7 Haziran seçimlerine giderken birilerinin ‘Kudüs’ün Yahudilerin kutsal mekanı’ olduğunu söylediğini, bunlara bir ders vermenin zamanının geldiğini kaydeden Davutoğlu, “Kudüs bizim mekanımızdır ve ebediyen Mescid-i Aksa Müslümanlarındır demeye hazır mıyız? Dostu, düşmanı iyi bilmek lazım. Geçmişte derin devlet nasıl millet ile devleti düşman kıldıysa, şimdi HDP’liler bu yanlış zihniyetle milletle kendileri arasında bir uçurum açıyorlar. CHP, yani Türk ulusalcıları diyor ki, ‘Diyaneti kapatacağız.’ Onlar tek parti döneminde de ezanı aslından uzaklaştırmışlardı. Bu yaklaşımın Kürt versiyonu HDP diyor ki, ‘Diyaneti kaldıracağız.’ Sonra diyor ki, ‘Allah Kürtçe bilmiyor mu?’ Bunu sormaya kim cüret edebilir. Allah her dili yaratandır, bilendir. Önemli olan o güzel dillerle, güzel ifadeler kullanmaktır” diye konuştu.
“AK PARTİ’YE YAPILANLARI GÖRMÜYORLAR”
HDP’nin Doğu ve Güneydoğu’da eski müftüleri aday gösterdiğini ancak batıda gösterdikleri bazı adayları Tillo’ya çıkaramayacağını anlatan Davutoğlu, şunları söyledi:
“Bu topraklardan kopuk insanlara destek verir misiniz? HDP’ye Fransa Komünist Partisi destek veriyor. Ermeniler destek veriyor. HDP Eş Başkanı Amerika’ya gittiğinde bunu perde arkasında konuştu. Sonra geldi buraya, ‘Ermenilere soykırım yapıldı. Kürtler de yaptı. Özür dileriz’ dedi. Bir grup aydın destek beyanında bulundu. Herkes herkesi destekleyebilir. Ancak AK Partililere yapılan saldırıları görmeyenler aydın olamazlar. Yasin Aktay saldırıya uğradı, Burhan Kayatürk saldırıya uğradı. Hiç kınamada duydunuz mu? Milletvekili adayları saldırıya uğruyor, bu aydınlardan ses gelmiyor. Ancak HDP sözkonusu olduğunda bu gruplar birleşiyor. Paralelin sözcüsü Diyarbakır’da arka kapıda HDP’liler ile görüşüyor. 3 legal parti, HDP, MHP, CHP ile 3 illegal örgüt paralel, Kandil ve DHKP-C birleştiler. Bu şer cephesine izin verir misiniz? Bunların karşısında AK Parti, Elif gibi dimdik duruyor. AK Parti’nin Elif gibi duruşuna destek verecek misiniz?”
“KEŞKE SENDE YÜREK OLSAYDI”
3 gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Yüksekova Havalimanı’nın açılışını yaptıkları ancak bunun 2 yıl gecikmeli olduğunu anımsatan Davutoğlu, “Bunun sebebi, terör örgütünün iş makinalarını yakması, işçilere saldırması. Demirtaş diyor ki, ‘Keşke kurdeleyi kesenler arasında biz de olsaydık.’ Doğru diyor ama keşke sende yürek olsaydı da, saldıranlara ‘Burayı Kürtler kullanacak diyebilseydin.’ Keşke sende yürek olsaydı, ‘Seçime gidiyoruz, şiddete yer yok’ deseydin. Keşke sen de yürek olsaydı, 6-7 Ekim’de milleti isyana teşvik etme yerine, Yasin Börü’yü katledenleri kınasaydın” dedi.
“ÖFKE DİLİNE KARŞI AŞK DİLİ DİYORUZ”
Dün Mardin’de Kasımiye Medresesi’nde Türkçe, Kürtçe ve Arapça Mevlit-i Şerif dinlediğini dile getiren Davutoğlu, “Eğer muhabbet, sevgi konuşuluyorsa Türkçe de, Kürtçe de, Arapça da bizim için azizdir. Ancak nefret dili konuşuluyorsa, Esed gibi katletmek için kullanılıyorsa, Arapça da, Türkçe de, Kürtçe de söylenilenle ilgili olduğu şekilde ya iyidir ya da kötüdür. Biz nefret diline karşı muhabbet dili, şiddet diline karşı barış dili, öfke diline karşı aşk dili diyoruz. Gönül dili, muhabbet dili ile konuşmaya var mısınız? Şimdi seçime giderken sandıkları tehdit edenlere bir ders vermeye var mısınız? Siirt’te, üniversite var mıydı? Kim kurdu? Siirt’te doğalgaz var mıydı? Organize sanayi bölgesi var mıydı? Kim getirdi?” diye konuştu.
“TÜRKİYE’YE ÖZGÜRLÜKLERİ KİM GETİRDİ?”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2005’te Diyarbakır’da yaptığı konuşmadan sonra aradaki bütün engelleri kaldırdıklarını kaydeden Davutoğlu, şu ifadelerde bulundu:
“OHAL’i, Kürtçe’nin üzerindeki yasakları, yol kontrollerini, propaganda yasaklarını kim kaldırdı? Şimdi duysunlar, bütün partiler duysun, aydınlar duysun, Türkiye’ye özgürlükleri kim getirdi? Anadile, başörtüsüne özgürlüğü kim getirdi? Vesayete, darbeye karşı dimdik kim durdu? İşte Siirtliler bizim için bütün vatandaşlarımız azizdir. Onların hak ve hukuklarını korumak için ne gerekiyorsa yaptık. Yapmaya devam edeceğiz. Hizmetler açısından bakın öyle bir rakam var ki, 2002 yılında Siirt’te kaç ambulans vardı biliyor musunuz? Sadece bir. Şu anda 42 ambulans var.”
“SURİYE’DEN GELENLERİ TESLİM ETMEYİZ”
Eskiden derin devletin kullandığı “Ya sev ya da terk et” diye bir sloganın olduğunu, bunun da Kürtlere ve başörtülülere karşı kullanıldığını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Başörtülülere, ‘Suudi Arabistan’a git’, Kürtler’e ‘sus’ derlerdi. Şimdi bu HDP’nin de mantığı aynı. Siirt ne kadar Arapların, Kürtlerinse, İstanbul’da o kadar bizimdir diyecek misiniz? İstanbul, Konya, Siirt, Mardin, Diyarbakır bizim mi? Halep bizim mi? Kudüs bizim mi? İşte burada Tillo’nun irfanı ile sesleniyorum. Bizim evimize, bizim sınırıma kim gelirse gelsin onun aidiyetine bakmayız. ‘Türk müsün, Kürt müsün, Arap mısın?’ diye sormayız. Kobani olayları olana kadar 3 yıl Esed ile işbirliği yapan HDP, o zaman gelen Araplara, Kürtlere, Türkmenlere niye sahip çıkıyorsun derken, Kobani olaylarında ağız değiştirdi. Biz gelenlerin hepsini aldık. Ama şimdi Kılıçdaroğlu, ‘Bunları geri göndereceğim’ diyor. Ancak Demirtaş’tan ses yok, ‘hayır’ demiyor. Sadece biz ‘hayır’ diyoruz. Suriye’den gelenleri kimseye teslim etmeyiz. Bunun için AK Parti’ye karşılar. Uluslararası lobiler, çevreler, paralelciler, medyanın her kanalı, bu partiler bize karşı birleşti. Çünkü biz adaleti temsil ediyoruz. Adaleti ayakta tutmaya var mısınız? Siirt’i, bütün Doğu Anadolu’yu, Güneydoğu Anadolu’yu kalkındırmaya var mısınız?”