TBMM (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
TBMM'nin 27'nci. Dönem 2'nci yasama yılının ilk grup toplantısının AK Parti ve Türkiye için hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Erdoğan, TBMM'deki çalışmalarında milletvekillerine başarılar diledi.
Başkan Erdoğan, 16 Nisan Halk Oylaması ile milletin onayını alan yeni yönetim sisteminin 24 Haziran seçimleriyle resmen uygulamaya girdiğini hatırlatarak milletvekillerine, "Sizler, yeni dönemin ilk milletvekilleri olarak bu tarihi değişimin hem mimarı hem şahidi olarak görev yapacaksınız. Yükünüz ağırdır ama bir o kadar da şereflidir. Yeni sistemde yürütme ile yasamanın net bir şekilde birbirinden ayrılmasıyla milletvekilleri olarak sizler asli görevlerinize çok daha fazla zaman ayırma, çok daha verimli çalışma imkanı bulacaksınız." diye seslendi.
AK Parti grubu olarak gündemlerinde binlerce kanuni düzenlemeyi gerektiren konunun bulunduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ancak bütçe görüşmeleri başlamadan önce öncelikli olarak ele almamız gereken işler bulunuyor. Bunları iki başlık altında ifade edebiliriz. Birinci grupta 100 günlük icraat programımızda yer alan hususlardan bir kısmı ile ilgili olarak ihtiyaç duyulan düzenlemeler yer alıyor. Arkadaşlarımızın yaptıkları çalışmaya göre bu kapsamda 414 kanun maddesinin değişmesi veya ihdası gerekiyor. İkinci grupta ise yeni yönetim sistemine geçilmesiyle kanunlarda yapılması gereken güncellemeler bulunuyor. Bu kapsamda da 275 düzenleme gerektiği anlaşılıyor. İşte bu iki kapsamdaki kanun değişiklikleri ve ihdaslarının hayata geçirilmesi aciliyet arz ediyor. AK Parti grubunun öncülük etmesiyle Meclisimizin bu çalışmaları başarıyla neticeye ulaştıracağına inanıyorum. Yeni yönetim sistemine göre hazırladığımız ilk bütçeyi de inşallah iki hafta sonra Meclise gönderiyoruz. Komisyonlarda ve Genel Kurulda yapılacak görüşmelerin ardından Meclisimizin takdiriyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimizin bu ilk bütçesini 1 Ocak'tan itibaren uygulamaya başlayacağız."
"Sıkıntıların üstesinden geleceğiz"
Yeni bütçeyle ekonomiyi faiz, kur ve enflasyon şer üçgeninde kurulan tuzaktan kurtararak süratle yeniden hedeflere uygun bir büyüme performansına kavuşturmaya kararlı olduklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ülkemizin ekonomik gerçekleriyle ilgisi olmayan, tamamen Türkiye'yi siyasi gayelerle köşeye sıkıştırma amacı taşıyan bu dalgalanma dönemini yavaş yavaş geride bırakıyoruz. İş dünyamızdan, sanayicilerimizden, üreticilerimizden, esnafımızdan, çalışanlarımızdan ricamız, sabırlı olacaksınız. Ama bir gerçeği daha açık ve net söylüyorum, stoklara ve stokçulara da fırsat vermeyeceksiniz. Eğer stokçular tarafımızdan belirlenirse, kimse kusura bakmasın, biz de devletin, yasaların bize yüklediği görev sebebiyle gelir, adımımızı atar, gereğini yaparız."
Bu faiz, kur, enflasyon saldırısına en iyi cevabın, ekonominin çarkları döndürülmeye devam edilerek, işlere dört elle sarılarak, yeni imkanlar oluşturularak verilebileceğine işaret eden Erdoğan, ihracatta geçmişten bugüne büyük bir rekor kırıldığını hatırlattı.
Erdoğan, yetkiyi doğrudan milletten alan yürütme ve yasama organları olarak ortaya koyacakları kararlılık ile milletin gösterdiği sabır sayesinde bu sıkıntıların üstesinden gelineceğini bildirdi.
"Seçim hazırlıklarına 24 Haziran'ın hemen ardından başladık"
Başkan Erdoğan, 24 Haziran seçimlerinden çıkarttıkları dersler ışığında, 2019'un Mart ayındaki mahalli idareler seçimleri için kendilerine en doğru, en sağlıklı yol haritasını hep birlikte belirleyeceklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Esasen Genel Merkezimizde mahalli seçim hazırlıklarına 24 Haziran'ın hemen ardından başladık. Merkez Karar ve Yönetim Kurulumuzun, Merkez Yürütme Kurulumuzun her toplantısında bu konuları ele alıyor, mevcut durumu ve ileriye dönük hazırlıkları gözden geçiriyoruz. Meclisin yeni döneminin açılmasıyla birlikte siz milletvekillerimizle de daha sık istişare imkanı bulacağız. Mahalli seçimlerde en isabetli adayları belirleyerek, en verimli çalışmaları gerçekleştirerek hedeflerimize ulaşmalıyız. Kimse, 'Bu benim yakınımdır, bu benim şuyumdur, bu benim buyumdur' diye bize aday teklifiyle gelmesin. Bunu özellikle burada ifade ediyorum. Ondan sonra ters yüz edilirse de kusura bakmasınlar. Burada ehliyet ve liyakat esastır. Buna göre adımlarımızı atmakta da bizler kararlıyız ve bütün prensiplerin üzerinde bu prensip vardır. Bunun için sizlerden partimize, şehirlerimize ve ülkemize en iyi katkıyı sağlayacak bir yaklaşım içerisinde olmanızı bekliyorum."
Parti teşkilatından kendilerine tevazu ehli insanları aday olarak getirmelerini isteyen Erdoğan, "Öyle halkına tepeden bakacak adamları bize getirmeyin. Gurur, kibir abidesi insanları bize getirmeyin. Hem işini iyi bilecek hem çalışacak hem de bu davayı iyi hazmetmiş olanları bize getirin. Hiç ilgisi alakası olmayan ama seçime gidiyoruz, bu vesileyle onu da buradan aday yapalım, hayır yok öyle bir şey. Emeği olacak." dedi.
"Adayın da bir karşılığının olması lazım"
Şehirlere ve ülkeye en iyi hizmetleri getirecek isimlerle seçimlere girdiklerinde bundan milletle birlikte partilerinin de kazançlı çıkacağını belirten Erdoğan, şunları ifade etti:
"Yani adayın da bir karşılığının olması lazım. Sadece partinin karşılığına sığınarak adaylık değil, adayın da bir karşılığı olacak, o da prim yapacak partinin gücünü de arkasına alacak. Başarıları ve hizmetleri ile milletimizin gönlünde yer eden arkadaşlarımızla zaten devam edeceğiz. Bunun yanında, FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine bulaşmamış olması, milletimizin değerleriyle çatışmaması, birikimi ve projeleri ile hizmet etmeye uygunluk arz etmesi şartıyla AK Parti'nin kapıları herkese açık. Hatta bu vasıflara sahip isimleri partimize gelmelerini beklemeden gidip kendimiz arayıp bulacağız. AK Parti olarak tüm seçim çevrelerinde adaylarımızı çıkartacak çalışmalarımızı yürüteceğiz. Partimizin saflarına katılan her adayı, kendimiz ve ülkemiz için bir kazanç olarak görürüz. Sizlerin bu sürece katkı ve destek vermesi çok önemlidir. Ama bu benim akrabamdır, bu benim yakınıdır, bizim STK'dendir. Arkadaşlar yok. İşin ehli mi, değil mi? İşin ehli olur, beraber yıllarca aynı STK'de hizmet vermiş olabilirsiniz o ayrı bir konu ama böyle bir ehliyeti, liyakatı yok, olmaz öyle şey. Tuttuğunu koparacak, ehli tevazu olacak ve 'hakikaten biz arkadaşla burada Allah'ın izniyle seçimi alırız' diyebileceğiz. Böyle yürüyeceğiz. Bugün bu çerçeveden hareket ederek ilçe başkanlarımızla bir araya geliyoruz. Bu sabah başladı ve ilk grubun ilk toplantısı partimiz konferans salonunda bu sabah başladı. Buradan çıktıktan sonra bende ilçe başkanlarımıza hitap edeceğim. İl başkanlarımızla sık sık bir araya geliyorum. En kısa sürede onlarla da istişarelerimiz yapacağız."
İdlib'de ateşkes süreci
Türkiye açısından beka meselesine dönüşen Suriye krizinde son dönemde önemli adımlar attıklarını belirten Erdoğan, "Cenevre süreci derde derman olmadı, onun için Astana sürecini başlattık. Astana sürecinde Rusya, Türkiye, İran ve bunun yanında Birleşmiş Milletler müşterek bir çalışmaya girdik." dedi.
Söz konusu çalışmayla bir süreç oluştuğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Önce Soçi, ardından Ankara, ardından Tahran süreci zirve olarak devam etti ve akabinde de bizler Rusya ile Soçi zirvesini yaptık. İdlib'de çok kötü giden bir süreci, sürekli varil bombalarıyla bombalanan ve İdlib halkının İdlib'i terk ettiği bir dönemde artık duramazdık. Görüşelim dedik ve Sayın Putin ile ikili temaslarımız neticesinde bunu Soçi zirvesine dönüştürdük. Soçi zirvesinde de savunma bakanlarımız bir muhtıra imzaladı. 10 maddeden oluşan muhtırayla o gün bugün ateşkes süreci devam ediyor."
Erdoğan, İdlib çevresindeki 12 gözlem noktasının Türkiye'ye, 10 gözlem noktasının Rusya'ya, 6 gözlem noktasının ise İran'a ait olduğuna işaret etti.
Gözlem noktalarının, Soçi zirvesinde imzalanan muhtıra sonrasında daha da güçlendirildiğini söyleyen Erdoğan, "Rejimin İdlib'i tehdidi noktasında Rusya her türlü önlemi alıyor. İçeride de radikal uçlara karşı Türkiye olarak biz her türlü tedbiri alıyoruz. Gerektiğinde Rusya ile beraber hareket ediyoruz. Böyle bir süreci başlattık. Rabbim bunu hayreylesin. Burada yeni yeni bazı ne terör ne de bombalama olayları çıkmasın istiyoruz. Bu süreç şu anda devam ediyor."
Başkan Erdoğan, konuyu ABD'de bir araya geldiği Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile de etraflıca görüşme imkanı bulduğunu hatırlattı.
"Masada olmadığınız sürece hiçbir sözünüz yok"
"Bölgede masada olduğunuz sürece sözünüz var. Masada olmadığınız sürece hiçbir sözünüz yok." diyen Erdoğan, bu durumun yalnızca bölgede değil, dünyada bu şekilde olduğuna dikkati çekti.
"Artık bütün savaşlarda, her yerde eğer alanda, masada varsanız neticede de sözünüz geçer, yoksa sözünüz geçmez." ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Onun için biz baştan itibaren 'Dünya 5'ten büyüktür.' dedik. Bunu sonuna kadar devam ettireceğiz. Bu, alana bizim sürdüğümüz bir tezimizdir. Bu tezimizi dünyaya da kabul ettireceğiz. Buraya doğru bir oluşumu sağlamamız lazım. İşte şimdi Amerika, bir 7'ler düzenlemesi 'small grup' adı altında yapıyor. Biz de ona karşı, ben bir latife yaptım, 'Biz de smaller grup yaparız.' dedik. Biz de 4 ülkenin katılımıyla Türkiye, Rusya, Almanya, Fransa İstanbul Zirvesi'ni yapacağız. Bu da büyük ihtimalle ya bu ay sonuna kadar veya önümüzdeki ay itibarıyla gerçekleşecek. Bu toplantıyla birlikte hedefimiz yine bu bölgede, yani koalisyon güçleriyle beraber Rusya, Türkiye burada masaya oturup ne yapacağımızın kararını verelim istiyoruz."
Erdoğan, İdlib'de rejim ile muhalifler arasında güvenli bölge oluşturma ve tarafları çatışmalardan uzak tutma kararı sayesinde, hem büyük bir katliamın hem de Türkiye'yi hedef alacak bir göç dalgasının önüne geçtiklerini kaydetti.
Bu gelişmenin önemine dikkati çeken Erdoğan, "3,5 milyon (Suriyeli sığınmacı) zaten var. Bir 3,5 milyon da oradan gelirse bizim halimiz ne olur? Onun için bu tedbirleri aldık. Bu kararı hayata geçirmenin kolay olmadığını, çok büyük gayret gerektirdiğini, riskler içerdiğini elbette biliyoruz." diye konuştu.
"Yüzümüzün akıyla çıkacağımızdan şüphe duymuyoruz"
ABD'de 14 liderle dar kapsamlı görüşmeler yaptığını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hangi liderle görüştüysem hepsi teşekkür, teşekkür, teşekkür... 'Sizin bu yaptığınızı kimse yapmadı, kimse yapmaz.' Hep bunu söylüyorlar. Çünkü 3,5 milyona biz burada bakıyoruz, ediyoruz, onlarla beraberiz. Bu 3,5 milyon dünyaya dağılsaydı o zaman halleri ne olacaktı? Bunu çok iyi biliyorlar. Alternatif insani ve stratejik maliyetlerini düşündüğümüzde bu yükün altına girmenin, bizim için en doğru karar olduğuna da inanıyoruz. Bugüne kadar Suriye'de attığımız hiçbir adımın yanlış olmadığını gördüğümüz için İdlib'deki imtihandan da yüzümüzün akıyla çıkacağımızdan şüphe duymuyoruz."
"Fırat'ın doğusundaki terör işgalini sona erdirmekte kararlıyız"
Fırat'ın doğusundaki terör işgalini sona erdirmekte kararlı olduklarını bildiren Erdoğan, "Türkiye'nin sınırları boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna destek veren ülkelerle ancak bu teşebbüsten vazgeçilmesi halinde bölgede birlikte çalışma imkanı bulabiliriz." açıklamasını yaptı.
Amerika'nın, Suriye'nin kuzeyine yaklaşık 19 bin tır silah, araç ve gereç gönderdiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kime gönderdi? YPG/PYD'ye. Orada kim var? Bunlar var, bu teröristler var. Bunlar PKK'nın yan kolları. Bunun yanında da Amerika'nın 22 tane üssü var. Bunlarla üsler takviye ediliyor. 3 bin civarında kargo uçakla da buraya sürekli olarak silah, mühimmat, araç, gereç gönderildi, gönderiliyor. Peki, bunlar kime karşı kullanılacak? O sınırın öbür tarafında kim var? Türkiye var. Biz sizinle stratejik ortak değil miyiz? Bu nasıl stratejik ortaklık? Biz paramızla sizden silah, araç, gereç istedik vermediniz. Ama terör örgütüne bunları bedava veriyorsunuz. Bunları dünyaya nasıl izah edeceksiniz? Bu gerçekleri görmek zorundayız. Bu emperyal mantıkla bir yere varmak mümkün değil. Ama insanlık bunları da görüyor ve görecek. Biz de anlatacağız, dilimiz döndüğü kadarıyla anlatacağız. En azından halkımız bunları çok daha iyi bilecek."
Başkan Erdoğan, bu ekonomik savaşın, bu ticaret savaşının bunlardan kopuk olmadığına, hepsinin iç içe olduğuna da dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Türkiye'ye rağmen yapılan hiçbir işin bu bölgede başarıya ulaşma şansı olmadığını herkes görmeli ve bilmelidir. Aynı durum Kıbrıs ve Ege çevresinde gelişen hadiseler için de geçerlidir. Ülkemizin burnunun dibinde, Türkiye'ye rağmen ve hatta Türkiye'ye karşı işler yapabileceklerini sananlar yanıldıklarını yakında anlayacaklar. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, çıkarında gözümüz yok. Ama kimsenin de bizim hakkımızı, hukukumuzu, çıkarlarımızı gasp etmesine izin vermeyiz. Milletimizin ve devletimizin geleceği söz konusu olduğunda yapamayacağımız fedakarlık bulunmadığını, bin yıllık tarihimize bakan herkes görecektir."
Vatandaşlara stok uyarısı
Konuşmasının sonunda, vatandaşlardan, stokçular ve fahiş fiyatlar konusunda duyarlı olmalarını isteyen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Buradan milletime sesleniyorum. Sevgili milletim, marketlerde, şurada, burada sizler işi en yakından teftiş eden insanlarsınız. Gerçekten alışılmadık, görülmedik şekilde eğer ürünlerde fiyat farkları varsa bunları hemen belediye zabıtalarına iletin. Belediye başkanlarına da sesleniyorum, lütfen zabıtalarınızı da bu konuda hassasiyet içinde olmaya teşvik edin ve nerede bu tür fiyatlarda ciddi manalarda oynamalar varsa, hatta hatta stoklar varsa, bunların stoklarını basmak ve onlara da gereğini yapmak bizim de devlet olarak, milletimizin buradaki haklarını koruma bakımından görevimizdir."
Muhabir: Mehmet Tosun-Özcan Yıldırım-Sinan Uslu-Ali Kemal Akan-Yıldız Aktaş