Yunanistan’daki Batı Trakyalı Müslüman Türk azınlığın demokratik hakları için yıllarca mücadele veren merhum Dr. Sadık Ahmet'in hayatını anlatan filmin çekimleri Edirne'de sürüyor.
Kentin farklı noktalarında çekilen filmin bazı sahneleri Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde gerçekleştiriliyor.
Sadık Ahmet'in eşi ve Dostluk Eşitlik Barış Partisi (DEB) Onursal Başkanı Işık Ahmet, "Film seti olarak mimarlık fakültesi" panelinde öğrencilerle buluştu.
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, burada yaptığı konuşmada, Sadık Ahmet'in halkı için mücadele eden büyük bir kahraman olduğunu söyledi.
Ahmet'in hayatının beyaz perdeye aktarılmasının önemine değinen Tabakoğlu, şunları kaydetti:
"Sadık Ahmet'in hayatının bir filme dönüşmesi çok heyecan verici. İnsan unutuyor ama bir film, hem anlatıyor hem öğretiyor hem de büyütüyor. Çok farklı bir şey. Türk sineması çok başka yerlere geldi. Oscar'a aday olabilecek bir filmin buralardan çıkacağını duymak gurur verici. Edirne'yi tercih ettikleri için film ekibine çok teşekkür ediyorum. Açık hava amfisi olan Edirne, açık hava stüdyosu da olabilir."
Işık Ahmet ise eşinin hayatı boyunca Batı Trakya Türklerinin hak ve özgürlükleri için mücadele ettiğini ifade etti.
Sadık Ahmet adına bir film çekilmesinin kendilerini mutlu ettiğini dile getiren Işık Ahmet, "Demek ki hayatında bazı şeyleri yapmış ve bunları hak ediyor. Filmi çekiliyor. Türkiye'de caddelerde, okullarda, parklarda, köprülerde onun adına rastlıyoruz. Gerçekten hak eden bir liderdi. Böyle liderlerin hayatlarını gençlerin bilmesi gerekiyor." dedi.
Filmin Genel Koordinatörü Tan Doğan Muzır da Edirne'nin filmin çekimi uygun bir yer olduğunu dile getirdi.
Filmin yapımcılarından Muhammet Usta da güçlü oyuncu kadrosuyla kaliteli bir yapım ortaya çıkardıklarını belirterek, "2024 yılının Türkiye'den Oscar aday adayı filmi olacağımızı şimdiden belirtiyorum." diye konuştu.
- Sadık Ahmet kimdir?
Batı Trakya'da (Gümülcine) 7 Ocak 1947'de dünyaya gelen Sadık Ahmet, Ankara ve Selanik'te tıp öğreniminin ardından Yunan vatandaşı olarak yaklaşık 3 yıl süreli zorunlu askerlik görevini tamamladı.
Ahmet, 1978'de doktor kimliğiyle hizmet vermesinin yanı sıra bir "toplum lideri" olarak azınlık Müslüman Türkler için mücadele etmesiyle biliniyor.
Türk-Yunan ilişkilerinin Kıbrıs sorunu sebebiyle gerginleşmesiyle Yunanistan'ın Batı Trakya Türk Azınlığı üzerinde kurduğu siyasi baskıya dikkati çekmek üzere harekete geçen Ahmet, 1985'te Batı Trakya Türklerinin sesini uluslararası kamuoyuna duyurmak için başlattığı imza kampanyası nedeniyle hapis cezasına çarptırıldı.
Yunanistan'daki 1989 genel seçimlerinde ülkedeki Batı Trakyalı Türklerin oylarıyla seçilen ilk bağımsız milletvekili olan Ahmet'in milletvekilliği birkaç ay içinde iptal edildi.
Ahmet, konuşmalarında azınlık yerine "Türk" tanımını kullanmasının ardından tutuklanarak 2 ay cezaevinde kaldı. Aynı yıl ikinci kez milletvekili seçilen Ahmet, 1991'de Batı Trakya Türk Azınlığını temsil eden ilk ve tek siyasi parti olan Dostluk, Eşitlik ve Barış (DEB) Partisini kurdu.
Ahmet, Batı Trakya'daki azınlığın haklarını koruyan Lozan Barış Anlaşması'nın 72. yılında 24 Temmuz 1995'te henüz 48 yaşındayken "şüpheli" bir trafik kazasında hayatını kaybetti.