Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri yaptıkları çalışmada katil zanlısı olarak o gün evde bulunan çiftin oğlu Ali İhsan Pişkin'i gözaltına aldı. Yapılan sorgulamanın ardından adliyeye sevk edilen zanlı tutuklandı.
Cumhuriyet savcısı, soruşturmasını tamamlayarak, babasıyla birlikte çalıştığı belirtilen Pişkin hakkında Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Yakın akrabayı öldürme' suçundan dava açtı. İddianamede, Nilay Pişkin'de 30'u öldürücü nitelikte 48, Yüksel Pişkin'de 23'ü öldürücü nitelikte 37 bıçak darbesi tespit edildiği belirtildi. Nilay Pişkin'in kafa ve yüz kısmında künt travmatik lezyonlar saptandı. Evin, yüksek duvarlarla ve tel örgü ile çevrili, 24 saat güvenlik görevlisi ve güvenlik kameraları olan site içinde 4 katlı villa olduğu belirtilen iddianamede, cesetlerin zemin kattaki Amerikan mutfakta olduğu, mutfak tezgahı dolaplarına kan sıçradığı, salon ve oturma odasında hiçbir dağınıklık ve kan olmadığı, demir parmaklıklı pencerelerde ve giriş kapısında zorlama izi bulunmadığına dikkat çekildi.
Sanığın 155'le yaptığı konuşmada soğukkanlı olduğu, olay saati itibariyle üzerinde yatak kıyafeti olması beklenmesine rağmen mont, kot pantolon ve spor ayakkabı bulunduğu, üzerini değiştirecek kadar sakin olduğu belirtildi. Banyo sepetinde bulunan kanlı eşofmanda öldürülen kadının kanının bulunduğu ve oğlu tarafından bu eşofmanın giyildiği değerlendirildi. Ayrıca sanığın odasında kendi kanının olduğu peçete bulunduğu, olay sorasında kesilen elini bu peçeteyle sildiği değerlendirilirken, savunmasında 2 gün önce posta açarken parmağını kestiğini öne sürdüğü belirtildi.
Olayla ilgili birinci derece şüpheli olarak gözaltına alınan çiftin birlikte yaşadığı oğulları Ali İhsan Pişkin, Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifadesinde suçlamaları kabul etmedi. Güvenlik kamerası kayıtlarına göre akşamdan olayın ortaya çıktığı saate kadar eve giren kimseye rastlanmaması, kapı ve pencerelerde zorlama olmadığı tespit edildi. Ali İhsan Pişkin'e, yakın akrabayı öldürme suçundan 2 kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Anne babasını kendisinin öldürmediğini öne süren Pişkin, "Her akşam saat 20.00-21.00 arası annem ve babam salonda yemek yerdi. Ben de onları rahatsız etmemek için yemeğimi evimizin 4’üncü katındaki odamda yerdim. Sabah erken kalktığımda ikisini de alt katta mutfakta kanlar içinde buldum. Öldürmem için neden yoktu. Benim tek başıma 2 insanı öldürmem mümkün değildir. Dışarıdan gelen kalabalık bir grup öldürmüş olabilir. Elimin ne şekilde yaralandığını hatırlamıyorum. Ancak anne ve babamı o halde görünce kendime zarar vermiş olabilirim" diye savunma yaptı.
BİYOLOJİK DELİL 'KATİL ALİ İHSAN PİŞKİN' DEDİ
Polis evde bulunan delilleri özellikle de banyoda bulunan kanlı eşofman altını İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyolojik İhtisas Dairesi'ne gönderdi. Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi'nde Ali İhsan Pişkin'e ait üzerinde kan lekesi olabileceği düşünülen kıyafetler üzerinde Biyolojik İnceleme ve Kan Lekesi Model Analizi yapıldı. Yapılan bu incelemede "Banyoda bulunan eşofmandan alınan kan örneklerinde eşofmanın ön yüzde her iki paça bölgesinde diz altı bölgelere dağılmış vaziyette çok sayıda orta hızlı darbeye bağlı kan lekesi olarak sınıflanan kan lekeleri izlenmiş, lekelerin ağırlıklı olarak 90 derecelik bir çarpma açısını yansıtacak şekilde dairesel şekilli oldukları, tek tük yukarıdan aşağıya seyir gösteren aynı boyutlarda kan lekeleri olduğu görülmüştür" denildi.
Adli tıp tek tek şahısları incelemeye aldığında ise şunlara yer verdi:
"Olay yerinde bulunduğu pozisyona göre baş tarafı mutfak tezgahı, ön yüzde bulunan ve ekli fotoğraf indeksinde gösterilen bölgelerin incelemesinde kişiye de yatmakta iken darbe almaya devam ettiğini gösterir şekilde açı ve dağılım gösteren orta hızlı kan lekesi modeli izlenmiştir. Yüksel Pişkin'in olay yerinde bulunduğu pozisyona göre çevresindeki ikincilik olarak oluşan münferit kan lekeleri dışında tek bir modele ait olabilecek ya da olay anını yansıtabilecek bir kan lekesi modeline rastlanmamıştır. Orta hızlı darbeye bağlı kan lekeleri künt travmalara, kesici, delici alet yaralanmaları gibi ateşli silahlara nispeten daha düşük kinetik enerjili darbeler sonucu oluşan lekeler olup gerek banyo sepeti içerisindeki alınmış olan siyah renkli eşofman altındaki gerekse Nilay Pişkin'in bulunduğu bölgede mutfak tezgahı kapaklarında izlenen orta hızlı darbeye bağlı kan lekeleri birlikte değerlendirildiğinde ve ayrıca eşofman altındaki lekeler üzerinde yapılan moleküler genetik incelemede ağırlıklı Nilay Pişkin'e ait DNA profili izlendiği dikkate alındığında bu eşofman altını giymiş olan kişinin darbeler vurulduğu sırada olay yerinde olduğunun göstergesi olduğudur. Orta hızlı darbeye bağlı kan lekeleri oluşum mekanizmasına göre daha küçük boyuttaki damlaların gerek içeridekileri kan hacminin az oluşu gerekse de hava sürtünmesine daha az direnç gösterebildiğinden daha büyük damlalara göre daha kısa mesafe kat edebilmekte ve darbe noktasından çok uzağa gidememektedir. Bu nedenle özellikle eşofman altında izlenen kan lekelerinin boyutları dikkate alındığında ve ayrıca mutfak tezgahı kapakları üzerindeki kan lekeleri ile boyutları karşılaştırıldığında darbeler sırasında bu eşofman altını giyen kişinin Nilay Pişkin'in yanında olmasının bekleneceği kanaati bildirilir."
Cezai ehliyetinin olup olmadığının belirlenmesi için soruşturma aşamasında Dr. Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne gönderilen Ali İhsan Pişkin’e burada oy çokluğuyla 'Cezai ehliyeti yok' raporu verildi. Mahkeme heyeti, celse arasında Ali İhsan Pişkin’in cezai ehliyetinin olup olmadığının belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar verdi. Ayrıca, mahkeme heyeti Ali İhsan Pişkin’in yöneltilen sorulara mantıklı cevaplar verdiğini tutanaklara geçirdi.