Başbakan Ahmet Davutoğlu, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen 'Gençlik ve Spor Bakanlığı Türkiye Geneli Toplu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, "Gençlerle biraraya gelmek her zaman çok güzeldir ama bu gençlerimzie 190 spor tesisi hediye edeceğimiz bir günse daha da mutluluk verici oluyor. Herşeyden önce biraz önce gösterileriyle bizi büyüleyen genç kardeşlerimizi, kızlarımızı, çocuklarımızı güzel gösterileri nedeniyle tebrik ediyorum. Dünyanın en güçlü insanı, kendi bedenini, kendi psikolojini zihnini kontrol edendir biraz önce kardeşlerimiz bunu sundular. Özellikle adaşım Ahmet, bir insanın engelleri nasıl aşabileceğini gösteren olağanüstü bir örnekti" ifadelerini kullandı.
"Bizler hiç bir engel tanımadan gece-gündüz çalışıyorsak bunun en büyük nedeni gençlerimize daha müreffeh bir ülke sunmaktır" diyen Davutoğlu, "Bugün ölüm yıldönümünde andığımız Üstadımız Necip Fazıl Kısakürek 'Mehmedim' diye hitap etti. Şimdi büyük bir özgüvenle görüyoruz ki yeni bir nesil yetişiyor, Asım'ın, Mehmedimin nesli" şeklinde konuştu.
Bugün 190 yeni tesisin açılışının yapıldığını belirten Davutoğlu, bunların arasında Türkiye'nin her köşesindeki tesislerin olduğunu ifade etti. Türkiye'nin her bir yanında bütün gençlerle buluşmak için bu hizmetlerin verilmeye devam edileceğini anlatan Davutoğlu, bütün bu hizmetlerin yeni bir neslin ufkunu açmak için olduğuna dikkati çekti.
GENÇLERE NECİP FAZIL KISAKÜREK'İN 'ZİNDANDAN MEHMET'E MEKTUP' ŞİİRİYLE SESLENDİ
Gençlere Necip Fazıl Kısakürek'in 'Zindandan Mehmet'e Mektup' şiiriyle seslenen Davutoğlu, "Birincisi, kendinize, ülkenize ve geleceğe güveneceksiniz. İkincisi, kendinizi en iyi şekilde yetiştireceksiniz. Engel tanımayan gençlerimize buradan bütün Türkiye adına alkışlayarak selam gönderelim. Size tavsiyem kendinizi yetiştirmek için günde mutlaka kitap okuyun, spor yapın zihniniz gelişsin. Üçüncüsü, Türkiye'nin her köşesindeki gençlerle irtibat kurun. Hakkari, Edirne, Ardahan gençliği de bizim kaderimiz de birdir gelecek yıllara yürüyeceğiz' iradesini göstermeye devam edin. Dördüncüsü, gençler dünyadaki meselelerle ilgilenin. Somali'deki açlık, Filistin, Balkanlardaki meselelerle ilgilenin, gelecekle ilgili büyük idealleri gönlünüzde zihninizde hiç terketmedin muhafaza edin. 12-25 arasındaki bütün gençlere THY biletleri yüzde 30 indirimli olacak" diye konuştu.
Son üç hafta içinde 59 vilayeti ziyaret ettiğini hatırlatan Davutoğlu, "Gençler Yeni Türkiye sizlerin omuzlarınızda yükselecek. Engel tanımayan gençlerimiz gibi bütün engelleri yıkmaya hazır mısınız?" diye sorması üzerine gençlerden 'evet' karşılığını aldı.
Toplu tesis açılışı, temel atma ve engelli otobüsleri teslim törenine, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yanısıra eşi Sare Davutoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek de katıldı. Down sendromlu milli yüzücü Caner Ekin, Başbakan Davutoğlu'nun yanına gelerek Davutoğlu ile kucaklaştı. Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, yanlarında oturan down sendromlu bir çocukla selfie çektirdi.
Törende, koltuk numarasına göre gerçekleştirilen kura yöntemiyle 25 kişiye tablet bilgisayar verildi. Törende, çeşitli branşlarda spor gösterileri oldu. Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu da gösteriyi izledi. 2015 Avrupa Şampiyonu Kadın Karate Milli Takımı sporcuları bir gösteri yaptı. Engelli Karateci Ahmet Sarıca'nın kata gösterisini Başbakan Davutoğlu ayakta alkışladı. Törende, 22 tesisin 2 tanesi Başbakan Davutoğlu tarafından temsili olarak açıldı. Bu açılış esnasında Samsun ve Ankara ile canlı bağlantı yapıldı. Davutoğlu, Başbakan Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, tribünde bulanan gençlere top dağıttı. Ardından da gençlerin bulunduğu alana gelerek, gençlerle birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi. Başbakan Davutoğlu, ardından engelli otobüslerinin teslim törenine katıldı.
İŞTE BAŞBAKANIN GENÇLERE SESLENDİĞİ ŞİİR
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!
Bir âlem ki, gökler boru içinde!
Akıl, olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?
Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...
Müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'!
Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem...
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!
Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.
Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccâdemin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!
Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!
Peykeler, duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin!
Sükût... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?
Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık.
Dua, dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;
İplik ki, incecik, örer boşluğu.
Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!