Bir ay boyunca tuttuğumuz oruçların ve yaptığımız diğer ibadetlerin kabul olmasını yüce
Allah’tan niyaz ediyorum.
Dargınlıkların, küslüklerin unutulduğu; barışa ve kardeşliğe olan inancımızın tazelendiği;
gönüllerin alındığı ve küslüklerin son bulduğu nice bayramlar diliyor ve bayramınızı en içten
dileklerimle kutluyorum.
Her birinize Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin selamlarını ve muhabbetlerini
iletiyor, bu güzel organizasyonda emeği geçen bütün ülküdaşlarıma teşekkür ediyorum.
Muhterem Dava Arkadaşlarım;
Mübarek Ramazan Bayramını idrak ettiğimiz bu gün aynı zamanda; milli benliğimize,
inançlarımıza, değerlerimize yönelik saldırılara karşı milliyetçi Türk gençliğinin diriliş ve
uyanış günü olan 3 Mayıs 1944’ün 78. yıldönümüdür.
Merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın ifadesiyle “3 Mayıs 1944” Türkçülerin ızdırabı ile yoğrulmuş
bir dönüm günüdür.”
3 Mayıs1944 tarihi her zaman milliyetçi Türk gençliğinin şerefli mücadelesi olarak milli
hafızada gururla taşınacak, 3 Mayıs ruhu sonsuza kadar yaşayacaktır.
3 Mayıs Milliyetçiler Günü’nüzü kutluyor, başta Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş Bey olmak
üzere, 3 Mayıs’ın tüm kahramanlarını hürmet ve saygıyla anıyorum.
Kıymetli misafirler;
Bildiğiniz üzere ülkemiz ve bölgemiz, tarihi günlerden geçiyor. Bir yanda sınırlarımızda süren
savaşın etkileri devam ederken, diğer yandan sınırlarımız içerisinde de birçok tehlike ile
mücadele etmekteyiz.
İnanıyorum ki birliğimizi ve mücadele azmimizi koruyarak bu günlerin üstesinden gelecek,
aydınlık yarınlara hep birlikte ulaşacağız.
Büyük Türk Milleti, karşısına kurulan şer cephesinin farkındadır.
Eminim ki Türkiye Cumhuriyeti’ni yıpratmayı kendilerine adeta vazife edinen, devletimizin
beka mücadelesinin karşısında saf tutan, nerede bir Türkiye düşmanı varsa yanında yer alan
zillet odakları dün olduğu gibi bugünde Türk milletinin sarsılmaz iradesini karşısında
bulacaktır.
2
Değerli misafirler;
Hepimizin bildiği üzere geçtiğimiz günlerde, Ermeni diasporasının beslemesi HDP’li sözde
bir milletvekili, utanmadan TBMM’ye verdiği bir önerge ile Türkiye Cumhuriyeti’nin sözde
“Ermeni Soykırımı”nı tanımasını teklif etmiştir.
Böylece bir kez daha HDP’nin provokatör bir terör örgütü olduğu ve kimlere taşeronluk
yaptığı ortaya çıkmıştır. Bu durum HDP/PKK’nın ilk bölücü teşebbüsü değildir ve son da
olmayacaktır.
Cumhur İttifakı’nın, Türk Milleti’ne iftira atan, Türkiye Cumhuriyeti’ni haksızca itham eden
bu girişimler karşısındaki tavrı nettir. Türkiye, Cumhur İttifakı ile güçlendikçe, geleceğe emin
adımlarla yürüdükçe, Türk düşmanlarının ayak oyunları artmakta ve iftiraları
şiddetlenmektedir.
Cumhur İttifakı ne kadar Türkiye’den ve Türk Milleti’nden yana ise Kılıçdaroğlu ve 6’lı
masası da o kadar karşısındadır.
Sözde Ermeni Soykırımı provokasyonu turnusol kâğıdı görevi görerek, kimlerin ülkesinden
ve milletinden yana, kimlerin karşısında olduğunu ortaya çıkarmıştır.
CHP’li bazı vekiller, bu sözde iddialara katılmakta ve Türkiye Cumhuriyeti’ni soykırım
yapmakla suçlamaktadır.
Selamsız Babacan, sözde Ermeni Soykırımı iddialarına katılmakta ve Türk Milleti demek
yerine “Anadolu İnsanı” tabirini kullanarak hangi safta yer tuttuğunu göstermektedir.
6’lı masanın diğer ortakları adeta suspus olmuşlar, HDP’yi ve onun okyanus ötesindeki
sahiplerinin desteğini kaybetmemek için süt dökmüş kediye dönmüşlerdir.
Bu sessizliğin sebebi milletimizce merak konusudur.
Her 24 Nisan tarihinde Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlamayı kendisine siyasi ikbal
meselesi edinen ABD Başkanı Biden’den demokrasi dilenen çürük masanın Türkiye’ye karşı
kimlerle iş tuttuğu ortadadır.
Zillet İttifakı her milli meselede olduğu gibi, bu kez de gerçeklere ve ülkesine sırt dönerek
yabancı başkentlere yaranma arayışındadır.
Ancak söz konusu Ermeni Hınçak-Taşnak çetelerinin Anadolu’da yaptığı Türk katliamları
olunca, insan hakları havarisi kesilen CHP’den de HDP’den de 6’lı masadan da ses
çıkmamaktadır.
Her meselede kolayca Ermeni olanlar, Yunan olanlar ne hikmetse bir türlü Türk
olamamaktadır. Çünkü Türk olmak, Türk kalmak ve Türk yaşamak bir haysiyet
meselesidir.
Kıymetli misafirler;
Geçtiğimiz günlerde ABD İnsan Hakları Raporu yayınlanmış ve Türkiye hakkında
mesnetsiz iddialar ortaya atılmıştır.
3
Tüm dünyada terör estiren; Irak’ta, Afganistan’da, Vietnam’da milyonlarca insanın
ölümünden sorumlu olan ABD, yüzsüzce Türkiye’ye insan hakları dersi vermeye kalkmıştır.
Türk Milleti’nin tarihinde utanılacak tek bir sayfa yoktur.
Ancak zillet ittifakı hazır kıta beklercesine, ABD’nin kirli yalanlarına iştirak etmiş ve okyanus
ötesinden aldığı ilhamla Türk yargısını baskı altına almaya çalışmıştır.
Bu kepaze rapora göre terörist Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala haksız yere
yargılanmaktadır.
Söz konusu bu çirkin iftiralar olunca ABD, CHP ve HDP aynı dili kullanmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde, “Hükümeti Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs” suçundan yargılandığı
davada cezası kesinleşen Sorosçu Kavala’ya sahip çıkmak için CHP milletvekilleri adeta
kuyruğa girmiş, Türk yargısını tehdit edecek kadar şirazeden çıkmıştır.
Lafa gelince yargının bağımsızlığını ağzına pelesenk eden zillet ittifakı, mesele Kavala olunca
bağımsızlığı unutmuş, hangi kirli odaklara bağlı olduğunu hatırlamıştır.
Hiç kimse telaş etmesin! Türkiye Cumhuriyeti’ni yıpratmak, Türk yargısını baskı altına almak
isteyen bu işbirlikçiler daima karşısında Cumhur İttifakı’nı ve Aziz Türk Milleti’nin iradesini
bulacaktır.
Değerli Misafirler;
Güvenlik güçlerimiz, terör örgütlerine Pençe-Kilit operasyonları ile darbe üstüne darbe
indirirken, bu hain örgütler son çırpınışlarını gerçekleştirmektedir.
Köşeye sıkışan terör örgütünün elebaşlarından biri, operasyonların devam etmesi halinde
sözde savaşı şehirlere taşıyacaklarını korkakça iddia etmiştir.
Bu gelişmeler üzerine Bursa’mızın Osmangazi ilçesinde, cezaevi aracının geçişi sırasında el
yapımı patlayıcı ile alçakça bir saldırı düzenlenmiş, bir vatandaşımız şehit olmuştur.
Bursa’mıza geçmiş olsun dileklerimi bir kez daha ifade ediyor ve şehidimize Allah’tan rahmet
diliyorum.
Türk Milleti yıllardır teröre karşı dimdik durmuş ve milletimizi bölmek isteyen hainlere karşı
dirayetinden asla taviz vermemiştir. Bundan sonra da vermeyecektir.
Pençe-Kilit Harekâtı’nda etkisiz hale getirilen teröristlerden 8’nin Ermeni, 5’nin Fransız,
7’sinin ABD’li, 3’nün İngiliz, 2’sinin de Alman olduğu anlaşılmıştır. İşin gerçek yüzü bir kez
daha ortaya çıkmıştır. Yani karşımızda, yedi düvel vardır.
Bu çok uluslu tablo tesadüf değildir.
Arka planında derinleşmiş Türk ve İslam husumeti yatmaktadır.
Küresel Baronların tetikçiliğini yapan bu şerefsiz teröristleri tarih ve Türk Milleti
affetmeyecek, hesabını mutlaka soracaktır.
4
Dünya güç dengelerinin yeniden şekillendiği, uluslararası sistemin yeniden kurulduğu ve yeni
bir dünya düzenine geçişin sancılarının yaşandığı şu günlerde, Cumhur İttifakı olarak,
ülkemizi hak ettiği huzura ve refaha ulaştırmayı amaçlamaktayız.
Tüm çabamız ve gayemiz, Türk Milleti’nin güvenli yarınlara kavuşması ve beka
mücadelesinden galip çıkarak ebediyete kadar var olması içindir.
Kıymetli Dava Arkadaşlarım;
Milletimiz için tarihi öneme sahip 2023 seçimlerine doğru ilerliyoruz.
Cumhur İttifakı olarak, ülkemizin bağımsızlığı ve milletimizin bekası yolunda verdiğimiz
mücadeleyi bir adım dahi geri atmadan ileriye taşımaya kararlıyız.
Bağımsızlık mücadelemizi hedef alan Türkiye düşmanlarından da onların yerli
işbirlikçilerinden de çekinmediğimizi buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Biz kararlı duruşumuzu, inancımızı ve gücümüzü Türk Milleti’nden alıyoruz.
Dünyaya Ankara’dan bakıyor, Ankara’dan görüyoruz.
Bağımsızlığımız uğruna karşımıza çıkarılan her engeli korkusuzca aşıyor ve Büyük Türkiye
hedefimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz.
Bu mücadelede en büyük dayanağımız, Türk Milleti’nin feraseti ve bağımsızlığına olan
düşkünlüğüdür.
Biz Türk Milleti’ne inanıyoruz, Türk Milleti’ne güveniyoruz.
Türk Milleti’nin bir kez daha Cumhur İttifakı’nın azimli yürüyüşüne eşlik ederek, milli
iradeden taviz vermeyeceğini biliyoruz.
Eminiz ki bu necip millet, Cumhur İttifakı’na olan güvenini tazeleyecek ve zillet ittifakını hak
ettiği yere, siyasi tarihin utanç sayfaları arasına gömerek iradesini ortaya koyacaktır.
Liderimiz Devlet Bahçeli’nin söylediği gibi; “Türkiye 2023 yılında Lider ülke, İstanbul’un
Fethi’nin 600.yılı olan 2053 yılında ise Süper Güç olacaktır.”
Amacımız, ülkümüz, gayemiz ve tüm çabamız bunun içindir.
Sözlerime burada son verirken, hepinizi saygıyla selamlıyor ve sizleri Allah’a emanet
ediyorum.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!