Uluslararası Tarım ve Gıda Konfederasyonu (TARIMKON) Genel Başkanı Hakan Yüksel, iklim değişikliğinin tarımsal üretimdeki etkilerinin en hızlı şekilde çalışılması gerektiğini belirterek, "Bu çalışmalar doğrultusunda üretim takvimi, ürün çeşitliği değiştirilmeli. Aksi halde süregelen takvim ve çeşitlilikle ürünlerimiz ya don ya da kuraklık sebebiyle zarar görecek, emekler boşa gideceği gibi arz talep dengesi bozulacaktır." dedi.
Kadın kooperatifleri temsilcileriyle görüşmek üzere kente gelen Yüksel, AA muhabirine, konfederasyon olarak tarım ve gıda sektörüne yönelik ulusal ve uluslararası pazarlama ve pazar araştırmaları yaptıklarını söyledi.
Yüksel, konfederasyonun Türkiye'de 81 ilin yanı sıra dünyada 55 ülkede faaliyet gösterdiğini aktardı.
Ağırlıklı olarak Afrika kıtasında çalıştıklarını belirten Yüksel, Afrika'da kooperatif modelleri oluşturduklarını, eğitim, mühendislik, mekanizasyon, teknoloji ve pazarlama hizmetleri de götürdüklerini anlattı.
Yüksel, Kovid-19 salgını sürecinde gıda ve tarımın çok konuşulur hale geldiğine, bu ikilinin gündemden hiç düşmeyeceğine işaret ederek, "Yaklaşık 10-15 yıl sonra dünyadaki en büyük güç gıda olacak. Gıdaya ve suya sahip olan toplumlar da en güçlü toplumlar haline gelecek. Türkiye bu konu bakımından hem coğrafi olarak hem iklim olarak hem birlik olarak hem devletin destekleri olarak çok güçlü bir pozisyonda." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin mevcut pozisyonunu koruması gerektiğini vurgulayan Yüksel, kırsalda yaşayanların kırsalda kalarak tarımsal üretime devam etmesi gerektiğini kaydetti.
Son dönemde lojistik ve tarımsal girdi fiyatlarının yüksek olması sebebiyle bazı üreticilerin tarımdan uzaklaştığını dile getiren Yüksel, şöyle devam etti:
"Onlara, hala tarımdan para kazanılabildiğini, buna ihtiyacımız olduğunu anlatarak farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Elimizden geldiği kadar devletin de verdiği destekler çerçevesinde bunun farkındalığını oluşturarak gıda arzı güvenliğinin önemini anlatıyoruz. İnsanlar üretmeye devam etsin diye teşvik etmeye çalışıyoruz. Özellikle kadın kooperatifleri ya da diğer konularla ilgili katma değeri yüksek ürünler üreterek insanların tarımdan, gıdadan para kazabilecekleri yöntemleri de öğretmeye çalışıyoruz. Bu sayede de üretmeye devam etmelerini umut ediyoruz."
- "Üretebildiğimiz sürece varız"
Yüksel, küresel ısınmayla özellikle Ekvator'un kuzeyindeki ülkelerde iklim değişikliği sorunlarının baş gösterdiğine dikkati çekerek, "İklimin 1,5 ay kaydığını görüyoruz. Çiftçiler buna adapte edilmeli. Bundan bir ay önce, Bursa'daki tüm şeftali çiçeklerine don vurdu, beklenmedik bir şeydi. İşte bunlar iklim değişikliğinden kaynaklandı. Çiçeklere don vurduğu için bitki meyveye dönmeyecek, bu sefer şeftali ve nektarin rekoltesinde sıkıntı beklenecek. Bunlar fiyatlara yansıyacak, hiç umut etmediğimiz şeyler." diye konuştu.
Tarımsal takvimi 1,5 ay geriye kaydırabilecek yöntemin oluşturulması gerektiğini belirten Yüksel, sözlerini şöyle tamamladı:
"İklim değişikliğinin tarımsal üretimdeki etkileri en hızlı şekilde çalışmalı. Bu çalışmalar doğrultusunda üretim takvimi, ürün çeşitliği değiştirilmeli. Aksi halde süregelen takvim ve çeşitlilikle ürünlerimiz ya don ya da kuraklık sebebiyle zarar görecek, emekler boşa gideceği gibi arz talep dengesi bozulacaktır. Zaten çok kırılgan olan piyasalar ve enflasyon altında toplumun her kademesi bunun zararını görecektir. Üretebildiğimiz sürece varız, ürettiğimizi satabildiğimiz müddetçe de üretiriz. Çiftçilerimizde bunun farkındalığını oluşturmalıyız."