Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç, açıklamalarda bulundu. 30 Mart yerel seçim sonuçlarını değerlendiren Arınç, “Kazanılan ilçeler, itirazlı olanlar, oy sayımlarının ne kadarının tamamlandığı açıkça ortaya çıktı. Dolayısıyla bu seçimlerin ülkemiz için milletimiz için hayırlı olmasını baştan temenni ediyoruz. Güzel bir seçim dönemi geçti. Çok şükür adli bakımdan da çok üzücü olaylar yaşanmadı. Maalesef bazı yerlerde özellikle muhtar seçimlerinde, bazı yerlerde de itirazlar sırasında kamuoyunda takip edilen olumsuzluklar yaşandı ama çok büyük ölçüde önceden belki sözü edilen çapta büyük bir güvenlik sorunu yaşanmadı. Hükümetimizin aldığı tedbirlerle seçim güvenliğini sağlamaya yönelik çalışmalarının büyük ölçüde rolü oldu” diye konuştu.
Bakanlar Kurulu toplantısında görüşülen konulara ilişkin ise Arınç, şunları söyledi:
“Bugün iki arkadaşımız tarafından bakanlıklarıyla alakalı sunumlar yapıldı. Bunlardan birisi, Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci’dir. Özellikle bazı konuları bir kanun tasarısı veya taslağı şeklinde değil, Bakanlar Kurulu’nun gündemine getirdi. Üzerinde konuşuldu. Bir diğeri de Maliye Bakanımızın yine alanıyla ilgili bir sunumu oldu ama toplantımız büyük ölçüde seçimlerin değerlendirilmesi şeklinde sayın Başbakanımızın da, Bakan arkadaşlarımızın da seçim kampanyalarına katıldıkları için gözlemlerini de içeren değerlendirmeleri oldu. Öncelikle bu seçimlerin AK Partimiz açısından büyük bir başarı olduğunu övünerek ve gururla söylemeliyim. Çünkü elimizdeki veriler bu mahalli seçimlerde aldığımız sonucun her bakımdan büyük bir başarı olduğunu gösteriyor. Belediye başkanlığı seçimi yapılan toplam birim sayısı bin 394, bunlardan 30 büyükşehirimiz var. 30 büyükşehirin 18’inde AK Partili Belediye Başkanları kazandı. Bu 30 şehire nispet edildiğinde başarı oranımızın yüzde 58.9 yani yaklaşık yüzde 59 olduğunu gösteriyor. Toplam 51 ilimiz var. 30 büyükşehirin dışında. 51 ilin 30’unu AK Parti kazanmış durumda. Bu da hemen hemen yüzde 60’a tekabül ediyor.”
“ÖZELLİKLE 17 ARALIK’TAN SONRA SEÇİM SÜRECİNİ ETKİLEMEYE MATUF TÜM OLUMSUZ ÇALIŞMALAR, BU BAŞARIMIZI İKİ MİSLİ DAHA GÜÇLENDİRİYOR"
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “Özellikle 17 Aralık’tan sonra seçim sürecini etkilemeye matuf tüm olumsuz çalışmalara rağmen, böyle bir sonucun alınması, başarımızı iki misli daha güçlendiriyor ve başarımızın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. AK Partiyi iktidardan bu şekilde iftiralarla, yalanlarla, hakaretlerle, düzmece tapelerle, alaşağı edebileceklerini düşünenlerin büyük bir başarısızlığı oldu” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, açıklamalarda bulundu. Toplam olarak 919 ilçe olduğunu kaydeden Arınç, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Bunların 560’ını AK Parti kazandı. 919’un 560’ını AK Parti kazanmak suretiyle yüzde 58.8, 59 diyebiliriz. 394 belde var. 394 beldenin 213’ünü AK Partili Belediye Başkanları kazanmış durumda. Yani toplam bin 394 belediyenin büyükşehir, il, ilçe ve belde belediyesi toplam sayı bin 394’tür. Bunun 821’ini AK Partili Belediye Başkanları kazandı. Bu yüzde 59 oy oranına tekabül ediyor. Yani başarı oranına tekabül ediyor. Toplam belediyelerin tam yüzde 60’ını kazanmış durumdayız. CHP 30 büyükşehirin sadece 6’ısını kazandı yüzde 17’ye tekabül ediyor. 51 ilin sadece 8’ini kazandı. Bu 20’ye tekabül ediyor. 919 ilçenin sadece 160’ını kazandı. Bu 15.6’ya tekabül ediyor. 394 beldenin sadece 63’ünü kazandı buda yüzde 17’ye tekabül ediyor. MHP toplam 30 büyükşehirin sadece 3’ünü kazanmış durumda. Yüzde 12‘ye tekabül ediyor. 51 ilin 5’ini kazanmış durumda, yüzde 10’a tekabül ediyor. 919 ilçenin sadece 106’sını kazanmış durumda yüzde 9.8 oranına tekabül ediyor. 394 beldenin sadece sadece 57’sini kazanmakla yüzde 11.5 oranına tekabül ediyor. Toplamda bin 394 belediyenin biz 821’ini almak suretiyle biz yüzde 60’ını kazanmak durumdayız. CHP bin 394’ün sadece 237 belediyesini kazanmakla yüzde 17’lik oranla belediye başkanlığını kazanmış oluyor. MHP, bin 394 belediye başkanlığı sayısının sadece 171’ini kazanmakla yüzde 12.2’lik bir orana tekabül ediyor. BDP içinde söyleyebilirim. 30 büyükşehirin 2’sini almışlar yüzde 7.2. 51 ilin 8’ini almışlar yüzde 6.6. 919 ilçenin 67’sini almışlar yüzde 15.6. 394 beldenin 24’ünü kazanmışlar. Buda yüzde 7 civarında orana tekabül ediyor. Böylelikle yüzde 60 belediyelerde. AK Parti büyük bir başarıyla belediye başkanlıkları seçimini kazanmış durumda ve kazanan yerlerin nüfusuna baktığımızda bu Türkiye toplam nüfusunun yüzde 71’ini kapsayacak şekilde büyük bir ölçek. Açılan ve toplam sandık sayısı hemen hemen eşit 194 bin 304. Burada kullanılan oy 47 milyon küsür. Geçerli oy 45 milyon küsür. Toplam bildiğiniz gibi 52 milyon 695’ti. Burada özellikle gurur duymamız gereken halkımızın yüzde 89’unu seçimlerde oy kullanmak suretiyle büyük bir katılım temin edildi. Avrupaya’da belki örnek olmasını temenni etmek lazım. AK Parti geçerli 45 milyon 124 bin 862 oyun, 20 milyon 533 bin 443’ünü aldı. CHP 45 milyon küsür oyun, 12 milyon 541’ini aldı. MHP, 45 milyon oyun 6 milyon 869 bin karşılığını aldı. BDP, 1 milyon 886 bin 709 görünüyor. Böylelikle AK Parti yüzde 45.5 oy oranıyla 20 milyon 500 bin daha fazla oy almakla CHP, MHP, BDP ve diğerleri dediğimiz, diğer partilerin oy oranlarını bir araya getirseniz AK Parti’nin oy oranı sayısını yakalayamıyor.”
“HALKIMIZ, PARTİMİZE, BAŞBAKANIMIZA GÜVENDİ”
Arınç, ayrıca ilçe belediye başkanlıklarının tamamını kazandıkları 7 ilin olduğunu ifade etti.
Oy oranlarını 8 puan arttırdıklarını kaydeden Arınç, “Bunların bir normal seçim sürecinde AK Parti’nin üçüncü döneminde kazandığı bir büyük belediye seçimleri başarısı olarak görebiliriz. Kaldı ki o zaman bildiğiniz gibi büyükşehir sayısı daha azdı şimdi 30 ile bu imtihan yapıldı ve biz bunların 18’inde belediye başkanlığını kazanmış olduk” diye konuştu.
Seçim sürecinde yaşananlara değinen Arınç, “Özellikle 17 Aralık’tan sonra seçim sürecini etkilemeye matuf tüm olumsuz çalışmalara rağmen, böyle bir sonucun alındığını, böyle bir başarı sağlandığını söylersem. Bu başarımızı iki misli daha güçlendiriyor ve başarımızın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü bütün yapılanlar 30 Mart seçimlerini etkilemek ve Hükümetin sayın Başbakanın yıpratılması suretiyle burada alınacak olumsuz bir sonucun dana sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine, daha sonra da milletvekilliği genel seçimine yansıyıp AK Partiyi iktidardan bu şekilde iftiralarla, yalanlarla, hakaretlerle, düzmece tapelerle, alaşağı edebileceklerini düşünenlerin büyük bir başarısızlığı oldu. Halkımız, partimize, Başbakanımıza güvendi. Bütün olumsuzluklara rağmen yüzde 60 belediyelerde AK Parti'ye verdi. Bize 20 milyon 500 bin oyla büyük bir onur kazandırdı. Halkımızı da teşekkür ediyorum. Onların güvenlerine layık olacak çalışmaları yapacağız” ifadelerini kullandı.
ARINÇ, ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI KILIÇ’IN AÇIKLAMALARINI DEĞERLENDİRDİ
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi’nin twitter ile ilgili aldığı kararın yanlış olduğunu söyledi.
Arınç, "Bu kararın düzeltilmesi gerekir. Biz bu konuda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı elbette uygulama noktasındayız ama hukuk içerisinde insanımızı koruyacak, bireyimizi koruyacak tedbirleri bugünküler yeterli değilse mevcut tedbirlere ilaveten başkalarını da getireceğiz. Dolayısıyla kimse bize bu kararı alkışlamıyorsunuz deme hakkına sahip değil. Yanlış bulduğumuz bir karardır” dedi.
Bakanlar Kurulu Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç, Anayasa Mahkemesi Başbakanı Haşim Kılıç’ın bugün yaptığı twitter kararını ile ilgili açıklamayı değerlendirdi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın açıklamalarını takip ettiğini ifade eden Arınç, Anayasa Mahkemesi’nin üç kişinin müracaatı üzerine almış olduğu kararı Anayasa Mahkemesi’nun kuruluşu ve yargılama usulleri hakkındaki kanununa açıkça aykırı olduğunu dile getirdi. Karara saygı duyulup duyulmamasının ayrı bir mesele olduğunu sözlerine ekleyen Arınç, “Ama hukukçu gözüyle baktığımızda ve kanunu 2011’de çıkardık. Henüz üzerinde dumanı tüten bu çok yeni kanunda öyle öngörüler var ki bunlara aykırı bir kararın alınmaması lazım. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşu ve yargılama usulleri hakkında kanunun bireysel başvuru hakkını düzenleyen maddesine baktığımızda şuna dikkat edilmesi gerekiyor; ‘İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem yada ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.’ Kanun maddesi böyle. Bunu aştıklarını ifade ediyor kendisi ve buna ilişkin bazı gerekçeler iler sürüyor. 45. maddenin 3. fıkrası da buna bağlı olarak; ‘Yasama işlemleriyle düzenleyici idare işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararlarıyla anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerde bireysel başvurunun konusu olamaz. Biliyoruz ki geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren bu hükümlerle birlikte bugüne kadar vermiş oldukları kararlarda bu maddeyi ileri sürerek kabul edilemez olduğu şeklinde kararlar verdiler. Ancak twitter ile ilgili konuda bunu aştıklarını görüyoruz. Buruda ayrıca dikkatimizi çeken bir başka konuda var” diye konuştu.
“ANAYASA MAHKEMESİ KENDİNCE DURUMDAN VAZİFE ÇIKARMIŞTIR”
“Anayasa Mahkemesi kendi içtüzüğünün 71. Maddesinin 21. Fıkrasında; ‘Mahkeme içtihadın oluştuğu alanlarda veya ivedilikle karar verilmesi gereken durumlarda bakanlık cevabını beklemeden başvurunun kabul edilebilirlik ve esası hakkında karar verebilir” şeklinde bir hüküm koyulduğunu kaydeden Arınç, konuşmasını şöyle devam etti:
“5 Mart tarihine gelinceye kadar yani bir ay öncesine kadar yoktu. Aceleyle içtüzüklerini değiştirmişler ve idarenin yani bakanlığın cevabını beklemeden de karar verebileceklerini koymuşlar. Bu ifadenin kısa bir süre önce Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan bir değişiklikle içtüzüğe eklenmesi de bugün baktığımız takdirde fevkalade manidar düşündürücü geliyor. Bu Resmi Gazete’nin 5 Mart 2014 ve 28932 sayılı kararı Resmi Gazete’nin nüshasında yayınlanmış. Tabi halkımızın kafasını karıştırmamak açısından mümkün olduğu kadar özetleyerek gitmemiz lazım. Şimdi Anayasa Mahkemesi burada durumdan vazife çıkarmış. Eskiden durumdan vazifeyi başkaları çıkarırlardı. Yani şu, şu, şu kurumlar yetersiz kalıyor bu konuda biz kendi görevimizi biliriz ve bu durumdan bizim görev çıkarmamız gerekler var diyenleri hepimiz biliyoruz. Artık onlar durumdan vazife çıkarmıyorlar genelde. Kendi konumlarını en iyi şekilde takdir ettiler ve hukuki gerekçeler içerisinde sadece yazılı hukukta ne varsa onları yerine getiriyorlar. Oysa burada Anayasa Mahkemesi kendince durumdan vazife çıkarmıştır.”
“ANAYASA MAHKEMESİ, TÜRK YARGISININ KARARLARINI GEÇERSİZ SAYACAK BİR KARAR ALDI”
“Burada itiraz olan şey nedir? Bir insanın, bir yargı kararını istihsal ettikten sonra bunun uygulanması gerekir. Bu bizim anayasamızın maddelerinde vardır” diyen Arınç, “Yani yargı yetki anayasa bir egemenlik yetkisidir. Bu egemenlik yetkisi 6,7 ve 8. Maddelerde yasama konusunda Meclis’e, yargı konusunda bağımsız mahkemeleri, yürütmede de hükümete anayasa yetki veriyor. Bu mahkeme kararları bugüne kadar bildiğimiz kadarıyla 20’den fazladır. Yani; ‘benim özel hayatıma, benim kişisel haklarıma saldırıda bulunuldu. Dolayısıyla ben bu sayfanın kapatılmasını istiyorum veya ben erişime engelleme yapılmasını istiyorum’ diye bireysel müracaatlar oldu mahkemelerden. Onlardan şuanda uygulanan 4 tanedir. İstanbul Başsavcılığı’nın, Samsun 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin, İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nin ve İstanbul Anadolu 14. Asli Ceza Mahkemesi’nin karaları. Bu sayfaların kapatılması noktasında tam 27 tane mahkeme kararı var. Bu 27 mahkeme kararından dördünü uyguladılar. Diğerlerini de uygulama aşamasındaydılar. Fakat Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı onların imdadına yetişti ve hukuk alında biz twitterın bütün yargı uygulaması noktasındaki ısrarımızı maalesef boşa çıkardı. Anayasa Mahkemesi böyle bir karar almakla kendi Türk yargısının kararlarını geçersiz sayacak bir sonuca ulaşmış oldu. Bence verdiği kararla elde edilecek menfaattan daha fazlasını biz Türk yargı kararlarını hiçe sayan, uygulamayan, başka ülkelerin yargı kararlarını uygularken hiç tereddüt etmeyen twitter isimli şirkete Türk mahkemelerinin kararlarını uygulamaya bilirsiniz şeklinde bir güvence vermiş oldu. 4 tane kararı ancak son zamanlarda istemeyerekte olsa uygulayan twitter şimdi artık hem bunları uygulamaktan hem de geride kalan 23 mahkeme kararını uygulamamak noktasında eline büyük bir koz geçirmiş oldu” şeklinde konuştu.
“ŞİKAYETÇİ OLANLARIN HAKKINI KİM KORUYACAK”
Gerçek hayatta suç olanın sanal alemde de suç olması gerektiğini vurgulayan Arınç, bir insan, bir insan onurunun, şerefi , haysiyeti, eğer ihlal ediliyorsa bir insanın özel, kişilik haklarına saldırı oluyorsa suç işlenmesi teşvik ediliyorsa bunun mutlaka 140 karakterli olmasına gerek yok olmadığını, bunu üç cümleyle de ifade edilebileceğini ifade etti,
Arınç, “Dolayısıyla evrensel hukuk prensipleri içerisinde İnsanın bu kişisel haklarını koruma noktasında alınacak kararların özellikle Türkiye’de bir yargı kararı olması bile kendi başına bir anlam ifade ederdi. Ama twitter merkezi bunu uygulamamakta direniyor. Dolayısıyla TİB başvurusuyla da buna erişim tamamen engellenmişti. Anayasa Mahkemesi’nin aslında şunu yapmasını alkışlaya bilirdik. ‘Sen nasıl oluyor da ABD’deki bir şirket Türk yargısının verdiği kararı uygulamıyorsun, bunlar bireysel kararlardır ve sanal alemdeki yüzbinlerce sayfadan sadece 27’sine ilişkindir. Bu tamamını kapatmakla da ilgili değildir. Sen bunları mutlaka uygulayacaksın. Benim Anayasam, benim yargı yetkim Anayasa Mahkemesi de olsam kararlarımın uygulanmasını gerektirir.’ Twitterı bu işin dışında tutup ‘sen masumsun, aslında bu kararları veren mahkemeler yanlış yapmışlardır. Dolayısıyla onları uygulamaya bilirsin. Bende bütün prosedürü aştım. Senin önüne bir mahkeme kararı getiriyorum. Artık bundan sonra özgürsün demektedir.’ Peki o zaman şikayetçi olanların hukukunu kim koruyacaktır?” diye konuştu.
“ANAYASA MAHKEMESİ KARARI YANLIŞ, DÜZELTİLMESİ GEREKİR”
Anayasa Mahkemesi’nin twitterı koruduğunu, bireyi korumadığını vurgulayan Arınç, konuşmasına şöyle devam etti;
“Kimse kusura bakmasın sayın Başbakanın şahsına büyük bir saygım var. Ama oy birliği ile verdikleri bu karar bence Türkiye, Türk halkını, insanımızı, bireyleri ve mahkeme kararlarını korumaya matup bir karar değildir. Bunların tamamen hiçe sayılması gibi karşımıza bir gerçeklik getirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi kararı bence çok yanlış bir karardır. Bunun düzeltilmesi gerekir. Biz bu konuda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı elbette uygulama noktasındayız ama hukuk içerisinde insanımızı koruyacak, bireyimizi koruyacak tedbirleri bugünküler yeterli değilse mevcut tedbirlere ilaveten başkalarınıda getireceğiz. Dolayısıyla kimse bize bu kararı alkışlamıyorsunuz deme hakkına sahip değil. Yanlış bulduğumuz bir karardır. Her karar eleştirile bilir.”