DÜZCE (AA) - Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999 depremiyle sarsılan, daha sonra 12 Kasım 1999 depremiyle binalarının yüzde 60'ı kullanılamaz hale gelen ve altyapısı çöken Düzce'de, ekonomik teşviklerle ve modern yapılarla facianın izleri silindi.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 1999'da benzerine az rastlanır şekilde 3 ayda iki büyük deprem yaşanan Düzce'de 980 kişi hayatını kaybetti, konutların yüzde 82'si, iş yerlerinin yüzde 87'si hasar gördü.
Kentte, aradan geçen 20 yılda aynı acıların tekrar yaşanmaması için çeşitli önlemler alındı. Birinci derece deprem bölgesi olan ve fay hattı üzerinde yer alan Düzce'de, vatandaşlara deprem bilinci eğitimleri verildi.
Kentte, yüksek kat kriterleri belirlenerek yeni yapılanmanın bu şartlara uygun yapılması için titiz çalışmalar yürütüldü. Modern ve sağlam yapıların sağlamlığıyla can güvenliğini sağlayan kent, teşvik yasasıyla birçok yatırım alarak ekonomik anlamda da gelişti.
"Kriz yönetiminden risk yönetimi anlayışına geçtik"Düzce Valisi Zülkif Dağlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 yıl önce meydana gelen depremde kentte büyük kayıplar yaşandığını söyledi.
Bundan sonra neler yapılabileceğine odaklandıklarını belirten Dağlı, kriz yönetiminden risk yönetimi anlayışına geçtiklerini belirtti. Dağlı, "Yani felaketler olmadan bunları önleme adına neler yapılmalı, vatandaşlarımız nasıl bilinçlendirilmeli? Ülke genelinde olduğu gibi bununla ilgili çalışmalara Düzce'de de ağırlık veriliyor. Deprem öncesinde yapılacak bir liralık harcama, deprem sonrasındaki 7 liralık harcamayı önlüyor. Yani 7 kat kazanımda bulunuyoruz." diye konuştu.
Dağlı, 2014'te Türkiye Afet Müdahale Planı'na geçildiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Ülkemiz 26 sektörde 26 hizmet grubu oluşturmak suretiyle kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, özel sektörü ve vatandaşlarımızı kapsayan bir planı devreye soktu. İlimiz de her yönüyle buna hazır durumda. Bunu 17 ve 18 Temmuz'da ilimizde meydana gelen sel felaketinde birebir uyguladık. Türkiye Afet Müdahale Planı dediğimiz, afet olduğu zaman hemen tüm kurumların ve kuruluşların aynı anda faaliyete geçip çalışmaya başlaması demek. Bunu işlettik ve ülkemizde bundan sonra da bu şekilde işletilecek." ifadelerini kullandı.
Düzce'de deprem bilincinin yerleştiğini vurgulayan Dağlı, "3 yıldır 65 bin öğrenci ve öğretmenimize deprem bilinci eğitimi verdik. Her ay bir konu belirlemek suretiyle vatandaşımızı bilinçlendiriyoruz. Eylülde deprem çantası hazırlama, ekimde toplanma alanları konumuzdu. Kasımda afet sigortası yine önemli bir konu. Bunun üzerinde duracağız. Billboardlarda, yerel basında, televizyonda, broşürlerle bu çalışmaları yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
Düzce'nin depremden çok şey öğrendiğini dile getiren Dağlı, Türkiye'deki 25 afet lojistik merkezinden birinin de kentte olduğunu bildirdi.
Dağlı, "Teçhizat ve donanımımız var. Bu manada hazırlıklarımızı yapıyoruz. Kentsel dönüşüm olarak bilinen, eski ve hasarlı binalarımızın yenilenmesi konusu önemli. Bu konuda yine belediyemiz ve sivil toplum kuruluşlarımızla çalışmalarımızı yapıyoruz. Kalan binalarımızı yenilemek suretiyle kentsel dönüşüm bağlamında yenilenme tamamlanmış olacak. Çok katlı yapılara karşıyız." dedi.
"Depremden değil, kötü yapılaşmadan korkalım"Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü de depremden sonraki süreçte kentte yapılaşma konusunda sıkı tedbirler alındığını söyledi.
Kat yüksekliğine sınırlama getirdiklerini, göreve geldikten sonra belli bölgelerdeki yüksek yapıların zemin artı 4 kata indirilmesi için karar aldıklarını anlatan Özlü, şunları kaydetti:
"Özellikle yüksek yapılaşmaya, dikey yapılaşmaya karşı sıkı tedbir uyguluyoruz. Deprem sonrasında Düzce'deki yapı stoku tamamen deprem yönetmeliğine uygun yapılıyor. Belediyemizin çok sıkı denetimleri var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla kuralları uyguluyoruz. Bundan sonraki süreçte de dayanıksız yapıları, hatta belediyemizin daha önce yıkım kararı aldığı yapıları yıkacağız. Düzce bundan sonraki süreçte ağırlıklı olarak zemin artı 3, maksimum zemin artı 4 şeklinde bir yapılaşmaya gidecek. Bu konuda çok kararlıyız."
Depremi sürekli hatırlamak yerine bununla ilgili tedbirler almanın daha doğru olduğuna dikkati çeken Özlü, "Japonya gibi ülkeler çok sık depreme maruz kalan ülkeler. Japonya'da 7 büyüklüğünde depremler olur, ölen sayısı birdir ya da sıfır. Dolayısıyla depremden değil kötü yapılaşmadan korkalım." diye konuştu.