Türk ekonomisindeki gelişmeleri Türkiye’nin G20 dönem başkanlığı süresince öne çıkan öncelikler ve önümüzdeki dönemde özellikle yapısal dönüşüm konusunda atacağımız adımlar hususunda bu yatırımcı kuruluşlarla istişareler içerisinde bulunduk ve her birini Türkiye’ye davet ettik. Son derece olumlu havada seyretti tüm görüşmeler. Türk ekonomisine olan güvenlerini tüm yatırımcı kuruluşlar ifade ettiler. Daha fazla Türkiye’ye ihtiyaç olacağını ve daha fazla yatırım imkanı arayacaklarını ifade ettiler.
Ayrıca bu toplantılara katılım düzeyi ve kapsamı itibariyle de çok geniş katılımlı olması Türk ekonomisine duyulan ihtiyacı, Türkiye’ye duyulan güveni de yansıttı. Ayrıca sayın Cameron’la dün akşam bir görüşme gerçekleştirdik. Burada da zaten bu kendisiyle dördüncü görüşmemiz. Türk İngiliz ilişkileri konusunda bundan sonra atılacak adımları ele alırken de AB ve Suriye başta olmak üzere uluslar arası sorunları birlikte ele aldık. Biraz sonra Winton Park’ta bir konuşma yapacağım daha sonra Davos’a öğleden sonra da orada G20 dönem başkanı olarak katılımcılara bir konuşma gerçekleştireceğiz. Cuma günü de ülkemize döneceğiz” dedi.
“VAR OLAN İDDİALAR KONUSUNDA BİR SONUCA ULAŞILMIŞTIR, HERKESİN BUNA SAYGI GÖSTERMESİ GEREKİR”
Davutoğlu, 4 eski bakanla ilgili yapılan oylamaya ilişkin yaptığı açıklamada, “Her şeyden önce sevindirici olan şey şu ki Türkiye’de bu tür konular yasal süreç içerisinde olması gerektiği ilişkide seyretmektedir. Türkiye’deki anayasal yasal çerçeve bellidir. Bir soruşturma komisyonu oluştuğunda soruşturma komisyonu konuyu değerlendirir objektif teknik hukuki esaslara göre değerlendirir ve genel kurula gönderir. Genel kurulda bu rapora itiraz olduğunda ki dün muhalefet tarafından itiraz oldu, oylama yapılır ve her bir milletvekili kendi hür iradesiyle oyunu kullanır.
Prosedür budur. Gerek etik gerekse yasal anlamda da yapılması gereken budur. Ben en başından itibaren çok açık bir tavır sergiledim. Bütün arkadaşlarımı da aynı şekilde. Bu yasal sürece herkes saygı gösterdi. Partimiz tarafından soruşturma komisyonu süresince hiçbir müdahalede bulunulmadı genel kurulda da arkadaşlarımız kendi iradeleriyle bir sonuca ulaştılar. Bir kere bu sonucun ortaya çıkardığı net tablo şudur, öncelikle onu değerlendirmek lazım 17-25 Aralık komplolarının daha sonra MİT tırlarına yapılan hatta daha önce 7 Şubat 2012’de MİT müsteşarımıza yapılan süreçlerin bütünü bu kararla birlikte bir darbe teşebbüsü olarak tescil edilmiştir. Bu anlamda hukuki süreç zaten sürüyor hukuki anlamda da bu konuda atılacak adımlar bellidir. Yani bu darbe teşebbüsleri konusunda. Var olan iddialar konusunda bir sonuca ulaşılmıştır. Herkesin buna saygı göstermesi gerekir” dedi.
“HİÇBİR MİLLETVEKİLİMİZE HERHANGİ BİR ŞEKİLDE YÖNLENDİRME, BASKI OLMAMIŞTIR”
Davutoğlu açıklamasında ayrıca, “Benim bu ziyaretim çok önceden planlanmıştı, aylar öncesinden bütün bu yatırımcı kuruluşlarla birlikte planlanan, her birine verdiğim bir sözdü. Mesela eğer geçen hafta soruşturma komisyonu raporu tamamlanmış olsaydı ve genel kurula intikal etseydi geçen hafta Ankara’da olacaktım ve katılacaktım. Ya da gelecek haftaya kalmış olsaydı yine Ankara’da olacaktım ve katılacaktım. Ama bütün bu sürecin son derece normal bir süreç olmadığını bir kere herkesin görmesi lazım. Ben de vekaletimi arkadaşlarıma verdim onlar oyumu kullandılar dolayısıyla burada bu ziyaretle genel kurul oylaması arasında bağ kurmak herhangi bir şekilde anlam taşıyan bir husus değil.
Ak Parti içindeki farklı kanaatler yani oylama sırasındaki ortaya çıkan tutumla ilgiliyse aslında bu bizim yasal sürece saygı gösterdiğimizi ortaya koyan bir tutumdur. Hiçbir milletvekilimize herhangi bir şekilde yönlendirme, baskı olmamıştır, olması gereken de budur. Eğer muhalefet blok olarak oy verdiyse bu şu anlama gelir ya bir grup kararı var ki bu yasal değildir ya da bir baskı var ki bu da bu sürecin ruhuna, özüne aykırıdır. Neticede Ak Parti darbelere karşı olan birliğini beraberliğini göstermiştir. Bu anlamda açık ve net tutum takınılmıştır. Farklı görüşlere sahip olan arkadaşlar olmuşsa bu da sürecin doğal olarak seyretmesi gereken şeklini göstermiştir. Eğer Ak Parti blok olarak oy vermiş olsaydı bu seferde muhtemelen Ak Parti yasalara aykırı olarak grup tavrı aldı ve yönlendirme, baskı yapıldı milletvekillerine denilecekti. Ak Parti etik olan şeyi yapmıştır. Ve bu konuda da her zaman teamüllere, yasalara saygı gösterdik, göstermeye devam edeceğiz. Bunun dışında yapılacak herhangi bir yorum sadece spekülasyondan ibarettir” dedi.
“KOMPLOLAR ÜZERİNDEN MEVKİLERE GELMEK KILIÇDAROĞLU’NA YAKIŞAN BİR TUTUMDUR”
Konuşmasında Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Davutoğlu, “Kılıçdaroğlu’na yakışan bir tutum. Ama önce kendi genel başkanlığına geliş sürecine bir tekrar baksın. Başkalarıyla ilgili ahlak dersi vermeye kalkmadan önce kamuoyunda nasıl ahlaksızca ve alçakça bir komployla genel başkanlığa geldiğini önce kendisi aynaya bakarak görsün. Sonra daha önceki genel başkandan ahlaki bir özür dilesin. Komplolar üzerinden mevkilere gelmek Kılıçdaroğlu’na yakışan bir tutumdur. Bu tutum da ona yakışır. Benim tutumum ve tavrım açıktır.
Ve Türkiye’de bir gazete kamu hassasiyetini hiç gözetmeden ve bu konuda milletimizin inandığı değerlerini rencide edecek şekilde bir karikatür basıyor, ertesi günde Kılıçdaroğlu o gazeteyi arıyorsa burada açık bir tutum var. Benim yorumuma gerek olmaksızın Kılıçdaroğlu’nun bu gazeteye, bu karikatüre verdiği desteği gösterir. Kılıçdaroğlu bu tür küçük oyunlarla çok kötü düzenlenmiş ezbere cümlelerle yaptığı hataları örtemez. Kamuoyu da bilir kendisi de bilir önce yan yana yürüdüğü kendi liderine karşı yapılan bir tutum karşısında başı dik duramayan birinin bugün kamuoyunda konuşmaya hakkı da yok, haddi de yok. Herkesin de ahlak seviyesini üslup, düzeyini de takdir ediyoruz. Zaten seçimlerde de aldığı neticeler ortada. Onun için söyleyecek fazla bir şeye gerek yok. Kılıçdaroğlu önce ‘edep yahu’ dersini alması lazım” dedi.