“16. yüzyıl’a ait çok önemli çiniler bulunuyor”
Cami içinde 16. yüzyıla ait çok sayıda eser bulunduğunu belirten Mürsel Sarı, “Minarelerin şerefe altlarındaki taşlarda, dış yüzeyde ve kurşunlarda kayıp var mı diye kayıp tespiti yapılıp aynı şekilde aslına uygun biçimde çalışmalar yapılıyor. İstanbul’a silüet kazandıran deniz kıyısında bir cami olduğu için zaman içerisinde taşlarda da aşınmalar olabiliyor. Biz bunları çürütme yöntemiyle tekrardan küfeki taşı ile onarım yapıyoruz. Mikro kumlama yöntemiyle sisten, egzoz dumanından oluşmuş kiri de temizleyecek çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca içeride 16. yüzyıla ait çok önemli çiniler bulunuyor. Çinilerin her biri tek tek elden geçirilecek, eğer altlarında boşalmalar varsa sağlamlaştırılacak. Son olarak mermer yüzeylerde de temizlikler yapılacak” şeklinde konuştu.
“İbadet engellenmeden restorasyon devam edecek”
Çalışmalar için 8 milyon 450 bin lira civarı bir bütçenin öngörüldüğünü söyleyen Sarı, “Zeminle kubbe yüksekliği çok fazla olduğu için zeminden 5 metre yüksekliğinde bir platform kuruyoruz. Çalışmalar da bitmek üzere. 15 gün içerisinde bu kısmı ibadete açacağız. İbadet engellenmeden restorasyon devam edecek. Eğer araştırmalar esnasında o döneme ait daha orijinal eserler bulursak bunları projelendirip kuruldan gerekli onayları alıp ihya etme yönüne gideceğiz. Yaklaşık 800 günlük bir süremiz var. 2018 Haziran sonuna da yenilenen yüzüyle camimiz hazır olacak. Bunlar çok önemli eserler dedik, bu alanlarda üniversitede alanında uzman bilim heyetlerimiz var. Buradaki her aşamayı hocalarımızın gözleminde ve yönlendirmesiyle gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla bilimsel bir çalışma yürütülmekte. Bütçe için de çalışmalar adına yaklaşık 8 milyon 450 bin liralık bir rakam öngörüldü” dedi.