Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ‘asrın felaketi’ olarak nitelendirilen Marmara Depreminin 19. Yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, depreme ve diğer doğal afetlere karşı alınan tedbirlerin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
17 Ağustos 1999’da meydana gelen Gölcük Merkezli 7.4 şiddetindeki depremde 17 bin 479 yurttaşımızın hayatını kaybettiğini ve 45 bin 953 kişinin yaralandığını anımsatan Ömer Fethi Gürer, aynı yıl 12 Kasımda Düzce merkezli depremde de binlerce yurttaşımızın yaşamını yitirdiğini hatırlattı.
TOPRAKLARIMIZIN 3’TE 2’Sİ BİRİNCİ DERECE DEPREM KUŞAĞINDA
Marmara Depreminin ardından ülkemizde irili ufaklı pek çok depremin daha oluştuğunu, bunlardan en yıkıcı olanların ise Bingöl ve Van depremleri olduğunu ifade eden Ömer Fethi Gürer, “Ülkemizin yüzölçümünün yüzde 92’isi deprem kuşağında ve topraklarımızın 3’te 2’si, birinci ve ikinci derece deprem bölgesi kapsamındadır. Başta büyükşehirler olmak üzere toplam nüfusumuzun yüzde 70’i her an deprem tehlikesi yaşamaktadır” dedi.
YAPI STOKLARIMIZIN BÜYÜK BÖLÜMÜ RİSK ALTINDA
Uzmanların saptamalarına göre Türkiye’deki yapı stokunun 20 milyonu geçtiğini ve bunların büyük bir bölümünün birinci ve ikinci dereceden deprem kuşağı olan büyükşehirlerde yer aldığını vurgulayan Ömer Fethi Gürer, “Uzmanlara göre, orta büyüklükteki bir depremde bile mevcut yapı stoklarının önemli bir bölümü risk altındadır. Öncelikle mevcut yapı stoklarından risk altında olanların olası depremlere karşı yenilenmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor. Yeni yapılacak olanların ise mümkün olduğu kadar depreme dayanıklı bir şekilde inşa edilmesi için devletin ilgili kurumlarının, yapı denetimiyle ilgili tavizsiz bir şekilde yapıları denetime tabi tutması, felaket anında can kaybının en aza indirilmesi bakımından önemlidir. Kamu binaları ve okullarda yapıldığı söylenen denetimlerin hızla tamamlanması gerekmektedir. Sorunu farklı soru önergemizle TBMM gündemine taşıdım. Dönemin Bakanlarınca verilen yanıtta, bugüne kadar 3 bin 190 eğitim binasında tahkik çalışmalarının yapıldığı bunlardan 2 bin 324 binanın güçlendirilmesinin tamamlandığı ifade edilmektedir. Ancak henüz tahkik yapılmayan binaların olduğu da bir gerçektir. Eğitim kurumları başta olmak üzere tüm kamu kurumlarına ait binaların öncelikle tahkiklerinin tamamlanması, güçlendirilmesi gerekenlerin bir an önce güçlendirilmesi, yeni kamu binalarının ise ticari kaygı taşımadan, gerekli yapı denetimlerinin usulüne uygun olarak yapıldıktan sonra inşa edilmesi gerekmektedir. Ayrıca yapı denetimlerinin bu konuda sertifikalı olan mühendisler tarafından yapılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır” diye konuştu.
İNSAN HAYATI ÖN PLANA ALINMALI
“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” kapsamında kentsel dönüşüm projelerinin uygulanmaya başlandığını da hatırlatan Ömer Fethi Gürer, bu kanunun, insanların ve binaların deprem riskine karşı güvence altına alınması yerine inşaat sektörüyle ilgili ticari kaygıların giderilmesine yönelik uygulamalara hizmet ettiği yönündeki endişelerin de mutlaka ortadan kaldırılması gerektiğini anlattı.
TOPLANMA YERLERİNİ KAÇ YURTTAŞIMIZ BİLİYOR?
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, olası depremlerde kamuoyu tarafından bilinen toplanma alanlarının oluşturulmasının önemine de dikkat çekerek, “Toplanma alanlarıyla ilgili olarak 18 Aralık 2013 tarihinde çıkarılan Afet ve Acil Durum Müdahale Hizmetleri Yönetmeliği ile 3 Ocak 2014 tarihinde yayımlanan Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamındaki ilgili kurumların koordinasyonunun yanı sıra vatandaşların da bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Toplanma alanları konusunda yapılan çalışmaların tüm yerleşim birimlerinde yurttaşlara anlatılması, sığınma alanlarıyla ilgili ihtiyaçların belirlenmesi, deprem toplanma alanlarının yetersizliği söz konusu olduğunda alınacak önlemlerin belirlenmesi hayati önem taşımaktadır. Deprem toplanma alanlarıyla ilgili olarak belediyelerin halkın görebileceği yerlere tabela asması sağlanmalıdır. Çünkü yerleşim alanlarında, bugün şu saatte deprem olsa, toplanma alanlarını bilen yurttaşımızın sayısının oldukça az olduğu da bilinmektedir” şeklinde konuştu.
SEL VE SU BASKINLARI DEPREM ETKİSİ YARATIYOR
Ülkemizde yaz aylarında özellikle Karadeniz Bölgesinde meydana gelen sel ve su baskınlarının köprüleri, binaları yıktığını, yolları ortadan ikiye ayırdığını belirten Ömer Fethi Gürer, “Çarpık yapılaşma ile birlikte son dönemde Ordu ve çevresindeki sel ve su baskınlarında yıkılan binaların, köprülerin durumu, Türkiye’nin afetlere ve depreme hazır olmadığının bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
DERS ALINMADI
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Marmara Depremi’nin ardından geçen 19 yıla rağmen, felaketlerden ders alınmadığını belirterek, “Öncelikli olarak, betonlaşan kentlerimizde, yeterli denetlenmeyen binaların, halen güçlendirilmeyen eğitim kurumları ve kamuya ait yapıların rant amaçlı olarak yükselmesine izin verilmemelidir. Deprem bir gerçektir ve depremle yaşamayı öğrenmek mecburiyetindeyiz. Ancak devlet olarak, yurttaş olarak depreme karşı tüm önlemlerin alınması için, rant düşüncesi ve ticari kaygıların bir kenara bırakılması gerekmektedir” diye konuştu.