Altun, Trakya Üniversitesince online düzenlenen "Pandemide Kadın Olmak" konulu panelde yaptığı sunumda, salgının kadınları olumsuz etkilediğini, salgınla birlikte online çalışma dönemine geçildiğini ve iş ortamının eve taşındığını ifade etti.
Kadınların hem ev işi hem de normal işleriyle ilgilenmek zorunda kaldığını aktaran Altun, "Bu durumda kadınların üzerine ekstra bir yük biniyor. Kadınların stresi daha da arttı. Ev yaşamıyla iş yaşamının sınırları artık muğlaklaşmış bir duruma geldi. İş yaşamı evi de yutacak bir hale geldi." dedi.
Altun, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi'nin yaptığı araştırmanın sonuçlarının salgının kadınlar üzerindeki etkilerini açıkça ortaya koyduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Araştırmalara göre, dünya üzerinde her yıl 16 milyar saat ücretsiz iş yapılıyor. Bunlar ev işleri, çocukların ve ev fertlerinin bakımı gibi işler. Pandemi öncesi bunların zaten dörtte üçünü kadınlar yapıyordu. Salgın döneminde kadının iş yükü iki katına çıkmış durumda. Hakikaten taşıması çok zor bir yük. Bunun dışında kadınlarda işten ayrılmalar da çok ciddi artmış durumda. Çünkü bazı işler online çalışmaya uygun değil ve o nedenle evdekilerin bakımı için kadınlar işlerinden ayrılabiliyor."
Altun, eylül ayında Amerika'da bakım yükü dolayısıyla 200 bin erkek ile 865 bin kadının iş gücünden ayrıldığının altını çizerek, "Bunun tek nedeni evdeki çocuklara ve yaşlılara kim bakacak durumu. Her iki erkeğe karşılık dokuz kadın işten ayrılmış. Akademide kadınların makale sayısı oranı yüzde 50 azalırken, erkeklerin makale sayısı oranı yüzde 50 artmış. Bunlar insanların akıl ve ruh sağlığını da etkiliyor. Karantina ve kısıtlama dönemleriyle birlikte depresif hissetme oranı erkeklerde yüzde 40 kadınlarda yüzde 57 olarak gerçekleşmiş. Rakamlar gerçekten hiç iç açıcı değil." ifadelerini kullandı.