İHH'lı kadınlar, İHH Bilecik önünde "Mavi Direniş" sloganıyla ellerinde Doğu Türkistanlı kadınların fotoğraflarının yer aldığı dövizlerle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir araya geldi.
Bilecik Genç İHH Hanım Kolları Başkan Vekili Semanur Yılmaz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla dünyadaki tüm kadınların eşit, hür ve insani yaşam şartlarına ulaşabilmeleri için toplandıklarını söyledi.
Doğu, batı fark etmeksizin her kadının öncelikle yaşama, giyinme, yeme-içme, inanç ve ibadetlerini özgürce ifa etmesi gayesiyle birleştiklerini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:
"Kadınlarımızın ötekileştirilmemesi, zulüm görmemesi ve baskın ideolojilerin galip geldiği coğrafyalarda sesini duyuramamasından dolayı tüm kısık seslerin nidası olmak adına farklı meydanlardan farklı megafonlardan aynı cümleleri zulme karşı kaldırıyoruz. Ele geçirilen Doğu Türkistan bölgesinde illegal yollarla kurulan toplama kamplarında kadınlığı, anneliği ve en başta insanlığı gasbeden bu işgali kınıyoruz.
8 Mart gününün anlam ve önemine binaen amacımız, Doğu Türkistan başta olmak üzere yaşayan her kadının onuruyla, inancıyla ve öz benliğiyle hayatına devam edebilmesi. Rızasız ve anlaşmasız yapılan erdem dışı muamelelerin son bulması. Çalınan, el konulan, yok sayılan hakların iadesi. Muhacirliğin ve göçün sürüklediği göçebe hayatın, dehşet verici ölümlerin açlık ve sefaletin bitmesidir."
- Eskişehir
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneği (İHH) Kulübü üyesi kadınlar da Doğu Türkistan'daki kadınların yaşadıklarına düzenledikleri etkinlikle dikkati çekti.
Grup adına açıklama yapan Ebru Gökkaya, günümüzde Doğu Türkistan’da olduğu gibi kadınların savaşların en çok kaybeden cephesi olduğunu belirterek açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Suriye, Yemen, Libya, Filistin ve Mısır’da çatışma ortasında kalan kadınların uluslararası sözleşmelerdeki haklarını en güçlü puntolarla yazıp altını çizerek ihlal edildiğine dikkat çekmek ve bu ihlallerin son bulması için kanunların icra edilmesi gerekliliğini ortaya koymak üzere harekete geçildi. Bu hareket Doğu Türkistanlı kadınların Çin'in işgal süreciyle birlikte gelen sistematik ihlallerinin korkunç bir seviyeye ulaştığını dünyaya duyurmak, atılamayan çığlıklar adına başlatılmıştır. Başlarda Çin Komünist Partisi yönetiminin tamamen kapalı tutup saklamaya çalıştığı bu ihlaller kamp şahitlerinin ve gerçekliği ispatlanan raporların, işkencenin ve sistematik soykırımın boyutlarını dünyanın gözü önüne sermiştir. Sadece kadınlara yönelik ihlaller, tüm insanlık vicdanını isyan ettiren korkunç suçlardır."