ANKARA(AA) - Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünde düzenlenen "İklim Esnekliği ile Ekosistem Yönetimini Geliştirerek Gıda Güvenliğine Yönelik Entegre Arazi Kullanım Planlaması Projesi"nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, toprağın gıda üretiminin olmazsa olmazı olduğunu söyledi.
Gıda ihtiyacının yüzde 95'inin topraktan karşılandığına işaret eden Pakdemirli, Türkiye tarım sektörünün, 82 milyon ülke nüfusunun yanı sıra yaklaşık 5 milyon mülteci ve göçmen ile 50 milyon turisti beslediğini bildirdi.
Pakdemirli, küresel ısınma, yanlış kullanma, çölleşme, erozyon gibi sebeplerle tarıma elverişli arazilerin tehdit altında olduğuna dikkati çekerek, bakanlığı döneminde yapılan çalışmalarla kaybedilen tarım arazilerinin miktarında ciddi azalma olduğunu ifade etti.
"Ekonomiye katkısı 13 milyar lira olacak"Yaptıkları çalışmalarla 1970'li yıllarda yılda 500 milyon ton olan toprak kaybının 154 milyon tona düştüğünü vurgulayan Pakdemirli, "2023 hedefimiz, bunu 130 milyon tona düşürmektir. Ayrıca arazi kullanım planlamasıyla halen atıl durumda bulunan 2,9 milyon hektar alanın tarıma kazandırılması için çalışmalarımızı başlattık. İnşallah bu alanın tarıma kazandırılmasıyla beraber ekonomimize katkısı yıllık 13 milyar lira olacaktır. Bunun anlamı daha az cari açık, daha zengin ve müreffeh Türkiye demek." diye konuştu.
Pakdemirli, tarım dışındaki diğer sektörlerin de topraktan değişik amaçlar için yararlandığını ancak bu sektörlerin, tarımsal üretim değeri daha düşük arazilerde gelişmesi gerektiğini anlattı. Verimli tarım arazilerinin korunmasının öncelikleri olduğunu, bunun da entegre arazi kullanım planlarıyla mümkün olacağını belirten Pakdemirli, Trabzon'un Araklı ilçesinde yaşanan heyelanda, arazi yapısına uygun olmayan bitki yapısı nedeniyle toprağın kaydığını, bölgelerin iklim ve toprak yapısına göre planlama yapılması gerektiğini söyledi.
Pakdemirli, tarımda su kaynaklarının verimli kullanılabilmesi için modern sulama sistemlerinin desteklenmesi kapsamında yüzde 50 hibe verdiklerini anımsatarak, şöyle devam etti:
"İnşallah 2019 yılında 300 milyon lira hibe ödemesi yapacağız. 2 milyon hektar alanı sulamaya açmak da önümüzde büyük bir ev ödevi. 8 milyon 625 bin hektar arazide, toprağın detaylı etüt ve laboratuvar çalışmaları tamamlanarak, toprak özellikleri belirlendi. Belirlenen bu toprak özelliklerini kullanarak, 6 milyon hektar alanın üzerinde arazi toplulaştırma çalışması yapıldı."
Pakdemirli, tarım arazilerinin sürdürülebilir kullanımı ve etkin korunmasıyla tarımsal üretimin artırılması için mevzuat çalışmalarına devam ettiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu sebeple, İmar Kanunu'nda önemli değişiklikler yapılıyor. Tarım alanlarının etkin korunmasını sağlayacak düzenlemeyle tarımsal üretimin artırılmasının önünde engel olan tarımsal amaçlı seralarda, ruhsat aşamasında yaşanan sıkıntıların ortadan kaldırılması için gerekli düzenlemeleri ivedilikle yapıyoruz. Ayrıca bunların dışında, tarım dışı kullanım izni verilen alanlarda yapılan kazılar sonucu veya baraj-göl alanlarında kalan bitkisel (nebati) toprağın alınmasını, geçici süreyle depolanmasını, taşınmasını ve kullanılmasını düzenleyen mevzuat taslağı hazırlandı."
"Tarım Şurası'nda yol haritası oluşturulacak"Eylül veya ekim ayında yapılacak 3'üncü Tarım Şurası'nda bu konuların işin uzmanlarınca değerlendirileceğini ifade eden Pakdemirli, şuraya yönelik çalışma gruplarının çalışmalarına başladığını ve tarımla ilgili herkesin fikir ve projelerini bakanlığa iletebileceğini bildirdi. Bu projelerin hepsinin değerlendirileceğine işaret eden Pakdemirli, ülkenin en büyük proje kütüphanesini oluşturacaklarını, şura ile ülkenin tarım konusundaki 5-10-20-25 yıllık yol haritasını oluşturacaklarını vurguladı.
Pakdemirli, açılışı yapılan "İklim Esnekliği ile Ekosistem Yönetimini Geliştirerek Gıda Güvenliğine Yönelik Entegre Arazi Kullanım Planlaması Projesi"nde, Ankara'nın Ayaş ilçesinin pilot bölge seçildiğine dikkati çekerek, şunları ifade etti:
"Projeyle bölgenin toprak ve su potansiyelini belirleyerek, entegre arazi kullanım planının yapılmasını öngörüyoruz. Tarım alanlarının korunmasını ve üretim potansiyeline uygun kullanılması ile diğer sektörler için de alternatif alanların belirlenmesini amaçlıyoruz. Daha sonra projeyi ülkemizin tamamına yaymayı hedefliyoruz. Kırsal Kalkınma Yatırımları Programı kapsamında, 13'üncü etap çalışmalarımız da son aşamasına gelmiştir. Çok yakın bir zamanda hibe programlarımızı kamuoyuyla paylaşacağız."