“SON ANA KADAR TÜRKİYE CUMHURİYETİ OLARAK ÇABALARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ”
Avrupa Komisyonu’nun bu konuya açıklık getirmesi gerektiğini söyleyen Bozkır, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Bunu neden orada muhafaza ettiğini açıklamasını ve bu açıklamayı yapmadığı için Avrupa Parlamentosu’nda oluşmuş olan yanlış bir anlayışı düzeltmesi gerekmektedir. Biz son ana kadar Türkiye Cumhuriyeti olarak bu çabalarımızı sürdüreceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın Ekim ayında başlattığı bu çok önemli sürecin herhangi bir tehlikeye maruz kalmaması için de bütün imkanları zorlayacağız. Bu sadece Türkiye’nin çabaları ile yürüyecek bir süreç değildir. Bütün oyunun partnerlerinin sorumluluk sahibi olarak, sorumluluk yüklenerek şimdiye kadar olduğu gibi önemli kararlar alarak Türkiye’ye yardımcı olmaları gerekmektedir. Komisyonla yapacağım temaslar sonrasında Cuma günü son bir değerlendirme yapacağım. Türkiye’ye dönüşümüzde hükümetimiz ve Cumhurbaşkanımıza burada gördüğümüz tabloyu, içinde bulunduğumuz şartları, bundan sonra gidilebilecek noktaları tekrar paylaşacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda da önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin nasıl bir tavır alacağını ortaya koyacağız.”
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Bozkır, “Komisyonun 4 Mayıs raporu yayınlanmadan önceki günlerde ve özellikle son gece Komisyon Başkan Yardımcısı Timmermans ile çok önemli görüşmeler yaptık. Bütün bu süreç zarfındaki görüşmelerimizde de aslında bu sonuca nasıl vardığımızı da iki taraf biliyor. Komisyon raporunda yer alan ifadede parlamentoda bu konunun ele alınması, oylamaya koyulmasıyla ilgili olarak şart niteliğinde herhangi bir ifade yoktur. ‘Türkiye’nin yerine getirmesi beklenen beklentiler vardır, komisyon bu beklentilerin yerine getirilmesiyle ilgili durumu izleyecektir ama komisyon olarak biz parlamento ve konseye öneriyoruz ’şeklinde bir cümle var. Burada, bu raporun açıklanması sırasında Komisyon Başkan Yardımcısı Timmermans’ın ‘Türkiye 5 kriteri yerine getirmemiştir’ şeklinde bir açıklama yapması kafaları karıştırmıştır. Parlamentoya geldiğinde terörle mücadele yasasının değişikliğinin ne amaçla oraya konulduğunu doğru dürüst komisyon açıklamadığı için bu Türkiye’de basın hürriyetleriyle ilgili var olduğu iddia edilen sorunların izalesi için konmuş bir madde olarak algılanmış ve bu şekilde de parlamentoda Türkiye’ye düşman olan, Türkiye’ye hasmane duygular besleyen, Türkiye ile ilgili kafasında planlar olan ve Türkiye’ye olumlu yaklaşmayan birçok grubun koalisyon kurarak, burada bir tutum içine gitmesine neden olmuştur” açıklamasını yaptı.
“KOMİSYON BİLDİRİSİNİN YANLIŞ ALGILANMASINDAN KAYNAKLANAN HAVANIN DEĞİŞTİRİLMESİ KOMİSYONUN SORUMLULUĞU”
Bozkır, açıklamasını şu şekilde tamamladı: “Maalesef komisyon bildirisinin yanlış algılanmasından kaynaklanan havanın değiştirilmesi yine komisyonun üzerine düşen sorumluluktur. Komisyon ya yazılı açıklama yapar yahut bu konuya açıklık getirir. Neden bunların orada olduğunun mesnedini açıklar. O tekrar parlamentoya geldiğinde de buradaki havanın ne noktada olduğunu tekrar görür, değerlendiririz. Ama burada komisyon maalesef açıklamasını net bir şekilde yapmadığı için muğlak bir ifadeden farklı sonuçlar çıkmasına yol açmıştır. Bugün geldiğimiz noktada bütün aylardır müzakereler, dönem başkanlığı komisyonla birlikte yürütülmüştür. Ancak bütün bu görüşmeler sırasında da Avrupa Parlamentosu Başkanı zirvelerde ve aradaki görüşmelerde orada bulunmuştur. Dolayısıyla herkesin bildiği, herkesin üzerinde mutabık kalındığı adımlar üzerinde bu süreç cereyan etmiştir. Dolayısıyla ‘burada şu yoktu vardı’ denilecek noktada değiliz. Herkes tablonun ne olduğunu biliyor. Dolayısıyla komisyonun ve dönem başkanlığının Avrupa Konseyi Genel Sekreterinin yapması mukarrer olan katkıyla birlikte bu yeni tabloyu yeniden değerlendirmesi mecburiyeti vardır. Paradigma nasıl değişti için bu kadar önemli adımlar atılabilmiştir, nasıl iki taraf da birbirine güven duyarak ciddi siyasi kararlar alarak bu noktaya getirilmiştir, bugün paradigmanın yeniden değiştiğini Komisyon, Dönem Başkanlığı, Konsey ve Parlamento fark etmelidir. Geçtiğimiz yılın yaz öncesinde fark edemedikleri paradigma değişikliği nedeniyle karşı karşıya kaldığımız tabloyu bu aylarda yeniden yaşamak Türkiye’nin arzusu değildir. Ancak varılan mutabakatları nasıl ki komisyon ‘5 kriter henüz yerine getirilmemiştir’ şeklinde bir yaklaşımla bu konuyu kamuoyuna açıklıyorsa, Türkiye’nin de bütün bu mutabakatların unsurlarını aynı şekilde yerine getirip getirmediğini görme, talep etme, takip etme hakkı vardır. Bu noktada ciddi noktadayız ve ciddi bir karar alınması gerekiyor. Bunun ileriye itelenmesi, savsaklanması, ciddiye alınmaması bu içinde bulunduğumuz noktayı daha da vahim bir hale getirme riskini vardır. Bütün çabalarımız böyle bir noktaya gelmemek içindir. Bu ilişkinin sürdürülmesini aruz ediyoruz, Türkiye’nin AB sürecinin devamını arzu ediyoruz. Türkiye’nin AB üyesi olması stratejik hedefimizin gerçekleşmesini arzu ediyoruz. Bu şekilde haksız olduğunu iddia ettiğimiz adımlarla bunun ertelenmesi veyahut çeşitli şekilde Türkiye’ye hasmane tutum besleyen kişilerin, parlamenterlerin bu platformu kullanarak Türkiye’ye saldırmasına yol açılmasını Türkiye’nin kabul etmesi mümkün değildir.”