Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'ndan Sağlık Bakanlığı'nda brifing almasının ardından açıklamada bulundu. Sağlıklı nesillerin geliştirilmesinin bir ülkenin sermayesinin geliştirilmesi anlamına geldiğini belirten Davutoğlu, ebeveynler ile çocuklar arasındaki, öğretmen, öğrenci, hoca-talebe ilişkisinin, doktor-hasta ilişkisinin hiçbir başka kaygının nüfuz etmemesi gereken bir ilişki olduğunu söyledi. Hastanelerde sağlanan hizmetlerin gerçekten gurur verici hizmetlerden olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Sağlık bakımı açısından ciddi tecrübeler yaşadık. Ele aldığımız hususları dinledikten sonra bütün envanteri tekrar gözden geçirerek ikinci bir sıçrama dönemimizi ekonomide olduğu gibi sağlıkta da yaşamamız lazım. Örnek bir ülke olma niteliği kazandık ancak bu yeterli değil. Şu anda çok dinamik bir nüfus, çok kapsamlı bir sağlık politikalarına ihtiyaç var. Hastalarımızın da verilen hizmetlerden mutlu olmaları önemli bunun yanında mekan şartlarının iyileştirilmesi, hastanelerimizin görünür anlamda değil teknik anlamada iyi olması için en üst adımları attık. Artık milli aşılarımızı üretebilmemiz lazım. Milli kan üretimini de temin edecek altyapıya kavuşmamız lazım. Mümkün olduğu kadar sağlık alınında her türlü atılımın milli kapasiteyle yapılması. Şehir hastaneleri, üniversite hastaneleri ile bir irtibat kurma zorunluluğu var" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, "Şehir hastanelerimiz -ki Sayın Cumhurbaşkanımızın da Başbakanlık döneminde takip ettiği büyük yatırım projesidir.- Şehir hastanelerimizin bir an önce tamamlanması lazım. Bu bakımdan yeni yapısal bir reform süreci önümüzde var" dedi.
Koruyucu sağlık konusunda birçok kampanyayı başlatma niyetleri olduğunu anlatan Davutoğlu, "3 Ekim Dünya Yürüyüş Günü, o gün Kurban Bayramı denk olduğu için başlatamayacağız. 13 Ekim'de sabah uzun bir yürüyüşten sonra Bakanlar Kurulu'na gireceğiz. Sağlıklı beslenme, bisikletle ulaşımı teşvik belli sağlıklı beslenme anlamında önem taşıdığına inandığımız kampanyaları başlatacağız. Basın da arkamızdan yürüyecek" diye konuştu.
"ECZACILARIMIZIN DURUMLARINI DA GÖZDEN GEÇİRECEĞİZ"
"Rehabilitasyon anlamında uygun şartlarda başka ülkede tedavi görmek isteyenler var, 'Şifa Türkiye'dedir' sloganını geliştireceğiz" diyen Davutoğlu, "Doktorlarımızın sıkıntılarının arttığının da farkındayız. Tıp sektörünün ekonomik bakımdan da. Eczacılarımızın durumlarını da gözden geçireceğiz, Türkiye'nin imkanları çerçevesinde en iyi şekilde karşılamakta kararlıyız. Hiçbir maddi imkan bir doktorun hastasına verdiği şifadan daha kutsi değildir" ifadelerine yer verdi.
"NARKOTİMLER KURUYORUZ"
Uyuşturucu ile mücadele konusunun Bakanlıktaki toplantıda öğleden sonra ele alındığına işaret eden Davutoğlu, "Eğitim yılı başlıyor. Yasama yılı ile birlikte yasal düzenlemelerin yapılması ihtiyacı var. Her Bakanlar Kurulu'nda odaklı konu seçtik. Uyuşturucu ile mücadeleyi masaya yatırarak bu konuya verdiğimiz önemi gösteriyoruz. Bu çerçevede 7 Bakanlığımızın ve ilgili komisyonumuzla bir çalışma yapıldı ve bu bize sunuldu. Süreç yönetimi ile karşı karşıyayız. Uyuşturucu ile mücadele bir süreç yönetimidir. Uyuşturucuyu topluma yaymak isteyenler de bir süreç içinde hareket ediyorlar, bizim de buna karşıt hareket etmemiz lazım. Bütün Türkiye'nin uyuşturucu bağımlılığında bir haritasının çıkarılmasını istedim. Kavramsal çerçevenin doğru oturtulması lazım. Okulun çevresine dahi bu bela tacirleri yaklaşamayacak. Ailelerimizle yakın temasa önem veriyoruz. Bu aşama geçilir önleyici ve engelleyici aşamada, üretici ya da kaçakçı anlamında arz edici, arıcı ve tüketici arasındaki network bağları koparılacak, karşı alan oluşturulacak. Koruyucu ağlar güçlendirilecek. Bu anlamda yapılması gereken yasal düzenlemeler neyse yapılacak. Bundan sonra aşama ise rehabilitasyon, AMATEM'ler vardı, bunların yeniden yapılandırılmasını ele aldık. Narkotimler kuruyoruz, okul çevresinde. Bu çerçevede ilk adım merkezleri gibi rehabilite edici çalışmalara ağırlık vereceğiz" şeklinde konuştu.
"UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE ŞURASI KASIM AYINDA TOPLANACAK"
Kasım ayında bir şura toplayacaklarına dikkat çeken Davutoğlu, "Gönüllülük esasına dayalı bir çalışma yürütülmesi ve alana, sokağa inmek lazım. Bütün paydaşların katılacağı şuraya çalışmalar sunulacak. Belki 3 yılda bir toplanacak. Burada alınan kararları stratejik eylem planını takip komitesi gibi bir komite oluşturulacak. Terörle mücadele nasıl stratejik bir meseleyle uyuşturucu ile mücadeleyi de ele alacağız. Her vilayetten bir vali yardımcısı bu konuyla görevlendirilecek vilayet üzerinde aylık toplantılar yapılacak. Mahalleye semtlere inen kadar süreçte, narkotimler, gençlik timleri, anne timleri oluşturulacak. Bu çetelere bu çocukları bırakmayacağız. Bu konuda tereddüt gösteren olursa idari anlamda, o konuda da idari tedbir oluşturulacak. Burada devlet bu kararlılığı gösterirken ailelerimizin de çocuklarına sahip çıkması lazım. Bir çocuğu annesinden koparmak mümkün değildir, annelerin evlatlarına böylesine sarılmasını istiyoruz. Bu utanılacak bir şey değildir, bildirsinler gerekli planları alalım. Kısa dönemde gerekli yasal düzenlemeler, belli ilaçlarla ilgili erişim imkanı kalmayacak. Bu dönemde yapısal çerçeve oluşturulacak 2014 sonuna kadar. Orta vadede 2014-2018'de. 2.7 olan oranın yüzde birlere kadar düşürülmesini sağlayacağız" ifadelerini kullandı.
Viranelerin tümüyle tasfiye edileceğini belirten Davutoğlu, "Virane dediğimiz metruk alanların Çevre Bakanlığımız ile çetelerin kullandığı barınak haline gelmesini önleyeceğiz" dedi.
Açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Davutoğlu, "Daha önce oluşturulmuş yapılar yok sayılmayacak. AMATEM gibi. Revize edilmesi gereken hususlar varsa revize edilecek" diye konuştu.
Aile hekimlerinin acillerde hasta bakabileceği yönündeki "Toplum sağlık merkezleri kurulacak. Orada sadece aile hekimleri olacak. Her bir aile hekimine 2 bin 500 hastanın olacağı bir düzenleme yapılacak. Aile hekimlerimizin bu sağlık reformunun temel taşlarından biri olduğunu düşünerek davranıyoruz. Daha çok üzerinde durulan konu, aile hekimlerimizin mesailerinin bu toplum sağlığı merkezlerindeki mesailerinin uzatılması. Aile hekimlerini zaten alanda istiyoruz. Özlük hakları korunacak, Cumartesi-Pazar ek mesai ücretleri takviye edilecek" dedi.
KONSOLOSLUK GÖREVLİLERİNİN KURTARILMASI
Musul'da IŞİD tarafından rehin tutulan konsolosluk görevlilerinin kurtarılmasına ilişkin soruya Başbakan Davutoğlu, "Biz ilk defa kurtarma operasyonu yapmıyoruz. Daha önce pilotlarımızı, mühendislerimizi kurtardık. Burada kullandığımız yöntemleri her şey ile paylaşmış olsaydık bir sonraki operasyon imkansız hale gelirdi. Milletimiz bir bayram havası içinde bunu kutlamaktadır, Türkiye'nin gücü gösterilmiştir. Belli hususlar vardır ki devlet arşivinde olur. Spekülatif haberlerden kaçınılmasını rica ediyorum. Çatışma içine sokmak isteyen yorumlar olabilir, yanlış haberler ortaya atılabilir. Amerikan operasyonları Irak'ta Suriye'de de yapıldı. Gece boyu hepimiz takip ettik. Türkiye'nin IŞİD'e yönelik tavrı bellidir. IŞİD konusunda Bakanlar Kurulu kararımız vardır. Teröre karşı Türkiye kararlı bir tutum sergilemiştir, bundan sonra da sergileyecektir. Kalıcı barışı temin etmeyecek şekilde yönetilecek operasyonlar bir müddet sonra daha büyük sıkıntılara yol açabilir. Bu konular bütün kapsamıyla ele alınmıştır. İnsani olarak Suriye'den gelen bütün mültecilerin ihtiyaçlarını karşılamada zaten büyük bir sorumluluk altındadır" karşılığını verdi.
SURİYE VE IRAK TEZKERESİ
Tezkereye yönelik bir soru üzerine Davutoğlu, "Tezkere yeni bir husus değil. 2007'den bu yana tekrar eden bir tezkere. Irak'taki tablo değiştiği için, Irak'taki tehdit yapılanmasına yönelik olarak silahlı kuvvetlerin ihtiyaç hissettikleri konularda değişiklik yapılacak. Bu çerçevede dün bir güvenlik toplantısı yaptık. Tezkere 2 Ekim'de büyük ihtimalle 2 ayrı tezkere halinde çünkü riskler farklı, o zamana kadar değişiklikler olursa yeniden gözden geçiririz, Meclisimize sunulacak" diye konuştu.