Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) İstanbul Teşkilatı tarafından Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde, sabah namazı buluşması düzenlendi.
TÜGVA İstanbul Teşkilatından yapılan yazılı açıklamaya göre, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ibadete açıldığı günden beri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ayasofya'nın dirilişi, Mescid-i Aksa'nın özgürlüğüne kavuşmasının habercisidir." sözü şiar edinerek sabah namazı buluşmaları düzenleniyor.
Açıklamada, İstanbul Büyükşehir Belediyesince (İBB) düzenlenen, “Evrensel Mevlana Aşıkları Vakfı-EMAV” isimli gruba yaptırılan ve sadece ismi “Mevlevi mukabelesi” olan programda, Mevleviliğin yedi yüz küsur senelik bütün kurallarının yerle bir edildiği belirtildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen TÜGVA İstanbul İl Başkanı Emrullah Şanlan, İBB tarafından düzenlenen Şeb-i Arus gecesiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu iklimin dengesini bozmaya, mukaddes saydığımız geleneklerimizin arsızca, hayasızca ve dahi dalga geçercesine baltalanmaya çalışıldığı görülmektedir. Saygı ve hoşgörüden nasibini almayı reddetmiş olanların iyi niyet ve sevgi kisvesi altında ellerine fırsat geçer geçmez eskiden olduğu gibi kinlerinden ve düşmanlıklarından bir şey kaybetmeksizin büyük bir hevesle bu manevi atmosferi sabote etmek istediklerini görüyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye’nin kara bir leke olarak geride bıraktığı, Mevlana hazretlerinin tüm dünyanın kabul ettiği sevgi ve hoşgörü dairesinin dışında kalan ve millet iradesinin reddettiği 27 yıllık malum döneme hasret duyarcasına, yine milletimizin sinir uçlarına dokunacak bir şeyler denenmektedir."
Buluşmalarda maske, mesafe, hijyen kurallarını oldukça önemsediklerini ve buna dikkat ettiklerini ifade eden Şanlan, şunları kaydetti:
"Görev esaslarının sevgi ve hoşgörü olduğunu söyleyenlerin besledikleri kin ve düşmanlığa bir anlam verememekteyiz. Gün geçmiyor ki çağ kapanıp çağ açılan bu şehirde tarihe ve mukaddesata ihaneti görmeyelim ve yaşamayalım. Kur’an’ı anlamadan, Peygamberimizi bilmeden, Mevlana Hazretlerini anlamak ve sevmek mümkün değildir. Mevlana Hazretleri, 'Kur’an’ın kölesiyim, Peygamberin yolunun tozuyum.' sözüyle bu tutumu desteklemektedir. Unutulmasın ki bu topraklarda fiilen olmasa da zihni ve fikri düşman saldırısı altında olduğumuzun farkındayız. Bu farkındalığımız her geçen gün vuku bulan olaylarla daha da artmaktadır. Allah’ın izniyle bu zihni işgale karşı koymaya muktedir olmak için gayret ediyoruz. Farkındalığımızın bir lütuf olduğunun bilincinde olarak, ortadan kalktığı takdirde tarih sahnesinde büyük bir boşluk meydana gelecek olan, ecdadımızın miras bıraktığı maddi ve manevi tüm emanetlere sımsıkı sarılıyoruz."