Bunlar kurumların içini boşalttı
Sözlerinin başında Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası devletin afet bölgesine
yetişmekte geç kaldığına değinen Ahmet Davutoğlu, “Kimse dini değerleri istismar ederek bunu
kadere bağlayamaz” dedi. “Japon için kader olmayan niçin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için
kader olsun Allah aşkına” diye soran Davutoğlu, “Bizim kader inancımız güçlüdür ama ‘Dicle
kenarında bir kuzu kaybolsa hesap vereceğim’ diye titreyen Hz. Ömer’i örnek aldığını
söyleyenler Asi nehrinin kenarında, bütün bir Antakya yıkıldıktan günler sonra oraya gitmişse
bir yerde yanlış vardır. Bunlar halktan koptu. Bunlar devlet kurumlarının içini boşalttı. Bunlar
devleti kendi çiftlikleri zannederek her bir kuruma yakınlarını doldurmayı marifet bildi. İşte
onun için ehliyet ve liyakat deyip duruyoruz” diye konuştu.
Bölgenin en modern konteyner kentini kurduk
Gelecek Partisi’nin afet günlerinde çok iyi bir sınav verdiğini söyleyen Davutoğlu, 04:17’de
meydana gelen deprem sonrası aynı gün saat 09:00’da Genel Merkez bünyesinde bir afet
koordinasyon merkezi kurduklarına işaret ederek “Çok kısa bir süre içinde yüzlerce tırı bölgeye
sevk ettik. Mübalağasız deprem bölgesinin en modern, insan onuruna en yakışır konteyner
kentini kurduk” ifadelerini kullandı.
Şanlıurfa’da Sürüklenen devletin acziyeti oldu
Dün Şanlıurfa’da meydana gelen sel felaketine ilişkin olarak da Davutoğlu, “Cumhurbaşkanının
dünya lideri ilan edildiği bir yerde devlet sele kapılan vatandaşlarını seyretmek durumunda
kaldı” ifadelerini kullandı.
Dün kenti ziyaretinde gördüğü manzarayı aktaran Gelecek Partisi lideri, “Sürüklenenler
vatandaşlarımız değil. Sürüklenenler bu iktidarın acziyeti” yorumunu yaptı.
Beş temel ilke
Gelecek Partisi’nin deprem ve sel felaketleri sonrası kapsamlı bir rapor hazırladığını belirten
Davutoğlu, rapordaki beş temel ilkeyi şöyle sıraladı:
1- Toprakla barışık imar
2- Bilimle barışık inşaat
3- Tarih ve kültürle barışık restorasyon
4- Ehliyet ve liyakatla barışık kurumsal akla dayalı afet yönetimi
5- Ahlakla barışık siyaset
Her şey benden sorulur diyen bilsin ki, bir gün her şey gerçekten ondan sorulur
“Her gün kendi çıkarlarına göre yeni siyaset tanımlamaları yapanlar, bilsinler ki onların dönemi
bitti” diyen Davutoğlu, devletteki kapasite daralmasının sorumlusu olarak Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi’ni gösterdi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
Bir tek kişinin talimatı olmadan hiçbir kurumun harekete geçemediği, yukardan bir ses gelmeden
azarlarınız korkusuyla valilerin tir tir titrediği, kurum başkanlarının mefluç hale geldiği bir
sistemdir birinci sorumlu. Kişi olarak sorumlusu derseniz Sayın Erdoğan’dır, Sayın Bahçeli’dir,
Cumhur İttifakı’nın gizli kapaklı ortaklarıdır. Herkesten hesap soran Sayın Erdoğan, kendisinden
makam sahibi olması hasebiyle hesap soranlara hemen dava açıyor. Çok güzel bir tweet
görmüştüm; ‘Her şey benden sorulur diyen bilsin ki, bir gün her şey gerçekten ondan sorulur.’
Sindi zannedilen bir milletin ayağa kalkışıdır Gelecek Partisi
Partisinin özel bir konuma sahip olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, “Gelecek Partisi özel bir
konuma sahiptir” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İleride, Türk siyasetini inceleyenler Gelecek
Partisi’nin tarihini incelediğinde şunları kayda geçirecek: 2019 yılında herkesin sustuğu bir
dönemde 152 yiğit insan hiçbir şeyden yılmadan yola çıktı. Bu kurucular Anadolu’nun her
köşesinde her türlü fedakarlığı yapmaya hazır, rant değil gerçek anlamda rıza-i ilahiye peşinde
olan il başkanları buldular diyecekler, ilçe başkanları, teşkilat buldular diyecekler. Korktu, sindi
zannedilen bir milletin ayağa kalkışının ayak izlerini oluşturdu bu il başkanları diyecekler. Her
biriniz hayırla yad edileceksiniz” değerlendirmesini yaptı.
Berat Albayrak’a: Sadece psikolojin değil başka şeyler de bozulacak
Gelecek Partisi kurulduğu günden bu yana maruz kaldıkları saldırılara ve kendilerine yönelik
ambargolara ilişkin “Kolay gelmedik bugünlere” ifadesini kullanan Davutoğlu, “Sinan Ateş’i şehit
eden çakallar, Selçuk Özdağ’ı da şehit etmeye kalktı ve sonra salıverildiler. Biz peşini bırakacak
değiliz. Hiçbir dosya kapanmadı. Ne Sinan Ateş dosyası ne kendini devlet zanneden mafyatik
yapıların dosyası kapanmadı. Birçok arkadaşımız mahkeme önüne çıktı. Neymiş? Damat
beyefendi hazretlerinin psikolojisi bozulmuş. Sadece psikolojisi değil başka şeyler de bozulacak.
Onların çarkı bozulacak arkadaşlar” dedi.
Eleştirmeye devam edeceğiz
Bu tür engelleme ve baskıların kendilerini yıldıramayacağının altını çizen Gelecek Partisi lideri,
Parti Sözcüsü Serkan Özcan’a da Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’na yönelik sözleri
nedeniyle dava açıldığını hatırlatarak, “Ne yapacaktı Allah aşkına? Böyle bir Merkez Bankası
övülecek değil ya. Kim neyi hak ediyorsa onu görür. Eleştirdik, eleştiriyoruz, eleştirmeye devam
edeceğiz” şeklinde konuştu.
Biz gemileri yakanların partisiyiz
Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Üzerinde ay yıldız olan Türk lirasını yerlerde süründürenler, kur korumalı mevduat adı altında
faiz üstüne faiz bindirenler, kendi yakınlarına kamu bankalarını talan ettirenler, ucuz kredi adı
altında birtakım şirketleri kayırıp servet transferi yapanlar karşısında susacak mıyız
zannediyorlar”
İl başkanlarına “Biz sizi bir yüz metre koşusuna çağırmıyoruz” diye seslenen Davutoğlu, Gelecek
Partisi’nin bir seçimlik bir parti olmadığının altını çizerek “Bir makam elde etmek isteyen varsa
başka kapıya. Biz makamları geride bırakanların partisiyiz. Biz gemilerini yakanların partisiyiz”
dedi.
Gelecek Partisi denklemleri değiştiren partidir
Partisini “denklemleri değiştiren parti” olarak tanımlayan Ahmet Davutoğlu, siyasetin Cumhur
İttifakı ile eski Millet İttifakı şeklinde kutuplaştırılarak, AK Parti – CHP karşıtlığı üzerinden bir
siyasi tablo oluşturulmaya çalışıldığını kaydederek milletin iki seçeneğe mecbur bırakılmak
istendiğini fakat Gelecek Partisi’nin bu denklemi değiştirdiğini anlattı.
Partisinin kuruluş aşamasında kuruculara “Mahallelerinizden çıkın” diye davette bulunduğunu
anımsatan Davutoğlu, toplumun her kesiminden insanın Gelecek Partisi çatısı altında
buluştuğuna değinerek “Sizlerle gurur duyuyorum. Gerçek başarı bir mevkiye gelebilmek değil
bir aile olabilmek. Ben partimin teşkilatıyla gurur duyuyorum. Parti disiplini en kuvvetli olan,
birbirleriyle dayanışması en derin olan, farklı mahallelerden gelmekle birlikte omuz omuza
veren, gönül gönüle veren gerçek bir siyasi aile olduk hep beraber” sözleriyle partisinin geldiği
noktayı özetledi.
Gelecek Partisi değerlerini iktidara taşıyacağız
Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın bir yarış içinde olduğunu söyleyen Davutoğlu, iki ittifakın
arasındaki farkları şu ifadelerle anlattı:
“Bir yıldır toplanıyoruz. Altı siyasi lider düzenli olarak bir araya geldik. 10 saate varan
toplantılar yaptık. Her toplantımızdan önce “Bunlar dağılacak” dediler. Her toplantıyı
heyecanla beklediler. Acaba bu sefer dağılacaklar mı, çökecekler mi diye. Çökmedik. Bizim
ittifakımız kayıtlı, ilkeli, vizyoner, aksiyoner bir ittifaktır. Bakın ne yaptık bir yıl içinde. Anlatın
bunu sokaklarda. Biz sadece bir kişiyi cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz. Bunu bilin. Biz bir kadroyu
cumhurbaşkanı seçeceğiz ve sizin genel başkanınız bütün bu değerleri savunmak üzere orada
cumhurbaşkanı yardımcısı olarak bulunacak ve Gelecek Partisi değerlerini iktidara taşıyacak
kadrolarıyla birlikte. Size gelip şu partiyle bu partiyle niye berabersiniz diye. Biz genel
başkanımızın cumhurbaşkanı yardımcısı olması için de onların ortak adayı cumhurbaşkanı
yardımcısı olması için de oy veriyoruz. Erdoğan’ın tek adam dönemi bitti.”
Her şeyimiz kayıt altında, kazanımlarımız korunacak
Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Savunma sanayii güçlendirilerek devam ettirilecek. Sosyal yardımlar devam edecek. Hiçbir
vatandaşımız namerde muhtaç olmayacak. Eski CHP hatırlatarak kazanımlarımızı kaybederiz
korkusunun aksine bu altı partinin ortak politikalarıyla bu özgürlükler öylesine güçlendirilecek,
tahkim edilecek ki bir daha kimse bu özgürlüklere dokunma cesareti gösteremeyecek gelecek
asırlardı. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i ilan ettik. 84 maddelik anayasa reformunu ilan
ettik ve 2 bin 300 maddelik ortak politikalar metni. Cumhurbaşkanı adayımız ya da biz…
Bunlardan birinden saparsak vatandaş şunu deme hakkına sahip: ‘Bak bize şu sözü vermiştin,
yapmadın.’ Bizim her şeyimiz kayıt altında. Biz vergisini kuruş kuruş ödeyen tüccar gibiyiz.
15 Mayıs’ta millet sizi gönderdiği için eline kına yakacak
Bir de öbür tarafa bakın, Cumhur İttifakı’na. 2018’den beri Erdoğan ile Bahçeli defalarca
buluştular. Sayısını ben de unuttum. Allah aşkına bir tek metin gördünüz mü siz? Bir basın
açıklaması. Buluştular, şu metnin altına imza attılar diye bir şey gördünüz mü? Biz altı siyasi parti
nezaket kuralları içinde hepimiz siyasi liderler olarak eşitiz. Bazen ihtilaf da ediyoruz. Ama ne
oldu biliyor musunuz? İhtilaf ettik ama çözdük ve başardık. Ellerine kına yaktılar Altılı Masa’da
kriz var diye. Şimdi de millet eline kına yakacak 15 Mayıs’ta bunları gönderdik diye. Bundan
sonra da ihtilaf edebiliriz. Çözdük. Bundan sonra da ihtilaf edebiliriz. Kriz insanoğlunun hayatının
bir parçası.,
Her görüşmemiz kayıt altında, Erdoğan ile Bahçeli’nin ne konuştuğunu bilen var mı?
Cumhur İttifakı’nda üç kategori var. Tepede Bahçeli – Erdoğan klasmanı. AK Parti – MHP değil.
Bahçeli – Erdoğan. İki partinin yönetici kadrolarının da orada ne konuşulduğundan hiç haberleri
yok. Hiçbir MHP’li ve AK Partili Erdoğan ve Bahçeli’nin çay sohbetlerinde ne konuşulduğunu ne al
ver yapıldığını bilmezler. Benim attığım her imzanın, her görüşmenin detayı parti başkanlık
kurulumuz tarafından bilinir.
Cumhur İttifakı kayıt dışı bir ittifak
Erdoğan ve Bahçeli’nin altında onların peşinden sürüklenip milletvekili olmak için, birtakım
şeyler elde etmek için sürece girenler. Şimdi yeni partileri buna eklemleyerek seçim ittifakı
kurdular. Bunun kayıtlı bir metni var mı? Bu kayıt dışı bir ittifak. Siyaseti de kayıt dışı, ilişkileri de
kayıt dışı. Cumhur İttifakı kayıt dışı, Millet İttifakı mutlak kayıtlı. Vergi kaçıran mükellefler gibi
bunlar. İşte bu iki ittifakın mücadelesi var ortada. Bir tarafta şeffaf şekilde ilkelerini koymuş, bir
tarafta kimin ne dediği belli olmayan, otoriterlikte anlaşmış Cumhur İttifakı var.”
Geri adım atmak yok; savunma değil hesap sorma makamındayız
Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
Beştepe Perinçekçilerin işgali altında. Erdoğan’a oy vererek Beştepe’ye kimleri oturttuğunuza
bakın. Oradan ayrıldık bizim yerimize Bahçeli’yi, Perinçek’i aldı Erdoğan. Size niye oradasınız
diyenlere siz hala niye o yolsuzların arasındasınız, niye hala o yolsuzluklara bulananları
savunuyorsunuz. Niye Perinçek’in, Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkaranların yanındasınız. Geri adım
atmak yok. Hiçbir arkadaşımın savunmacı olmasını istemiyorum. Beni dahi savunmayın. Şu anda
hesap sorma makamındayız, savunma makamında değiliz. Geri adım atmak yok. Verdiğimiz
mücadelenin bütün sicili açıktır.