Başbakan Davutoğlu, Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan ve İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. “62. miting oldu. Meydanlarını dilini kısaca özetleyebilir misiniz?” şeklindeki soruya Başkan Davutoğlu şöyle cevap verdi:
“Genel başkan olarak ilk kampanyam ama daha önce birçok kampanyada bulunduk. Bir kere miting çağrısından beri yoğun bir ivmeyle coşku görüyorum. Şu dikkatimi çekiyor açıkçası, bazı yayın organları özellikle coşkulu AK Parti mitinglerinin 'coşkulu olmadığı' gibi bir kanaati yaymaya çalışıyorlar. Ama Erzurum mitinginde, şu ana kadar 62. mitingimiz hiçbir miting vasat bile değildi, yani çok daha üstündeydi. Herkes gördüğü için İstanbul ve İzmir'i örnek vereyim. İstanbul ve İzmir mitinglerinde bu coşku varsa ne bileyim Erzurum, Sivas'ta olmaz mı? İzmir mitingini burada ölçü olarak alın. Burada ben coşkuyu veya bir şeyin performansını üç kriterle değerlendiriyorum; havaalanına indikten veya ulaştıktan sonra miting meydanına gidene kadar şehirdeki hava. Çünkü o zaten bizim taraftarlarımız miting meydanında. O sırada zaten şehre kadar mitinge gitme zahmetine katlanmayan hemşehriler oluyor. Biz miting meydanına bazen yarım saat gecikmeyle gidiyoruz, yol boyu yoğun ilgiden. İkincisi katılım. Katılım tek başına yeterli değil, katılımdaki coşku. Bazen diğer liderlerin de mitinglerini takip ediyorum. Hiçbir coşkusu olmayan, hazır metinden konuştukları, iletişimin olmadığı, tek düze, didaktik anlatımdır. Bizim mitingleri görüyorsunuz. Gelenlerin de katıldığı son derece hareketli mitingler oluyor. Sonra bir de çıktıktan sonra şehirdeki hava. Dün olağanüstü İzmir'de mitingin sonrasında Konak Tüneli'ni açacağız, 1-2 kilometrelik mesafeyi 1 saatte zor vardık. Çünkü yoğun bir coşku vardı. Dolayısıyla ben alandaki havadan o anlamda hem mutmainim hem de seçim atmosferi egemen oldukça bu coşkunun daha da artacağı kanaatindeyim.”
"OY VERİN GİTSİNLER' DİYORLAR, 'OY VERİN GELELİM' DEMİYORLAR"
“Bu seçimde seçim neden 'birinci parti ile dördüncü parti (HDP) arasında geçiyor' izlenimi veriliyor. İkinci ve üçüncü parti nerede?” sorusu üzerine ise Başkana Davutoğlu, “Türkiye'de bir ana muhalefet boşluğu var. İktidara alternatif olamayan yapılar var, yani iktidar alternatifi yok. Bir çerçeve getirip de milleti ikna edecek dil geliştiren alternatif parti yok. O zaman ne oluyor? Engelleyici partiler var. Onun için ben İstanbul mitinginde dedim ki biz özneyiz, onlar nesne, siyaseti biz belirliyoruz. Onların varoluş sebebi bizi engellemek. Halbuki bizim varoluş sebebimiz kendi ideallerimizi gerçekleştirmek, biz kimseyi engellemek için burada değiliz. Bizim varoluş sebebimiz kendi ideallerimiz, onların varoluş sebebi bizi engelleyebilecek bir performans sergilemek. Bu çok önemli, çok doğru bir soru. Onun için rakibin biri dördüncü parti olarak görülüyor, çünkü dördüncü parti de iktidar alternatifi değil, iktidarı bloke edebilecek bir parti barajı aşması halinde. Öyle görüldüğü için temel hedefi bloke etmek, Türkiye'ye alternatif perspektif sunmak değil AK Parti'yi bloke etmek. Bu üç parti için de geçerli, paralel yapı için de geçerli. Bir paralel daha var, o da Kandil. O da HDP'nin paraleli. Şimdi DHKP-C de yaptı. Çünkü CHP'nin tek önceliği var. Bloke etmek, durdurmak, engellemek. Onun için 'oy verin gitsinler' diyorlar değil mi, 'oy verin gelelim' demiyorlar. Yani biz gittiğimizde ne olacak sorusunun cevabı yok” karşılığını verdi.
"YOKSA HALKIN ÖNÜNE ÇIKAMAYIZ"
“Partilerin seçim vaatlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki soru üzerine Davutoğlu, “Bunlar iktidar ümidi taşımayan başvurduğu yöntemlerdir. İktidar olamayacaklarını bildikleri için her türlü vaatte bulunabilirler. Bir sınav yok, vaadin yani nasıl gerçekleşecek, ne olacak? Halbuki bizim için öyle değil. Biz söylediğimiz her şeyi 8 Haziran'da hayata geçirmek durumundayız, yoksa halkın önüne çıkamayız” cevabını verdi.
"BEN HAYATIMDA HİÇ YEMİN ETMEDİM"
“Noter tasdikli ikramiye vaadinden sonra dün Sayın Kılıçdaroğlu, “İki maaş ikramiyeyi vallahi de billahi de vereceğim’ dedi” hatırlatması üzerine Davutoğlu şu değerlendirmede bulundu:
"Önce noter dedi inandıramadı, yemin ediyor inandıramıyor. İnsanın sözü 'benim adım Kemal' demekle olur mu? Mesela gitse Kılıçdaroğlu bir bankadan kredi alacak olsa 'Benim adım Kemal, bana kredi verin' dese bankacılar onu kapının önüne koyar. Kredi almak için itibarının olması lazım ya da teminatın olması lazım. Teminatı yok ki. 'Benim adım Kemal' demekle kredi alamayan biri 'Benim adım Kemal' demekle oy alabilir mi? Kardeşim neyin var, ne gelirin var, sonra nasıl ödeyeceksin diye sorarlar adama. Dolayısıyla işin esası o, yemin etme sebebi de o. İtibarı olmayınca yemin eder. Ben hayatımda hiç yemin etmedim. Belki çok zorlandığım 1-2 ama babamda söylerdi, rahmetli yemin ettirmezdi. İnanıyorsa yemine gerek yok, inanmıyorsa niye yemin ediyor. Bir zaruret olur ayrı ama birini ikna etmek için bunu kullanmam.”
"BÖLGESEL MİLLİ UÇAĞIN LANSMANINI YARINDAN SONRA YAPACAĞIZ"
“Son hafta bir sürpriz, slogan var mı?” şeklindeki soruyu ise Davutoğlu şöyle cevapladı:
“Bu akşam bir sürpriz başlıyor. Bugün akşam yeni bir şarkı başlıyor olması lazım. Esas seçim şarkımız bu akşam çıkıyor. Ekonomik anlamda bir vaat yaptık. Esnaflara sıfır faiz, faizsiz krediyle ilgili olarak Ocak ayında esnafa büyük bir açılım yaptık. Çiftçilerimize daha geçen hafta bile seracılar, tarımla ilgili, damla sulamayla ilgili, sulama kooperatiflerinin borçlarıyla ilgili çok ciddi tedbirler getirdik. Gençlerle ilgili THY'ye yüzde 30 indirim getirdik. Kadınlarla ilgili bugün devlet yardımlarını dağıtmaya başladık. Yani her kesime, emeklilerle ilgili seyyanen 100 lira zam verdik. Her kesime, memurlara bir derece verdik. Biz bunları zaten yaptık ama bunu bir seçim atılımı gibi yapmadık. Ekonominin kendi doğal mantığı içinde bunların gereğini yaptık. Ayrıca böyle bir şok edici gibi yaklaşım içinde olmadık. Mega projeleri açıkladık, üç katlı tüneli açıkladık. En sona bu yeni bir şey, bölgesel uçağın lansmanını yapacağız yarından sonra. Yani ilk defa milli bölgesel uçak yapıyoruz. Şoför esnafına dönük olarak ÖTV'yi kaldıran açıklamalar yaptık. 9 aylık hükümet döneminde şuana kadar elimizi değmediğimiz hiçbir toplum kesimi kalmadı. Herkese gereken şeyde ama ekonominin doğal mantığı içinde bunları yaptık.”
"6 HAZİRAN'LA 8 HAZİRAN ARASINDA ÇOK BÜYÜK BİR FARK OLACAĞINI ZANNETMİYORUM"
Başbakan Davutoğlu, “Artık son düzlüğe girildi? 7 Haziran günü halk sandığın başında olacak ama 8 Haziran günü nasıl bir Türkiye bekliyorsunuz?” şeklindeki soruya, “Ben sürekliliği öne çıkartıyorum. 6 Haziran'la 8 Haziran arasında çok büyük bir fark olacağını düşünmüyorum. Yani istikrar, iktidar devam eder ve bu süreklilik içinde Türkiye kendisine çizmiş olduğu yolda kararlılıkla yürür. Ondan hiç kimsenin tereddüdü olmasın” karşılığını verdi.
"SEÇİM GÜVENLİĞİYLE İLGİLİ HER TÜRLÜ GÜVENLİK TEDBİRİNİ ALDIK"
“Doğu ve Güneydoğu'da sandık güvenliğiyle ilgili SKM büroları Van'da saldırıya uğradı” hatırlatması üzerine ise Davutoğlu, "Onunla ilgili her türlü tedbiri aldık. Bu tür saldırılar oluyor ama güvenlik bağlamında her türlü tedbiri aldık. Yani seçim gününde bu tür baskıların olmaması için her türlü tedbiri aldık” diye cevap verdi.
“Saat takmıyorsunuz, neden? “ şeklindeki soruya ise Başbakan Davutoğlu, "Saat takmıyorum. Ben saati kendim ayarlıyorum" cevabını verdi.