İşte Başbakan Binali Yıldırım'ın TGRT Haber'de yaptığı önemli açıklamalar;
Batuhan Yaşar: Gerçekten bütün bu yoğunluğa rağmen vakit ayırdınız teşekkür ederiz. İzmir, İzmir'de adeta kamp kurdunuz, 1 haftadır buradasınız özellikle 7 Haziran ve 1 Kasım'a baktığınız zaman İzmir'de beklentiniz ne?
Binali Yıldırım: Kampanya süresinde İzmir'e 4 gün geldim, Anadolu'nun bir çok şehrini dolaştık. 3. gün İzmir'deyiz, İzmir'e daha çok gelmem gerektiğini biliyorum ama memleketin her köşesinde vatandaşlarla buluışmaya çalışıyoruz. Iğdır'dan başladık, İzmir de olmak üzere bir kısmını biz, bir kısmını partimiz özellikle Cumhurbaşkanımız büyük şehirlerde oldu. Bazılarını ortak yaptık. Şehirlerde bir paylaşma oldu.
Batuhan Yaşar: İzmir İle ilgili bir beklenti var mı? İzmir CHP'nin kalesi derler ama siz ona karşı bir söylem söylemiştiniz 'Ben bir tek kadife kale tanırım' diye.
YENİ SİSTEM NELERİ GETİRİYOR?
Binali Yıldırım: Bu bir genel seçim değil, biz bir halk oylaması yapıyoruz. Bu oylamada da Türkiye geleceğine karar verecek, bundan sonra ki Anayasa değişikliği ve yönetim sisteminde değişikliğe gidiliyor. Türkiye bugün, BAşbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yani parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı ve hükümet sistemine taşınan bir sisteme geçiş yapılacak. Vatandaşın oluru ve onayı alındıktan sonra inşallah olumlu çıkacak ve ondan sonra yapılacka ilk genel seçimde 2019 3 Kasım olarak ön görülüyor, normal şartlarda. Bu şartlarda artık yeni sisteme göre seçim yapılacak, yani 2 sandık konulacak birinde milletvekilleri seçilecek, diğerinde Cumhurbaşkanı seçimi yapılacak. Aynı bugün belediye seçimleri gibi. Sonuçlar açıklandığında Türkiye'yi 5 yıllığına yönetecek Cumhurbaşkanı belli olacak aynı zamanda TBMM üyeleri ve vekilleri de seçilmiş olacak. Seçimler ayrı yapılmamış oluyor, bu yeni modelde garantili hükümet sistemi geliyor.
Seçim mutlak iktidarı sağlıyor. Yani, parçalı iktidar söz konusu değil. Verilen oyların yüzde 50+1'ini almadan Cumhurbaşkanı seçilemiyorsunuz bu oyu alınca iktidar oluyorsunuz ve 5 sene boyunca ülkeyi yönetiyorsunuz. Meclis'in gücü artıyor, milletvekilleri sadece kanun teklifini verebiliyor. Önceden iktidar partisi, hükümet kanun tasarılarını veriyordu vekillerde verebiliyordu ama yasalaşma ihtimali yoktu. Yani icranın, yürütmenin yasama üzerinde bir vesayeti var, bu yeni yapıda bu kalkmış oluyor. Bütün yönleriyle şimdi bu ayrılıyor, yasama da bütün yönleriyle kendi işine odaklanıyor.
Batuhan Yaşar: Kılıçdaroğlu 'Meclis etkilesizleşiyor' diyor ama siz sözlerinizden bir Başbakan olarak Meclis güçleniyor' dediniz.
Başbakan Yıldırım: Meclis'te şuan ne yetkiler varsa o yetkiler yine var, Meclis savaş ilanına karar verir, para basılmasına karar verir. Meclis, genel araştırma yapabilir, Cumhurbaşkanı, yardımcıları, bakanlar hakkında soruşturma yapabilir, herhangi bir konuda Meclis araştırması yapabilir. Ne yok? Olmayan şey, sözlü soru sorma ve gensoru. Sözlü soru yerine yazılı soru var, gensoru yok çünkü hükümet sandıkta güvenoyu alıyor. Hükümete güvenoyu veren halkın kendisi. Onun için mevcut sistemde ne oluyor? SEçimler oluyor, partiler Ankara'ya gidiyor, herhangi birine yetki veriyor Cumhurbaşkanı. Ama teamül en çok oy alan partinin başkanına veriliyor. Meclis'ten sonra güvenoylaması yapılıyor, sonra gensoru veriliyor. Ara ara hükümeti ve bakanları sıkıştırmak için gensoru veriliyor. Bugüne kadar yüzlerce gensoru verilmiş sadece 4 tanesi kabul edilmiş. Denetim yönetimi olarak iş görmez hale geldik, bu sistemde kuvvetler ayrılığı kesin kez sağlanıyor. Milletvekili bakan olamıyor, Milletvekili hem yasamanın içinde hem yürütmenin içinde oluyordu. Bu artık ortadan kalkıyor, milletvekili ve o bölgeden bir bakan varsa aralarında rekabet oluşuyordu. Milletvekili bakanlara çok hesap sormak istiyor ama soramıyordu, yasama ile yürütme iç içe. Bu zaten kuvvetler ayrılığına da uygun birşey değil. Hem işin hesap verme tarafındasın hem de hesap sorma tarafındasın böyle bir şey olur mu? Meclis, Bakanlar hakkında önergeler veriyor, gensoru veriyor mevcut sistem ama bakan da milletvekili olduğu için yani bir anlanda denetleyen tarafta da denetlenen tarafta da yeri var ne oluyor? Bu kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırıyor. Diyorlar ki efendim 'Milletvekilleri bölgenin sorunlarıyla ilglenmeyecek' hiç alakası yok, daha çok ilgilenecek, daha çok hesap soracak ve bu konuda da yürütme, hükümet tarafı, meclis tarafı ile iç içe olmadığı için daha özgürce hesap sorma imkanı doğacak.
"BU NASIL DİKTATÖRLÜK"
Batuhan Yaşar: Kemal Kılıçdaroğlu güçler ayrılığı değil, güçler birleşmesi olacak. Diktatörlük olacak, tek adamlık olacak' diyor.
Başbakan Yıldırım: Seçimler olacak, bu nasıl diktatörlük ben anlamıyorum. Anlayan birisi bana anlatsın. Diktatörlükte ölene kadar görevde kalınır, seçimler oluyor, seçimler devam edecek. Patron millet, milletin patron olduğu yerde nasıl tek adam olacak, nasıl diktatörlük olacak? Doğru tek adam ama milletin adamı, vesayetin değil. Millet seçiyor, oraya koyuyor. Sistem kendi içinde demokrasiyi işleten bir sistem. Hele hele bugün baktım, sayın Baykal, sayın Kılıçdaroğlu diyorlar ki; Kaddafi, Saddam gibi tek adam' diyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Şİddetlikle reddediyorum.
"BAYKAL VE KILIÇDAROĞLU YALAN SÖYLÜYOR"
Batuhan Yaşar: Sayın Baykal ve Kılıçdaroğlu 'Bu sistem eyalet sisteminin ilk adımı, Türkiye bölünecek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da federasyon ilan edilecek' diyor.
Başbakan Yıldırım: Bunlar saçmalık, Türkiye'nin üniter yapıya sahip olduğu ilk 3 maddede yazıyor. İlk 3 madde de değişiklik yok. Daha bir kaç gün öncesine kadar Başkenti Ankara eden başka yere taşıyabilir' diyor. 'Türkiye bölünmez bir bütündür' diyor doğru mu? Yalandan kim ölmüş, yalan söylüyorlar. Anayasa da bu maddeler değişiyor mu? Hayır, nereden çıkarıyorlar bunları? Bir bölgede güçlü olur diğer bölgelerde adınız olmazsa, bu sisstemle iktidar olma şansınız yok.
"ÖZ YÖNETİM DİYENLER DERSİNİ ALDI"
Bu sistem Türkiye'nin birliğini sağlıyor. Üniter yapı bu mevcut yapıyı garanti altına alıyor. Buna kalkışanlar 'Öz yönetim' felan diyerek bir şeyler yapmaya kalktılar ne oldu? Derslerini aldılar. Tek bayrak, tek vatan, tek devlet, tek millet burada yerleşiyor artık yerleşiyor da değil yerleşmiş. Tüm Türkiye 15 Temmuz'da ayaktaydı, herkes sokaklara koştu, bayrağıyla koştu ve ülkeye sahip çıktı. Darbeyi önledi. Bu milletle oyun mu oynuyorsunuz?
Batuhan Yaşar: Sizi bayraklarla karşılayan Güneydoğu halkı 'Terörle mücadeleye devam edin, üniter yapı devam etsin' mesajı mı verdi?
Başbakan Yıldırım: Terör örgütü orada çok çektirdi millete, millet aynen bunu istiyor.
Batuhan Yaşar: Bir hanımefendi uçakta gelirken beni yakaladı, program yapacaksınız şunu sorarmısınız dedi; Erdoğan'dan sonra birisi gelir beklenmedik işler yaparsa ne yapacağız' dedi.
"YENİ SİSTEM ERDOĞAN İÇİN DEĞİL HER DOĞAN İÇİN"
Başbakan Yıldırım: Aynı şeyi merhum Menderes'e, Özal'a, Demirel'e, Erbakan'a diyorlardı. Bu ülke kendi liderini çıkarır, bu ülke bu tecrübeye sahip. Bu sistem kişiler üzerine kurulmuyor, bu sistem Erdoğan için değil, her doğan içindir. Sistemin özelliği kuralları koymuş. Hukuku sorumluluklar var, bütün yetkini anayasa dan alıyorsun onun dışına çıkamazsın. Çıkarsan denetim mekanizmaları var, cezalandırma mekanizmaları var. Yasama, senin alanını belirliyor. Sana yetki vermiş diyor ki; Kararname çıkarabilirsin kardeşim, yapacağın işlerle ilgili kararname çıkar ama bir konu Anayasa'da kanunla düzenlenmesi ön görülmüşse bu konuda kararname çıkaramazsın. Ne yapacaksın? Mutlaka kanun çıkaracaksın, temel hak ve hürriyetler konusunda kararname çıkarılamaz. Kararname ve kanun aynı konuda, eğer aynı konuda iki düzenleme varsa kanun geçerlidir.
"ANAYASA DA SIKI YÖNETİM KALSAYDI BELKİ OLABİLİRDİ"
Batuhan Yaşar: Meclis'in yetkileri ortadan kalkıyor sözü ile ilgili olarak muhalefet şöyle diyor; Türkiye'yi Cumhurbaşkanı kararnameler ile yönetecek.
Başbakan Yıldırım: Meclis icra görevi yapacak, Meclis'in görevi günü birlik işler yapmak mı? Körfez geçişini MEclis'mi yapacak? İşleri yapacak adamları, gerekli görüyorsa kurumları gerek görüyorsa kuracak ama bu kadar, orada duracak. Muhtarlıklar kapatılacak, lokantalar kapatılacak. Ne alakası var kardeşim? Sıkı yönetim kalsaydı anayasa da bu belki olabilirdi. Sıkı yönetim çıkmasa o dediği olabilirdi belki, sıkı yönetimde tamamen yönetim askere geçiyor. Asker sokağa iniyor. Sıkı yönetim bir anlamda OHAL'in de üzerinde bir yapı. Sıkı yönetim olsaydı herşeyi yapabilirlerdi.
"BUNLAR AKLA ZİYAN ŞEYLER"
Batuhan Yaşar: Lokantaların kapatılması konusu neden örnek verilir?
Başbakan Yıldırım: Milletin aklını bulandırmak için korku salıyorlar. Dikkat edin bak 'Evet' derseniz berberler kapatıldı, taksiler kapatıldı, taksilerin ruhsatları iptal oldu, iş adamlarının fabrikaları elinden alınacak. Ne oluyor kardeşim? Sıkı yönetimlerde bile böyle olmadı, 2 tane doğrudan 2 tane dolayı darbe gördü Türkiye ama bunların hiç biri olmadı, bu nasıl bir iştir, bu nasıl bir olaydır. 12 Eylül darbesinden sonra ne oldu? Elinizden mallarınız mı alındı, fabrikalar mı kapatıldı? Böyle bir şey olabilir mi, akla ziyan şeyler bunlar. Ana muhalefet partisi Genel Başkanı'nın daha sorumlu davranması lazım.
"TÜRKİYE 50 FAZLA VEKİL İLE KRİZE Mİ GİRECEK?"
Batuhan Yaşar: Neden yeni anayasada 50 milletvekili daha ekleniyor?
Başbakan Yıldırım: Türkiye'nin nüfusu 50-60 seneleri arasında 40 milyondu. O zamanlar Meclis'te senato ve Meclis vardı iki kademeliydi. Sayı 638'e kadar çıkmıştı, nüfus 80 milyon şimdi, 600 fazla deniliyor. Örnek ver, Avrupa'da daha fazla. Bu düzenlemeyle bile ancak 133 bin kişi başına bir vekil düşürüyoruz. 50 milletvekili daha çok temsil alıyor, 50 milletvekili ile Türkiye krize mi girecek onların maaşından dolayı? CHP geçmişte 600 vekil olsun diye kendileri teklif verdi.
"CHP HEM TEKLİF VERİYOR HEM KARŞI ÇIKIYOR"
CHP'nin parti tüzünü açın bakın, genç kotası vardır. 18 yaşında girebilme imkanı var o da seçimle geliyor, sen PM'ye seçebiliyorsun da başka yerde neden seçilmesin? 2011 seçimlerinde seçim vaadinde seçilme yaşını 21'e indireceğim diyorsun, yetmedi sayın milletvekili kanun teklifi veriyor 18 olsun diye bütün bunları yapacaksın, bugün hepsini unutup 18 yaşa karşı çıkacaksın. Onlar da demekki 18-25 yaş arasını hem parti kurullarında hem milletvekilliğinde değerlendirmek istedi ama şimdi bu teklifi biz getirdiğimiz için karşı çıkıyorlar. Hiç bir kararlı tarafı ve tutar tarafı yok.
BİNALİ YILDIRIM YARGININ YENİ SİSTEMİNİ ANLATTI
Batuhan Yaşar: Yargıçları tek tek seçecek ve yargı elden gidecek, güçler ayrılığını oluşturacak bir yapı kalmayacak diyor CHP.
Başbakan Yıldırım: CHP yine dersini çalışmamış, bu HSYK dediğimiz şeyi anlatıyorum. Atamalarını değil burada görev yerlerini belirliyor yetkili isim. Mahkeme değil, suçluların cezasını belirlemiyor. Mahkemelerde görev yapacak savcıların, hakimlerin görevlendirmesini yapıyor, onlarla ilgili hata ve yanlışlarında disiplin soruşturması açıyor. Bir idari kurul, tamam idari kurul olması yargı tarafsızlığını ve bağımsızlığını ihlal edebilir anlamını taşımaz burada da ehil kanunlara göre, mevzuatlara göre görev yapacak insanlar olması lazım. Peki nasıl oluyor? Mevcutta ne var? 22 üye var, yeniden ne oluyor 13 üyeye iniyor. Şimdi 13 üyenin seçimi nasıl oluyor? 6 üyeyi Cumhurbaşkanı belirliyor 4+2. Mevcut sistemde HSYK olarak anılıyor, bunu diyoruz ki HSK olsun (Hakimler Savcılar Kurulu) olsun. Herşeyin başına yüksek koymaya gerek yok. Herşeyin sahibi millet. Cumhurbaşkanı kim? Cumhurbaşkanı yüzde 50+1 ile gelmiş milletin desteğini almış siyasi bir güç. Cumhurbaşkanını sen bu kadar nasıl hafife alırsın? HSYK'ya Cumhurbaşkanı'nın atadığı üye sayısı aynı, değişmiyor.
Biz burada yargı bürokrasisinin kendi arasındaki seçimleri kaldırıyoruz. Tamamını Meclis'e sevk ediyoruz, 6 Cumhurbaşkanı, 7 Meclis. Meclis kimin? Milletin, milletin adına karar verecek vekiller seçiyor işte gerçek yargı bağımsızlığı bu. Bu yapıyla paralel yapıların önüne geçilmiş oluyor. Hakimler savcılar üye de seçiyorlar gelecek sistemle, mevcut sistemle hiç bir şey seçemiyorlar. Yaptığımız iş bu. Bunları doğru konuşsunlar, yani hiç böyle bir şey yapmayacak ve milletin gözünü boyayacak. Herkes okuyor, yazıyor sen 1930'lardaki Türkiye mi sanıyorsun?
Batuhan Yaşar: Son 4 gün kaldı bizimle paylaşacağınız bir anket var mı?
Başbakan Yıldırım: Anket çok, adam traş oluyormuş saçın ak mı kara mı? Diye soruyor, berber diyor ki önüne düşünce göreceksin. Pazar akşamı belli olacak, bizde bir laf vardır etlik kuzu közde belli olur, Pazar günü sandıklar açılacak, sonuç çıkacak. Gerçek anket milletin kararıdır, anketlerimiz var ama bunu açıklamayı vatandaşın iradesine saygısızlık olarak görürüz. Bir yönlendirme yapmak bize yakışmaz, millet kararı verecek ve milletin kararı her kararın üzerinde olacak. Biz onlar gibi evet ya da hayır verenleri tehdit etmiyoruz.
"EVET 50+1'DİR"
Batuhan Yaşar: Denize dökme işi İzmir'de nasıl karşılandı?
Başbakan Yıldırım: İzmir'de düşman Kurtuluş Savaşı'nda denize döküldü, evet verenler bu ülkenin düşmanı mı? Böyle bir şey olur mu? Böyle bir nefret söylemi olur mu? İzmir bunun cevabını 9 Nisan'da Cumhurbaşkanımızın katıldığı mitingde verdi. Bence verilen cevap oydu, orada vatandaş dedi ki; Biz denizin kıyısındayız, hadi buyurun gelin' dedi. Pazar günü gerekli cevap verilecek, İzmir'de 'evet' verenleri tehdit edenleri İzmir ve Türkiye sandığa gömerek gerekli cevabı verecek. 'Evet' sonucunun çıkacağı konusunda benim hiç bir tereddütüm yok ama bunu söyleyebilirim.