Oğlunun mezarını ziyaret eden anne Cezminur Ertaştan, evlat hasreti ile adeta yandığını söyledi. Anne Ertaştan, “Boş mezara bakıp bakıp gidiyorum. Ağlaya ağlaya her gün bekliyorum acaba gelecek mi oğlum diye. Gözümün yaşı, gözlerimin damlaları kurudu. Her gün gözüm yolda belki oğlum gelir diye. Allah öbür dünyada kavuştursun” dedi.
“Mezar boş ama ruhu bizimle”
Şehidin ağabeyi Yılmaz Ertaştan, kardeşinin naaşını görmeseler de ruhunun kendileriyle olduğuna inandıklarını söyledi. Ağabey Ertaştan, “Şehadet haberini alınca kardeşimin naaşının ne zaman geleceğini sorduk. Askeri yetkililer naaşın Kuzey Irak’ta bir mağarada olduğunu, oraya operasyon yapamayacaklarını, bunun savaş sebebi sayılabileceğinden dolayı cenazeyi getiremeyeceklerini söylediler. Bizde önemli olan ruhu bizimle yapacak bir şeyimizde yok zaten. Buraya devletimiz sembolik bir mezar yaptırdı. Geliyoruz burada duamızı yapıyoruz. Kardeşimin şehit olmasından 3 yıl sonra da kalp krizinden babamı kaybetti” diye konuştu.
“Acı bir hikayemiz var”
Ağabey Yılmaz Ertaştan, kendilerine verilen raporlar doğrultusunda kardeşinin şehit olduğuna inandıklarını ancak annesinin oğlunun bir gün geleceği ümidiyle yaşadığını vurguladı. Ağabey Ertaştan şöyle konuştu; “Bazen hikayeler dinliyoruz. Öreğin yirmi sene sonra Hacda öldü denilen bir kadın bulunuyor. Acaba benimde kardeşim aynı durumda olabilir mi diye düşünüyoruz. Belki bir gün gelir, belki ölmemiştir ümidimiz hep oluyor ama bir yandan da bakıyorsunuz 19 yıl geçmiş her hangi bir haber yok. Özellikle annem hep bekliyor. Benim oğlumu nasıl öldürdüler, öldürdüler mi öldürmediler mi diyerek ağlıyor. Bu şekilde acı bir hikayemiz var.”