İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında ifadesi alınan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan şüpheli eski komiser H.E. ifadesinde, örgüte yönelik dikkat çekici beyanlarda bulundu.
H.E ifadesinde, bu yapıya suç işlemek maksadıyla girmediğini savunarak, tamamen dini duyguları istismar edilerek bu yapı içerisinde bulunmasının sağlandığını öne sürdü.
Dünyanın farklı yerlerinde Türk okullarının açılması, bu okullarda İstiklal Marşı'nın söylenmesi ve Türk bayrağının dalgalanmasına değinen H.E, Türkçe Olimpiyatlarında da farklı ülkelerden gelen çocukların Türkçe konuşmasının kendisini bu yapı içerisinde doğru şeyler yapıldığını düşünmeye teşvik ettiğini ileri sürdü.
Örgüt içerisinde verilen görevler ile il imamları ve örgüt içerisinde yer alan meslektaşları dahil 200'den fazla kişinin ismini veren H.E, örgütün toplantılarında yapılan konuşmaları da anlattı.
2008'de görevli olduğu ildeki tüm örgüte mensup polislerden sorumlu ve il istişare grup toplantılarını düzenleyen şüpheli "il imamı" Bayram Ahmet Apak adlı şahısta, ildeki tüm görevli polislerin isimleri ve bilgilerinin olduğunu aktardı.
FETÖ elebaşısı apoletleri okumuşŞüpheli H.E, örgütün bir il istişare toplantısında Apak'ın, ''Hanefi Avcı tarafından yazılan 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' adlı kitabın Avcı'ya aslında zorla yazdırıldığını, Avcı'nın geçmişte bu yapıya mensup olduğu ve örgütü iyi bildiğinden dolayı baskı altında kalarak yazdırıldığını ve buna karşı Mehmet Baransu'nun yazmış olduğu 'Mösyö Hanefi Avcı'nın Yazamadıkları' adlı bir kitap çıktığını ve bütün arkadaşların bu kitabı alarak okumaları gerektiğini'' söylediğini anlattı.
H.E, şüpheli Apak'ın, örgüte mensup tüm polisleri toplayarak, komiserlik sınav sorularını ve cevaplarını dağıttığını da aktardı.
Birim sorumlusu olarak katıldığı bir il istişaresi toplantısında, sınavı kazanan örgüt mensubu komiser yardımcısı adayların sayısı kadar apoletin alınarak FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'e götürüldüğünü anlatan şüpheli H.E, ''Gülen'den kendisine verilen rütbeleri okuyup dua etmesi istenir. Gülen de paket halinde kendisine gelen rütbelere okuyup dua ettikten sonra tekrar bu rütbeler kurs bitiminde kursta başarılı olup mezun olan cemaat mensuplarına verilirdi. Bu apoletin görev sırasında bizi kötülüklerden ve belalardan koruyacağı düşüncesi vardı." ifadelerini kullandı.
"Mavi Marmara itirafı"2010 yılı mayıs ayı sonlarında gerçekleşen Mavi Marmara olayı sonrasında Apak'ın düzenlediği il istişare toplantısında kendilerine, ''Sizlere bir şey söyleyeceğim. Ancak bu aramızda kalsın, alt gruplar ile paylaşmayın." dediğini aktaran H.E, Apak'ın "o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ı" kastederek, "Eğer ki Mavi Marmara'da başarılı olabilseydi, ne Türk okullarının ne de Türkçe Olimpiyatlarının hiçbir esamesi okunmazdı'' şeklinde konuştuğunu ifade etti.
2013 yılı 17-25 Aralık olaylarından sonra sohbetlerde sürekli siyaset konuşulmaya başlandığını ifade eden H.E, 2014 yılında doğuda bir ile tayin edildiğini, burada polis okulundan tanıdığı bir arkadaşın kendisine taşınma sırasında yardımcı olduğunu belirterek, ''Bu sırada 17/25 Aralık sonrasında tasfiyelerin olup olmadığını sordum. O da, 'il emniyet müdürü değişmedi Allah razı olsun, değişimine de pek sıcak bakmıyor yukarının gazını almak adına sadece yüzeysel tasfiyeler yapılıyor' şeklinde konuştu. Arkadaşımın da örgütten olduğunu bu konuşmasından anladım.'' dedi.
"Örgüt, HDP'ye oy verilmesini istedi"H.E, 2015 yılı haziran ayına kadar yapı içerisinde kalmaya devam ettiğini belirterek, ifadesinde şunları kaydetti:
''Örgüt, 2015 yılı haziran ayında ülkemizde gerçekleşen genel seçimlerde terör ile doğrudan bağlantısı olduğunu düşündüğüm HDP'ye oy verilmesini istedi. Bunun üzerine bu yapının dini bir oluşumdan ziyade, siyasete karıştığını hatta terör ile bağlantısı bulunan HDP'ye oy verecek kadar alçaldığını duyduğumda ve gördüğümde bu yapıda bulunduğum dönemden dolayı vicdan azabı çektim.
Bu tarihte örgüte dair tüm bildiklerimi anlatmak istedim. Ancak yapı mensuplarının devlet kurumlarının pek çoğunda etkili olduklarını biliyordum. Eğer anlatsaydım, benim ve ailemin başına neler geleceğini tahmin ediyordum. 2016 nisan ayında başka bir ile atanınca, yapı ve yapıya mensuplarla ilgili konuşmalarım oldu. Ancak o dönem benim bildiklerimle ilgili, ifademe ve detaylı bilgi almam yapılmadığı için kısmen önemli olan noktaları anlattım. 15 Temmuz'a gelindiğinde ise bu yapıya mensup hain darbeci askerleri engellemeye çalıştım.''
Muhabir: Muhammed Enes Can