İSTANBUL (AA) - HANDAN GÜNEŞ - Decovita Seramik Kurucu Ortağı Selman Öztürk, "Her yıl ortalama 12 milyon dolarlık ithalat yapacakken, Türkiye'de üretime geçtiğimiz için artık bu döviz çıkışı yaşanmıyor." dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Öztürk, seramik sektöründe ithalatçı konumdayken, Türkiye'de üretime geçerek ihracatçı hale gelmesinin başarısı öyküsünü anlattı.
Öztürk, 2006 yılında ithalat yaparak başladıkları seramik sektöründe 2016 yılında Türkiye'de üretime geçtiklerini aktararak, "İtalya, İspanya, Çin ve Hindistan'dan Decovita markasıyla ürün ürettirip, iç pazarda satış yapıyorduk. Kurların düşük olduğu dönemlerde ithalat yapmak kazançlıydı. Kurların yukarı yönlü ilerledikçe ithalatın cazip hale gelmeyeceğini gördük. Türkiye'de fabrika kurmaya karar verdik. Temmuz 2016'da Bilecik'te üretime geçtik. Aynı ürünü daha kaliteli üretmeye başladık ama fiyatını yarı yarıya düşürdük." ifadelerini kullandı.
Üretime 4 milyon metrekare kapasiteyle başladıklarını ve 2017'nin ikinci yarısında talepleri karşılayamaz hale geldiklerini dile getiren Öztürk, "Kapasiteyi 10 milyon metrekareye çıkartma kararı aldık. Nisan'da yaklaşık 10 milyon avroluk ek yatırım yaptık. Makine alımları ve istihdam artışı yaptık." diye konuştu.
Öztürk, Türkiye'de enerji maliyetinin birçok ülkeden daha ucuz olduğuna işaret ederek, "Bu da sanayici için ciddi bir avantaj. Ham maddemiz ithalata bağlı değil. Böylece, seramikte ithal mal girdisi çok az." dedi.
Çin'deki işçi ücretlerinin eskisi kadar ucuz olmadığını vurgulayan Öztürk, Türkiye'de işçiliğin Çin'den daha ucuz, Hindistan'la başa baş ve AB'nin ise yarı fiyatına olduğunu söyledi.
Öztürk, "Her yıl ortalama 12 milyon dolarlık ithalat yapacakken, Türkiye'de üretime geçtiğimiz için artık bu döviz çıkışı yaşanmıyor." açıklamasında bulundu.
- "Kuru direkt fiyata yansıtmak, ihracata hiçbir katkı sağlamaz"
Decovita Seramik Kurucu Ortağı Öztürk, seramiğin çok canlı bir sektör olduğunu belirterek, "Doğal gaz ve elektrik fiyatlarının artmaması, nakliye fiyatlarından dolayı mazota ve benzine zam gelmemesi bizim için yeterli olur. Sektöre yapılan destekler dünyadan aldığımız payı artırmamızı sağlar." yorumunu yaptı.
Yüzde 20 olan ihracat oranını gelecek sene yüzde 70'lere çıkartmayı hedeflediklerini vurgulayan Öztürk, fabrikanın üretim kapasitesini artırdıkları için şu an her şeyin hazır olduğunu anlattı.
Öztürk, sanayicilerin kur arttıkça yurt dışı müşterisine indirim yapmaması gerektiğini dile getirerek, "Bu ne bize ne de ülkeye bir katkı sağlamaz. Kur yüzde 30 arttıysa yüzde 30 indirim yapması kötü. Sembolik olarak bir indirim yapılabilir ama kuru direkt fiyata yansıtmak, ihracata hiçbir katkı sağlamaz. İç pazarda fiyatlar daha uygun. İtalya'nın birim fiyatı 14 avro, Türkiye'nin 6,8 avro. Bunu 4 avro yapalım dediğimiz zaman ne markaya ne ülkeye kar sağlamaz." ifadelerini kullandı.
Tüm sektörlerde Türk üretiminin gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizen Öztürk, şunları kaydetti:
"Elektronik, mobilyacı, inşaat malzemecisi için de böyle olmalı. Herksin Türkiye'de üretime yönelmesi gerekiyor. Cesaretli olunması lazım. İnsanlar faizler yüksek olduğu için yatırım yapmak istemiyor. Cumhurbaşkanımızın faizlerin indirilmesi çağrısı da bu yüzden. Yatırım olmadığında istihdama ve büyümeye de katkı sağlanmıyor. Yatırım yapsak aynı zamanda ihracata da katkı sağlayacak. Enerji, insan gücü, lojistik ucuz. Yatırım yapsak kur sıkıntılarıyla da karşılaşmamış oluruz."
Öztürk, üretim yapmanın riskleri fazla olduğu gibi kârlılığı ve fırsatlarının da fazla olduğunu belirterek, "Bizim firmamız buna en iyi örnek. Biz Türkiye'nin en büyük seramik ithalatçısıydık. Elimizi taşın altına koyduk ve Türkiye'de üretime geçtik. İthal ederken, ihraç eder hale geldik. Şimdi kur artışlarından dolayı bir stresimiz yok, kafamız rahat. Her şeyi Türkiye'de üretebilmeliyiz. Cesur iş adamlarının bu dönemde çıkıp ülkeye yatırım yapmaları gerekiyor. Yatırım yaptıkları zaman da bunun meyvelerini toplarlar. Ülkenin ithalat bağımlılığına da katkı sağlar." diye konuştu.