İSTANBUL (AA) - Küçücük bedenleri üzerinde patlayan bombalarla kimi kolunu kaybetti, kimi bacağını, gözünü, kimi de kulağını. Kaybetmedikleri tek şey ise umutları ve yaşama sevinçleri oldu. Sekiz yılı geride bırakan Suriye iç savaşının en büyük mağdurları olan çocukların yaraları Türkiye'de sarılıyor. Bir yandan yeni protezleriyle hayata tutunurken bir yandan da yarım kalan eğitimlerini güven içerisinde devam ettiriyorlar.
Çünkü siviller bombayla yaralanmazdı. Bir sivil yerleşim yerini kimse bombalamazdı. Oysa Suriye'deki savaşta yüzde 80 civarında sivil bombalamalar sonucu ya bacağını ya kolunu kaybediyor insanlar.9. yılına giren Suriye iç savaşının en acı yüzünü çocuklar yaşadı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SNHR) ve BM raporlarına göre Şubat 2019'a kadar 28 bin 226 çocuk saldırılarda hayatını kaybetti. Çok daha fazlası yaralandı ya da sakat kaldı. Üstelik bunlar kayıt altına alınabilinenler. Bu sayının çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.
Türkiye'de gerek devlet bazında gerek sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla çocukların yaraları sarılmaya çalışılıyor. İstanbul'daki protez merkezi de Suriye iç savaşında mağdur olmuş çocuklara yeni bir hayat sunuyor.
İHH İnsani Yardım Vakfı; Kuveyt Zekat Kurumu ve AID Uluslararası Doktorlar Derneği ile birlikte savaş yaralanmaları sonucu sakat kalarak ortez protez ihtiyacı duyan hastaları tedavi etmeyi amaçlayan ortak bir proje yürütüyor. AA muhabiri, tedavi gören çocuklar, aileleri ve Yüksek Teknolojili Protez Ortez Yapım ve Uygulama Projesi Koordinatörü Doç. Dr. Yaşar Tatar ile görüştü.
Doç. Dr. Yaşar Tatar, bir buçuk yıl içinde 500 civarında hastaya 750 protez takmak suretiyle rekor düzeyde bir iş yaptıklarını söyledi.
2. Dünya savaşı dahil olmak üzere dünyada böyle bir facia yaşanmadığını vurgulayan Tatar, "Hastaya bir kere protez yapmakla bitmiyor. Geçici protez yapıyorsunuz, kırıyor, tekrar geliyor. Bununla ilgili, savaşa bağlı ampute olanlar 354 kişi. Hepsi Suriyeli. Ayrıca hastanın buraya gelmesi ve bu tedaviden faydalanması birtakım prosedürlere bağlı. Güvenlik soruşturmasından geçmek zorunda. 354 kişinin de yüzde 25’i 18 yaşın altında. Bu bir facia. Ayrıca 200 bin Suriyeli kolunu bacağını kaybetmiş." diye konuştu.
Dünyada ilk defa bu kadar sivilin bomba ile yaralandığını belirten Tatar, şunları anlattı:
"Çünkü siviller bombayla yaralanmazdı. Bir sivil yerleşim yerini kimse bombalamazdı. Oysa Suriye'deki savaşta yüzde 80 civarında sivil bombalamalar sonucu ya bacağını ya kolunu kaybediyor insanlar. Bunlar sadece amputeler, bir de felç olanlar var. Böbreklerini, gözlerini kaybedenler de var. İlk defa proteze kavuşanların oranı yüzde 60’lara yakın. Bu ortak proje olmasaydı bunların yüzde 60’ı protezsiz olacaktı. Burada çok büyük bir yatırım yapıldı. Ekiplerimiz tarayıcılarla beraber şehirleri geziyor hastaların ölçüleri alınıyor. Biz de burada protezleri hazırlayıp onlara ulaştırıyoruz. En son Konya'da yaşayan bir hastamıza böyle ulaştık. Bu yöntemle çok sayıda kişiye ulaştırabilme imkanı sağlamış oluyoruz."
Bakkaldan bir şey alacaktım. Sonra bomba geldi, ayağımı kesti. Hiçbir şey hissetmedim. Sadece havaya fırladım. Sadece ateş yakıyor gibi hissettim. Patlama sesi duydum. Buraya geldiğim için mutlu oldum. Çünkü burada savaş yok. Türkiye’de mutluyum."Koşabiliyorum bile"10 yaşındaki Halepli Ali V. Suriye savaşının kendisinde yarattığı travma hala taze olmasına rağmen Türkiye'de yaşamaktan mutlu olduğunu ve öğretmenlik yapmak istediğini söyledi.
Küçük çocuk, ayağını nasıl kaybettiğini ise şöyle anlattı:
"Bakkaldan bir şey alacaktım. Sonra bomba geldi, ayağımı kesti. Hiçbir şey hissetmedim. Sadece havaya fırladım. Sadece ateş yakıyor gibi hissettim. Patlama sesi duydum. Buraya geldiğim için mutlu oldum. Çünkü burada savaş yok. Türkiye’de mutluyum. Okula gidiyorum, arkadaşlarımla oynuyorum, ders çalışıyorum. Koşabiliyorum bile. Suriye’ye gitmek istiyorum. Bir sürü arkadaşım var orada onları çok özledim.
Ali V., Suriye'de yaşanan savaştan dolayı çok üzgün ve kızgın olduğunu belirterek "Suriye’deki savaşa çok kızgınım. Onlar zalimler. Biraz korkuyorum. Uçak sesi duyduğumda hala çok korkuyorum. Okuldayken bir uçak geçti, çok korktum ve sınıfa kaçtım." dedi.
Bizim için Türkiye'de kalmaktan başka çözüm yolu yok. Dünyanın hiçbir yeri bizi kabul etmiyor. Sadece Türkiye yardım ediyor bize. Elbette ülkeme dönmek istiyorum ama şu anda dönmemiz mümkün değil.Küçük Ali'nin annesi Aya V. 2015’te Halep’te hava saldırısı sırasında Ali'nin bacağını kaybettiğini belirterek, İstanbul'a nasıl geldiklerini şöyle anlattı:
"Dışarı çıkmıştım, yürüyordum. Bulunduğumuz bölge bombalandı. Bu bombardımanda Ali bacağını kaybetti. Sonra Türkiye'ye geldik ve Kayseri'ye yerleştik. Kayseri'de bir yıl kaldıktan sonra 2018'de İstanbul'a geldik. Sonra protez merkezinde tedavi görmeye başladık. Allah'a şükür şu an çok iyi. Okula gidiyor. Normal çocuklar gibi her şeyi yapabilir. Bir sıkıntı yaşamıyor. 4 yaşında bir erkek çocuğum daha var. Bizim için Türkiye'de kalmaktan başka çözüm yolu yok. Dünyanın hiçbir yeri bizi kabul etmiyor. Sadece Türkiye yardım ediyor bize. Elbette ülkeme dönmek istiyorum ama şu anda dönmemiz mümkün değil."
Arkadaşımla top oynarken olduğumuz yere füze saldırısı yapıldı. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Şu anda protez taktığım için çok mutluyum. Dışarıya çıkabilirim. Teneffüslerde futbol oynuyoruz, koşuyoruz. Ama yeni bir protez istiyorum. Savaşa sebep olanlara kızıyorum. Zalimler. Çocukları öldürüyorlar."Top oynarken füzeyle vurdular beni"Savaşın mağdurların Taha S. ise 10 yaşında. Deyrizor'dan Türkiye'ye gelen Taha, protezi sayesinde artık futbol bile oynayabildiğini söylüyor. Taha, ilerde doktor olmak istiyor.
Top oynarken bir füze saldırısı sonucu bacağını kaybeden Taha S., başından geçenleri şöyle anlattı:
"Arkadaşımla top oynarken olduğumuz yere füze saldırısı yapıldı. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Şu anda protez taktığım için çok mutluyum. Baston kullanmak istemiyorum. Dışarıya çıkabilirim. Teneffüslerde futbol oynuyoruz, koşuyoruz. Ama yeni bir protez istiyorum. Savaşa sebep olanlara kızıyorum. Zalimler. Çocukları öldürüyorlar. Biz bu acıları onların yüzünden yaşıyoruz. Arkadaşım savaşta öldü. Doktor olmak istiyorum. Hastalara yardım etmek istiyorum. Suriye'ye dönmek istemiyorum çünkü hala bombalar atılıyor. Türkiye'de hayat güzel. Arkadaşlarımla oynuyorum."
Taha'nın annesi Yasemin S. ise o günü şöyle anlattı:
"Taha, arkadaşıyla dışarıda futbol oynarken füze sesi duyunca en yakındaki binaya kaçmış. Füze binayı da vurdu. Taha yaklaşık üç saat enkaz altında kaldı. Bize Taha’nın öldüğünü söylediler ancak daha sonra ölmediğini öğrendik. Çok ağladım. İnanamamıştım. Ölmediğini öğrenince mutlu çok oldum ama aynı zamanda da çok üzüldüm çünkü Taha bacağını kaybetmişti ve kalçası kırılmıştı. Çok ağır yaralanmıştı. İki ay hastanede kaldı bu süre içinde hiç konuşmadı. Doktorlar Taha'nın yaşayacağına dair pek umutlu değillerdi. Yaklaşık 1,5 yıldır Türkiye’de yaşıyoruz. 1,5 yıl Suriye’de Deyrizor’da kaldık, olay sonrası. Çok zorlu günler yaşadık. Şu anda yürüyebiliyor ama proteze çok da alışmadı. Yüzde 50-60 yürüyebiliyor. Burası olmasaydı çocuğumun yürüdüğünü göremezdim."
"Türk devleti Türk halkı bizi kabul etti, bize yardım etti"9 yaşındaki Halepli Osman B. de bacağını kaybetmiş çocuklardan biri. Arkadaşlarıyla oynamayı çok özlediğini belirten Osman, protez takıldıktan sonra Suriye'ye dönmek istediğini söyledi.
"Şimdi oynayamıyorum. Ama protez takıldıktan sonra yürüyebileceğim oynayabileceğim. Şanslı olduğumu biliyorum." diyen Osman B., şöyle konuştu:
"Türkiye’deki arkadaşlarımla konuşabiliyorum. Okula gitmek istiyorum. Eskisi gibi top oynamak istiyorum. En çok futbol oynamak istiyorum. Şu anda biraz oynayabiliyorum ama daha iyi oynamak istiyorum. Büyüyünce doktor olmak ve insanlara yardım etmek istiyorum, onları iyileştirmek istiyorum. Proteze ihtiyacı olanlara protez takmak istiyorum."
Osman'ın babası Zekeriya B, 2017'de Halep'ten bombalı saldırıdan ailesi ile birlikte kaçmak istedikleri sırada bir arabanın Osman'a çarptığını ve bu kaza sonucunda Osman'in iki bacağını kaybettiğini anlattı. Osman'ın babası, tedavi süreci ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
"2018’in ocak ayında Osman'ı ilk önce Hatay’a getirdik. Daha sonra Osmaniye Devlet Hastanesine götürdük. Orada 1,5 yıl kaldık ve Osman'a protez takıldı. Daha sonra İstanbul'a geldik. Dört çocukla birlikte. Osman'ın durumu ilk geldiğimiz zamanlardan daha iyi ama tedavi süreci uzun sürecek gibi görünüyor. Kemiğinde sıkıntı olduğu için fazla yürüyemiyor. Şu an okula gidiyor ama resmi şekilde değil. Protez için mecburen İstanbul’da kalıyoruz. Okula gitmeye başladıktan sonra psikolojisi düzeldi. Buraya gelmeden önce bir kaç merkeze gittik, ama kimse bize yardım etmedi. Bazıları umut verdi ama sonra 'yardım edemeyeceğiz' dediler. Çok zor bir durum yaşadık. Sadece bu merkez Osman'ı tedavi etmeyi kabul etti. Türk devleti Türk halkı bizi kabul etti, bize yardım etti. Çok teşekkür ederim."