Kategoriler

Faize ayrılan bütçe, 15 milyon öğrenciye ayrılan bütçeden daha fazla!

CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu Bütçesi hakkında CHP Grubu adına değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasına bu yıl için öngörülen bütçenin eğitim sisteminin sorunlarını çözecek nitelikte
olmadığı uyarısı ile başlayan Karabıyık, “Eğitim için öngörülen bütçe eğitim sisteminin
sorunlarını çözecek şekilde değildir, sadece bütçe rakamları değil, vizyon ve eğitimdeki 20
yıllık hedefiniz de sorun çözmek, iyi bir eğitim sistemine zemin hazırlamaktan, çocukların ve
gençlerin maksimum yararını amaç edinmekten, aynı zamanda ülke kalkınmasını
hedeflemekten çok uzak kalmış, sadece çocukların ve gençlerin ideolojik olarak
şekillendirilmesi temeline oturmuştur” dedi.
Millî Eğitim Bakanlığı için bütçeden ayrılan payın 435 milyar 351 milyon 82 bin lira olduğunu
ifade eden Karabıyık, bütçeye sunulan rakamlar içerisinde en büyük kalemin 565,6 milyar
lirayla faiz ödemeleri olduğuna, yani faiz bütçesine ayrılan payın 15 milyon 839 bin 140
öğrenci için Millî Eğitim Bakanlığına bir yıllık ayrılan bütçeden daha fazla olduğuna dikkat
çekti.
Eğitim bütçesinin merkezî yönetim bütçesi içerisindeki payında ve eğitim bütçesinin
millî gelirdeki payında 2016'dan bu yana önemli bir düşüş yaşadığını yaptığı sunumda
grafiklerle gözler önüne seren Karabıyık, “Eğitim bütçesinin merkezî yönetim bütçesi
içindeki payında yüzde 19.24’ten yüzde 14.53'e gerileme, eğitim bütçesinin millî gelire
oranında da yüzde 4,21'den yüzde 3,48'e gerileme var. Hatta, bu payların 4+4+4 sisteminin
bile gerisinde kalmış olduğunu görüyoruz” dedi.
Bağışlara bel bağlamış bir Bakanlık görünümündesiniz!
Aynı şekilde, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin merkezî yönetim bütçesi içerisindeki payı ve
MEB bütçesinin millî gelir içindeki payına bakıldığında da 2016'dan bu yana olan azalışı
ortaya koyan Karabıyık, “Yaşadığımız kriz yıllarında ve eğitimde Covid sürecinin etkisine
rağmen, en ihtiyaç duyulduğu dönemde de bütçeniz yetersizdi. Yine hedefleriniz olduğunu
söylüyorsunuz; biz bunların karşılığını da bütçede göremiyoruz. Bu esnada, tabletlerden
meslek içi eğitime kadar her ihtiyacı da bağışlarla yürütmeye çalıştınız. Bağış varsa vardı,
bağış yoksa yoktu. Yatırımlar da böyle; bağışlara bel bağlamış bir Bakanlık
görünümündesiniz” dedi.

Eğitim bütçesindeki veriler siyasi iktidarın eğitime bakışını göstermektedir!
Konuşmasında Merkezî yönetim bütçe ödeneği içerisinde MEB yatırımlarının payına da
yer veren Karabıyık, "Yatırımlar artıyor diyorsunuz; ancak bu veriyi 2002'yle
kıyasladığımızda, 2002'den 2023'e yüzde 22,34'ten yüzde 12,65'e gerileme olduğunu
görüyoruz. Geçen yıl, iki yıl üst üste çok küçük oranda artışlar varsa da bu artış,
okulların yapılmasına, öğrenci artışına karşılık gelen ihtiyaçları, pandeminin getirdiği
birtakım sorunları karşılayacak büyüklükte değil. İktidarınızın başından bu yana merkezî
yönetim bütçe ödeneğinden Millî Eğitim Bakanlığı yatırımlarına ayrılan pay düşmüştür.
Millî Eğitim Bakanlığı yatırım bütçesine baktığımızda da, son dönemde küçük artışlar
yaşansa da, özellikle yatırım bütçesinin Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıyla düşmeye
başlaması siyasi iktidarın eğitime bakışını ya da eğitimi öncelemediğini de göstermektedir;
çünkü siyaset bir tercih meselesidir.

Yükseköğretim kurumlarının bütçesinin millî gelir içerisindeki payını da değerlendiren
Karabıyık, “2002 ile 2023'ü kıyasladığımızda, 2002 yılında yüzde 0,71 olan oranın 2023 için
0,72 seviyesinde olduğunu görüyoruz. Aradan geçen 20 yılda üniversite sayısındaki artışlar,
açılan fakülteler, meslek yüksekokulları ve artan öğrenci sayılarını göz önüne aldığımızda bu
artışı karşılayacak bir rakam tabii ki değil. 2016 yılında YÖK ve üniversitelerin bütçesi yüzde
4,16 iken 2023 yılına geldiğimizde yüzde 3,01’e gerilemiştir. 2016 yılından bu yana YÖK ve
üniversitelerin bütçesi neredeyse yüzde 25 azalmıştır. Yükseköğretim düzeyinde yaşanan
nitelik sorununun nedenlerinden biri de bütçe eksikliğidir” sözleriyle eğitim bütçesine dair
bilgileri paylaştı.
Bu bütçeyle vaatleriniz lafta mı kalacak?
Yaptığı sunumda eğitimin tüm sorunlarına dikkat çeken Karabıyık, "Okullardaki farklılıkları
kaldıracağız, okul öncesi eğitim olacak ve buna hızla çalışıyoruz, fırsat eşitliğini
sağlayacağız, kapanan köy okullarını açacağız” dediniz; ancak bunların karşılığını
bütçenizde yatırım kısmında ve genelinde göremiyoruz. Pandemi döneminde yapılan
bütçede de yeterli bir iyileşme, yeterli bir bütçe ayrıldığını görmemiştik. Yapılacakları
sayıyorsunuz; peki bunlar nasıl yapılacak, bunlar lafta mı kalacak?
Okullara verilen bütçeler öğrenci sayısına göre kıyasladığınızda yeterli değil. ‘Okullara bütçe
gönderiliyor’ dediniz, peki bin öğrencisi olan bir okula verilen 4.500 lira neye yetsin? Bu
rakamlara biraz daha ayrıntılı dikkat etmemiz gerekiyor; çünkü velilerden okula kayıtlarda

kayıt parası alınmaya devam ediliyor, ayrıca masraflara katılmaları okul öncesinden itibaren
her kademede gerekiyor” dedi.
Okullara kadrolu hizmetli ataması yapılmadığını da hatırlatan Karabıyık, “Bazı okullarda en
az 5, 6 temizlik görevlisine ihtiyaç var. İŞKUR üzerinden yapılan atamalar da zaten yeterli
değil. Ne sağlık personeli ne güvenlik ne de temizlik görevlisi konusunda iyi bir aşamaya
gelinmiş değil, hâlen bu sorunlar devam ediyor” uyarısında bulundu.
Ücretli öğretmenle boş ders telafisi olmaz!
Konuşmasında AKP iktidarında Milli Eğitim Bakanlarının yapboz tahtasına çevirdiği eğitim
sisteminde aynı alanda defalarca yapılan değişiklikleri de gündeme getiren Karabıyık,
“Eğitimin kalitesini artıracak, öğrencilerin başarısını önceleyecek, maksimum yararını
önceleyecek ne var diye baktığımızda, bir çalışma göremiyorum. Zaten eğitimde her an
başarının gerilediğini de görüyoruz, sebeplerini de burada size söylüyoruz. Şu anda 19
milyonu aşkın öğrencimiz var, geçen yıla göre öğrenci sayısında yüzde 5'e yakın artış var;
ancak öğretmen sayısındaki artış yalnızca yarısı oranında kalmış, yüzde 2,3’lerde. Derslik
sayısında da yalnızca yüzde 2,4 yükselme meydana gelmiş. Peki soruyorum: Bu, yeterli bir
yatırım mıdır? Yeterli bir bütçe midir? Yanlış planlama mıdır? Yanlış öncelik midir? Sonucu
görüyoruz. Artan oranda öğrenci sayısına ne öğretmen ne de derslik sağlamışsınız.
2002 yılında 68 bin dolayında ataması yapılmayan öğretmen vardı. O tarihlerde Adalet ve
Kalkınma Partisinin Genel Başkanı seçim çalışmalarında "Bu nasıl iş? Biz onların hepsini
atayacağız" demişti. Ancak geldiğimiz noktada 1 milyonu geçen ataması yapılmayan
öğretmen sayısıyla karşı karşıyayız. Mesela, 2 Eylül 2022’de 19.969 öğretmen ataması
yapıldı, "Öğretmen atadık” diyorsunuz; ancak yaz aylarında zaten 15 bin öğretmen emekli
oldu. Bunları dikkate almakta fayda var. Sayın Bakan geçen yıl, bütçede, "Boş dersimiz yok"
dediniz; sorduğumuz sorulara "Boş derslerimizi ücretli öğretmenlerle telafi ediyoruz” yanıtını
verdiniz. Bu uygulama, eğitimin en büyük yanlışı ve ayıbıdır. Sözleşmeli 95 bin, ücretli 85 bin
civarında öğretmenimiz var; öğretmen sözleşmeli olmaz, öğretmen ücretli olmaz, öğretmen
kadrolu olur; bunu sürekli söylüyoruz. Ücretli öğretmenlerle boş geçen derslerin telafisi
uygulamasını da son derece yanlış buluyoruz” açıklamasında bulundu.
Özel öğretim kurumlarının artış hızına da dikkat çeken CHP’li vekil, “Gelinen noktada devlet
okullarının sorunlarından, çok kalabalık olmasından, bunun gibi birtakım olumsuz
şartlarından dolayı veliler bazen borç para alıp, kredi kullanıp çocuklarını özel okullara
yolluyorlar. 4+4+4 süreci öncesinde 4.664 olan özel öğretim kurumu sayısı 14 bin 179’a çıktı.
Özel okullarda okuyan öğrencilerin sayısında yüzde 194, kurumların sayısında da yüzde 204
artış var; oysa devlet okulları iyileştirilebilir, kalitesi artırılabilir. "Fırsat eşitliği" diyoruz ya, o

fırsat eşitliği sağlansaydı Türkiye'nin her köşesindeki çocuğa eşit imkânlarla sağlanabilirdi.
Ama 20 yılda bunu yapmadınız, kaldı ki fırsat eşitsizliği iktidarınızda daha da derinleşti” dedi.

Konuşmasında yatılı ilköğretim bölge okulları ve pansiyonlu ortaöğretim kurumlarının sayısal
durumunu da paylaşan CHP’li Karabıyık, “İktidarınızda Bakanlar nedense yatılı ilköğretim
bölge okullarını azalttı. YİBO sayılarında ve öğrencilerinde çok büyük azalmalar yaşandı; bu
durum, taşımalı eğitim, yurtlarda yaşanan Aladağ, Karaman örneklerine, cemaat yurtlarına
sebebiyet verdi. Yatılı ve pansiyonlu okullarda 3 öğün yemek ve bir de ara öğün için ayrılan
bütçe öğrenci başına 29 lira; bu da önemli bir sorun.
Çocuklarımızın dengeli beslenmesi gerekiyor; ancak çocuklarımız dengeli beslenemiyor.
Ülkemizin çocuk nüfusu 22 milyon 738 bin 300, bu çocukların yüzde 33,7'si maddi yoksunluk
çekiyor; başka bir ifadeyle 7 milyon 600 bin çocuğumuz dengeli beslenme olanağını
bulamıyor. Bu durum, hem okulda başarısızlık hem çocuğun sağlığında çıkacak sorunlara
neden oluyor. Siyasilerin çocuğa yönelik tüm politika ve uygulamalarında çocukların
beslenmesi, okulda en azından bir öğün yemek verilmesi ve, su 5 lira olduğu için alamayan
öğrenciler gerçeğini yok saymadan, sağlıklı bir su olanağının sağlanması mutlaka gerekliydi
ama yine yok” sözleriyle konunun önemine dikkat çekti.
Öğretmenlik Meslek Kanunu tek taraflı olarak, görüş alınmadan düzenlendi!
Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dair açıklamalarda da bulunan Karabıyık, “Öğretmenlik
Meslek Kanunu 14 Şubat 2022'de yürürlüğe girdi. 13 Maddelik bu kanun ile eğitim
emekçilerinin yaşam koşulları tek taraflı olarak, görüş almadan düzenlendi. Öğretmenlik
mesleğiyle ilgili tüm konuların bu kanunda düzenlenmesi gerekirken sadece ilk atamalar ve
kariyer basamakları düzenlendi, onun için "Öğretmenlik Meslek Kanunu" adı tam yakışmıyor.
Ekonomik krizin derinleştiği şu ortamda eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük hak
kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul edilecek bir
durum değildir. Öğretmenlik zaten bir ihtisas mesleğidir. Zaten öğretmenler okula
hazırlanmak yerine sınavlara hazırlandılar. Öğretmenleri sınava tabi tutarken bakanlık
yöneticilerinin meslekleri de mühendislikten tıp doktorluğuna kadar varıyor” dedi.

Öğrencilerin psikolojisinden bahsediyorsanız, neden gençlerimize arife günü
KYK borç hacizleri gitti?
Sunumunda YÖK’ün gerçeklerine de dikkat çeken Karabıyık, “Öğrencilerin başarısı git gide
düşüyor. YÖK Başkanı kalite artırma çalışmaları yaptıklarını dile getiriyor; ancak
ortaöğretimden öğrencinin başarısı düşük geldiği sürece yukarıda kaliteyi nasıl
iyileştireceksiniz? Ayrıca, ideolojik şekillendirme amacı ön planda; başarı, kalkınma stratejisi,
bunlar iktidarınızda önemli değil.
Barajı kaldırdınız, af da getirdiniz, olmasın da demiyoruz; ancak, tercih edilmeyen okulların
kalitesini artırmadan, bu konuda öğretim üyelerini artırmadan, bu okullar için hiçbir şey
yapmadan "Öğrenci başarısı neden düşüyor?" diye kafa yormadan, meslek envanteri
yapmadan, hangi mesleklere ihtiyaç olduğunu bilmeden, istihdama kafa yormadan barajı
kaldırmanın anlamı zaten olmaz. Aslında istihdama kafa yordunuz da göstermelik oldu.
İktidarınızda 16 istihdam paketi, 7 de ekonomi paketi yapıldı; yani istihdamı artırma
konusunda toplam 23 paket var. Peki sonuç ne? Elde var sıfır. Bir şeyler yapılıyormuş gibi
gösterilse de başarılı olmadı. Şimdi, barajın kaldırılmasındaki amacınız olarak öğrencilerin
morali ve psikolojisinden bahsediyorsanız o zaman bu çocuklara neden arife günü KYK borç
faizlerinin belgeleri, hacizler gitti? O zaman moralleri bozulmadı mı? Ya da yurt bulamadıkları
zaman, beslenemedikleri zaman, bir öğünle beslendikleri zaman moralleri bozulmadı mı?
Mezun olsak da iş bulamayacağız diye üzülürken bu gençlerin moralleri bozulmuyor mu?
Lisans eğitimi alıp işsiz kalan genç sayısı kaç ülkede bizim ülkemizde olduğu kadar yüksek?
Diğer taraftan, rektörlerle ilgili her gün basına düşen olumsuz haberler var. Üniversitelerde
aidiyet duygusu bitti, küskün akademisyenler yurt dışına kaçıyor. Bilimsel yayınlar, atıflar
azalıyor. ‘Özgürlük, hukukun üstünlüğü’ gibi kavramlar bittikçe bunlar da azalıyor. Bu
gerçekleri unutmayın” sözleriyle açıklamasını tamamladı.

Yorumlar

Daha Fazla Haber
BURSA
Osmangazi Belediyesi’nden kadın mahkumlar için dayanışma konseri
BURSA
Osmangazi Belediyesi’nden kadın mahkumlar için dayanışma konseri
BURSA
Osmangazi Belediyesi’nden kadın mahkumlar için dayanışma konseri
BURSA
Dünya Sesleri Bursa'da" konserleri Lena Chamamyan ile başladı
BURSA
Marmarabirlik’ten 437 milyon TL’lik ödeme
BURSA
CHP BURSA MİLLETVEKİLİ ORHAN SARIBAL: “İLİÇ’TE YAŞANAN MADEN FELAKETİNDEN DERS ALMADINIZ MI?”
BURSA
Osmangazili çocuklar yazarlarla buluşuyor
BURSA
2023 YILI DOĞAN ERSÖZ VE BUSİAD BAŞARI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU
BURSA
DOĞANCI TUNELİ NE ZAMAN BİTECEK?
GENEL
MANSUR YAVAŞ’TAN GREVDEKİ MADEN İŞÇİLERİNE DESTEK ZİYARETİ