Kategoriler

Davutoğlu’ndan Erdoğan’a cevap: Yüzleşelim var mısın?

Cumhurbaşkanı Erdoğanın partisinin grup toplantısında Gelecek Partisi lideri Davutoğlunu hedef alan açıklamalarının ardından Davutoğlu, Bekle Erdoğan, bekle! Hak ettiğin cevabı bu akşam alacaksın şeklinde sosyal medya hesabından bir duyuruda bulunmuştu.

Ardından Davutoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı
videolu paylaşımında "Bana kullandığın 'yolsuzluk' ifadesi için seni
yüzleşmeye davet ediyorum. Yüzleşelim var mısın?" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gelecek Partisi lideri Ahmet
Davutoğlu'nu hedef almış ve "Bizden üniversite istediler. Bunların
vakfına üniversite tahsisi yaptık. Kendisi ne zaman başbakanlık
koltuğuna oturdu, o tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edindi.
Türkiye’de bunun başka örneği yok. Bilabedel mülk edinme hakkı
bizim vakıf yasalarına göre yok ama bunlar yaptı. Bunu milletimize
anlat bakalım. Nasıl izah edeceksiniz?" ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan'a cevap veren Davutoğlu sosyal medya hesabından "Bekle
Erdoğan, bekle! Hak ettiğin cevabı bu akşam alacaksın" demişti.
Davutoğlu, sosyal medya hesabı Twitter'dan videolu bir paylaşımda
bulunarak Erdoğan'a cevap verdi. Davutoğlu, "Bana kullandığın
'yolsuzluk' ifadesi için seni yüzleşmeye davet ediyorum. Yüzleşelim
var mısın?" ifadelerini kullandı
Davutoğlu'nun yayınladığı videodaki açıklamaları şöyle;
Sayın Erdoğan bugün yaptığın AK Parti grup konuşmasında promter
dışına çıkarak yine bilinç altını dışarı vurdun. Şehir Üniversitesi
bağlamındaki yaptığın bütün ithamları yarın saat 15.00'te
arkadaşlarımla birlikte cevaplandıracağım. Ama şahsen bana yönelik
olarak kullandığın 'yolsuzluk' ifadesi için seni ciddi bir yüzleşmeye
davet ediyorum. Küçük bir yüzükle başlattığı yolculuğu büyük
servetlerle sürdüren, kendi bakanlığına dezenfektan satan bakanı

teşekkürle uğurlayan, devlet adını aldığı hediyelerin hiçbirini beyan
etmeyen, kamu parasıyla yapılan yatırımlara, yollara, sokaklara,
barajlara, stadyumlara, üniversiteler adını yazdıran, akrabaları, yakın
çevresindeki herkesi siyaseten iktidar olduğu dönemde zengin eden
sen, uluslararası mahkemelerde mal varlıkları dosyası ve diğer
ekonomik suçlarla ilgili ismi geçen sen, hayatı boyu emeği dışında
hiçbir şey yememiş olan, ikinci bir maaşı kabul etmemiş olan,
başbakanlıkta hanesine gelen her lokmanın bedelini makbuzla ödemiş
olan, devlet adını aldığı en küçük hediyeyi dahi beyan etmiş olan ve
ulusal ve uluslararası bütün çevrelerde temiz siyasetin sözcüsü olarak
bilinen beni yolsuzlukla itham ettin. Öyle mi?
"8 ARALIK'TAN BUGÜNE KADAR NEDEN SUSTUN?"
Beraber de bulunduk. Hangi süreçlerden geçtiğimizi sen de bütün
milletimiz de biliyor ve şahit. Madem böyle bir yolsuzluk söz
konusuydu sayın Erdoğan neden Cumhurbaşkanı iken bizi uyarmadın?
Neden ben başbakanlıktan Mayıs 2016'da ayrıldıktan sonra bekledin,
bekledin, bekledin de tam da Gelecek Partisi'ni kurmadan bir hafta
önce 7 Aralık 2019'da beni yoksuzlukla itham ettin? Ertesi gün de ben
çağrıda bulundum, başta ben olmak üzere bütün yaşayan
başbakanların, cumhurbaşkanlarının ilgili bakanların mal varlıkları
araştırılsın dedim 8 Aralık'ta. 8 Aralık'ta bu çağrıdan bugüne kadar
sustun da şimdi niye konuştun Sayın Erdoğan? Devlet zaafeti
göstermişsin, derhal işlem başlatmalıydın. Kamu malına uzanan el
benim elim olsa bile kesmeliydin Sayın Erdoğan ben olsam keserdim.
Bekledin çünkü meselelere siyasi rant açısından baktın.
"YÜZLEŞELİM VAR MISIN?"
Şimdi sana üç çağrıda bulunuyorum. Bir; istediğin gazetecileri al
pelikancılar da dahil. İstediğin kanalda senin damadının kardeşinin
sahip olduğu kanalda dahil, açık oturuma çıkalım. Sen promter kullan,

ben böyle yalın kılıç çıkacağım. Senin ayarladığın gazeteciler sana
hazırlanmış sorular sorsunlar, bana ne isterlerse sorsunlar ama
yüzleşelim var mısın?
"İZAH EDİLEMEYEN MAL VARLIKLARI ŞEHİTLERE, YETİMLERE,
ENGELLİLERE HARCANSIN"
İki; 8 Aralık 2019'da yaptığım çağrıyı tekrar yapıyorum. Benden
başlamak üzere bütün yaşayan başbakanlar, cumhurbaşkanları ile
ilgili bakanlarla ilgili ve birinci derece yakınları ile ilgili bir araştırma
soruşturma komisyonu kurun. Kimin izah edemediği bir mal varlığı
varsa bunu Hazine'de bir fonda tutalım ve şehitlere, yetimlere,
engellilere, mazlumlara harcayalım. Var mısın?
Eğer sen bunda yoksan üçüncü teklifim ise sadece sana değil,
Meclis'te bulunan herkese. Önümüzdeki altılı masa zirvesinde bunu
gündeme getireceğim ve bütün liderlerden bu konuda derhal
girişimde bulunmaları ricasında bulunacağım. Hem araştırma-
soruşturma komisyonu kurulmalı ve önce benden ve birinci derece
akrabalarımdan başlamalı. Sonra sizden ve yaşayan bütün
başbakanlar, cumhurbaşkanları ve ekonomiyle ilgili bütün bakanlar ve
birinci derece akrabaları da soruşturma komisyonunda mal varlıkları
incelensin teklifinde bulunacağım ve onu takip edeceğim.
"NİYE SUSUYORSUNUZ?"
Buradan bütün bu gelişmeleri takip eden, sessizce takip eden, sesini
yükseltmekten korkan muhafazakar kesimlere de sesleniyorum: Sizin
çocuklarınızın bir kısmı da o üniversitede okudu. Hepiniz üniversiteyi
vaktinde övdünüz niye susuyorsunuz? Bugün siyaset yapıyorsak emin
olunuz hem bu ülke ve milletimizin geleceği için ama en çok da bir
gün alnı secde görenler, bu ülkeye geldiklerinde temiz siyaset yapılır
diye ömrünü veren, terini döken, dua edenlerin onurunu ve sizin
onurunuzu kurtarmak için yapıyorum.

"'SEROK' UNVANIYLA ALAY EDENE DİYARBAKIRLI GENÇLER SEÇİMDE
GEREKEN DERSİ VERECEK"
Unutmadan Sayın Erdoğan, Bahçeli'ye benzeyen dilinizde bana 'Serok
Ahmet' diye hitapta bulundunuz. Bahçeli'ye verdiğim cevabı sana da
vereyim 'ser sera ser çava.' Ben Serok Ahmet diyene de 'Yörük Ahmet'
diyene de minnet duyar ve hepsinin selamını alır ve onunla gurur
duyarım. Seni de Diyarbakırlı gençlere havale ediyorum onlar sana
gereken dersi verirler. Bahçeli diliyle 'Serok' unvanıyla alay edene
gereken dersi önümüzdeki seçimde onlar sana verecekler. 14 Mayıs
seçim tarihimizde hayırlı olsun. O gün 'yeter söz milletindir' diyeceğiz.
"ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ'Nİ AÇACAĞIZ"
Son sözüm şudur; tam bir barbarlıkla kapattığınız Şehir Üniversitesi'ni
inşallah iktidara gelir gelmez açacağız. Çünkü Şehir Üniversitesi benim
şahsi mülküm olmadığı gibi, hiç kimsenin mülkü de değil, milletin
mülküydü, vakıf malıydı Şehir açılacak çünkü Şehir hepimizin."

Yorumlar

Daha Fazla Haber
BURSA
TURNUVANIN KAZANANI DOSTLUK OLDU
ANKARA
ANKARA KALESİ’NE HASSAS DOKUNUŞ
BURSA
Bursa’dan Suriye’ye Yardım ve Kardeşlik Eli
BURSA
Bursa’da masal dünyasına renkli yolculuk
GENEL
HAVALİMANLARININ KAHRAMANLARI ARFF EKİPLERİ
BURSA
Sağlık Buluşmaları'nda deri sağlığı konuşuldu
BURSA
BÜYÜK DÜŞÜNÜR YILDIRIM’DA ANILDI
GENEL
FIRST TEAM CHALLENGE'IN İLK TÜRKİYE ŞAMPİYONASI BEYLİKDÜZÜ'NDE YAPILDI
BURSA
Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali, 14’üncü kez kapılarını açtı
BURSA
Nilüfer’de Yeni Yıl Festivali’nde eğlence ve alışveriş bir arada