratımız var mı, var. Ne gerek var TİB'e? Ben dinlemelerin tamamen kalkmasından yanayım” şeklinde konuştu.
Erdoğan, “Dinlemenin kaldırılması ulusal güvenlik zaafı oluşturmaz mı?” sorusuna da “Zaten adı üzerinde, Milli istihbarat. İstihbarat zaten bu tür bilgileri sana alıp getirecek. Ama burada ne var? Yani TİB'i kastediyorum: Mahkeme kararıyla dinlemeler var, mahkeme dışında dinlemeler var. Bunlar sipariş üzerine yapıyorlar” cevabını verdi.