Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Babuşcu, Rusya'nın Suriye stratejisiyle ilgili olarak, “Suriye aslında başlangıçtan itibaren Avrupa’nın kayıtsız kaldığı, Rusya’nın başlangıçtan itibaren kendi stratejik çıkarları doğrultusunda pozisyon aldığı, İran’ın aynı şekilde Suriye ile olan ilişkileri konusunda taraf olduğu ve bizim o anlamda güvenlik meselemizin her zaman dikkate alınması gerektiği, bizim Suriye’ye olan ilgimizin alakamızın kendi stratejik güvenliğimizle beraber aynı zamanda orada olup bitenleri mazlum bir halka yöneticisinin, diktatör yöneticisinin zulmü altında inleyen insanlara kayıtsız kalmamak gibi ilişkimizin olduğu bir sorun, bir coğrafya alanı. Şimdi bizim olaya ilgi duyduğumuz gibi ne Batı ne Rusya ne de İran olaya saygı duymadılar. Amaçlar farklıydı, stratejik hesaplar peşinde insani boyutu belki olmayan ya da çok az dillendirilen bir ilgiydi. Şimdi görüyoruz ki hesaplar doğrultusunda Rusya açık bir şekilde bombardımanla işin içerisine dahil olarak aslında Suriye’de direkt Esad’a destek olan, onun himaye eden, koruyan DAEŞ mevzilerini bombalıyorum anlayışı içerisinde ılımlı muhalefeti aslında hedef alan ve dolayısıyla IŞİD’ın bugüne kadar Esad’a yönelik hiçbir hareketi olmadığını göz önünde bulundurarak tıpkı İsrail’e karşı hiç olmadığı gibi onu himaye eden pozisyon almış durumda” dedi.
Aziz Babuşcu, Ahmet Hakan'a yapılan saldırıyla ilgili olarak ise, “Bir medya mensubunun ya da bir insanın ürettiklerinden ötürü böyle bir muameleye tabi tutulmasını tasvip etmek mümkün değildir. Ama yine tasvip etmediğim ve doğru bulmadığım başka şey de var. Ahmet Hakan’ın evi neredeyse türbeye döndü ziyaretçiler bağlamında. Demirtaş’ından Kılıçdaroğlu’na, hatta Melih Gökçek ve oğlu olmak üzere. Pek çok ziyaret yürütülüyor. Halbuki bu ülkede basın mensuplarına ilk defa böyle bir mukavalede bulunuluyor değil ya da kamu hizmeti yürüten insanlara ilk defa böyle bir şey yapılıyor değil. Bu Ahmet Hakan'a yapılınca, bu ötekine yapılınca bu anlamında değil. Ben Ahmet Hakan’ın evinin türbe haline gelmesine Ahmet Hakan’ın da çok memnun olmadığını zannediyorum. Biraz tanıyorsam Ahmet Hakan Beyi. Ama bu çifte standart yaklaşım biçimini de tasvip etmiyorum ve doğru bulmuyorum. Neredeyse Ahmet Hakan’a yapılanı, daha önce tasvip etmediğini ve doğru bulmadığım bir takım karşılıklı sataşmalar neticesinde bir siyasi partiye mal etmeye çalışmak, oranın tahriki ve hatta yönlendirmesiymiş gibi bir algıya dönüşecek tutum ve davranış takınmayı da doğru bulmuyorum, yanlış buluyorum. Türkiye’de bu ideolojik tarafgirlik doğru değil, Ahmet Hakan’a yapılan yanlıştır ama bu yanlış üzerinden başka bir yanlışı üretmekte aynı derece doğru değil. Ahmet Hakan’ın köşesinde yazdığı katıldığım, katılmadığım pek çok düşüncesi var ama bu başka bir şeydir. Bunun üzerinden olayı Cumhurbaşkanlığımıza yaklaştıracak kadar bir densizliği de kabul etmek mümkün değildir” diye konuştu.