Eski Bakan Ali Naili Erdem, Cumhuriyet tarihinin ilk askeri darbesi 27 Mayıs'ın ardından idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes döneminde ülkenin ve Türk insanının 10 yıl boyunca altın çağını yaşadığını belirterek, "27 Mayıs darbesi, siyasi hayatımız için kara bir lekedir, bir facialar silsilesidir. Seçimle iktidara gelen bir siyasi parti alaşağı edilmiştir. Orta çağın zulmü neyse 27 Mayıs'ta o zulüm Türkiye'de yaşatılmıştır." dedi.
İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde 1927 yılında dünyaya gelen Erdem, 1947 yılında Adnan Menderes'in oğlu Yüksel Menderes ile Ankara Hukuk Fakültesi'nde arkadaş olmasının ardından Adnan Menderes'i tanıma fırsatı buldu.
Siyasete üniversite yıllarında eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Menderes ile tanıştıktan sonra giren, üniversiteyi bitirmesinin ardından ise Demokrat Parti'nin (DP) Kemalpaşa İlçe Başkanı olarak görev yapan Erdem, 13 yılı bakanlık olmak üzere 20 yıl milletvekilliği görevinde bulundu.
Yaptığı her işte merhum Başbakan Adnan Menderes'in ilkelerini ve hedeflerini kendine örnek alan Erdem, 27 Mayıs askeri darbesini ve ardından Menderes'in idam edildiği günü unutamıyor.
"Menderes döneminde Türk insanı altın çağını yaşadı"Türkiye'nin yaşadığı o zor ve karanlık günleri gözyaşları içinde AA muhabirine anlatan Erdem, üniversitede okurken Menderes'in oğlu Yüksel Menderes'in daveti üzerine sık sık öğle yemeklerine gittiğini, bu ziyaretlerde tanıştığı Adnan Menderes'ten çok etkilendiğini söyledi.
DP'nin savunduğu ilkeler dolayısıyla partiye üye olduğunu belirten Erdem, "Adnan Bey seçimle iş başına geldiği 14 Mayıs 1950 yılından askeri darbenin yaşandığı sürede geçen 10 sene boyunca ülkesine ve Türk insanına altın dönemini yaşatmıştır. 1940 yıllarının Türkiye'sini ortadan kaldıran, insanımızı doyuran yine Adnan Bey olmuştur. 'Onun zamanında bir şey yapılmadı' diyorlar ama o 11 liman, Batman rafinerisi, 19 çimento ve 16 şeker fabrikası kurdu. Ondan önce coğrafya kitaplarında bir Çubuk Barajı vardı. Onun kavgası zengin bir ülke yaratma kavgasıydı." diye konuştu.
Erdem, Menderes'in maddi anlamda zengin bir Türkiye, manevi planda ise vicdanı ve hürriyeti olan bir ülke oluşturmak istediğini, Mustafa Kemal Atatürk'ün fikirlerini benimsediğini ancak buna tahammül edilemediğini dile getirdi.
İlçe başkanı olduğu yıllarda Menderes'i Manisa'daki Demirköprü Barajı'na giderken Kemalpaşa'da karşıladığını anlatan Erdem, şöyle devam etti:
"Adnan Bey beni görünce tanıdı. Ona birkaç gün önce İsmet Paşa'nın söylediği 'şartlar uygun olursa müdahale mukadder hale gelir, sizi ben bile kurtaramam' sözünü hatırlatarak 'kavga etmeseniz olmaz mı?' dedim. Bana dönerek, (Türkiye Kemalpaşa'dan görüldüğü gibi değildir.) dedi."
Erdem, Cumhuriyet tarihinin ilk askeri darbesi olma özelliğini taşıyan 27 Mayıs'ta Türkiye'de demokrasiye büyük darbe vurulduğunu, DP'ye oy veren seçmenin iradesinin yok sayıldığını aktardı.
O tarihten sonra ülkede hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığına dikkati çeken Erdem, şu değerlendirmede bulundu:
"27 Mayıs darbesi, siyasi hayatımız için kara bir lekedir, bir facialar silsilesidir. Seçimle iktidara gelen bir siyasi parti alaşağı edilmiştir. O günleri tarihin sayfalarına gömdük, ama mazlum olan insanların ahı yerde kalmıyor. Orta çağın zulmü neyse 27 Mayıs'ta o zulüm Türkiye'de yaşatılmıştır. O tarih bana göre zulmün dik alasıdır. Eğer dünyadaki işkenceleri alt alta koyarsanız, bu işkencelerin hiçbiri 27 Mayıs'ta olanları geçemez."
Erdem, bir hukukçu olarak Menderes ve diğer arkadaşlarının yargılandığı Yassıada'da yaşanan hukuksuzluğu görünce çok etkilendiğini, duruşmaları büyük bir şaşkınlıkla izlediğini ifade etti.
"Bir gönül, sevda adamıydı"Her Türk vatandaşının mutlaka Menderes'in yaşadıklarını okuyup anlaması gerektiğini işaret eden Erdem, "Adnan Bey bir gönül ve sevda adamıydı. Kendi vatandaşının başına en ufak bir şey gelmesin diye Yassıada'da sükuneti kabul etti. Ağzından çıkacak bir lafın insanları kardeş kavgasına götürebileceği endişesinde hareket ederek kendisine söylenen her şeyi sanki yapmış gibi suçluymuş gibi kabul etti." dedi.
Menderes'in idam edildiği günü anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan Erdem, s0özlerini şöyle tamamladı:
"O üzücü haberi arkadaşlarımla Kemeraltı Çarşısı'nda otururken öğrendim. Haberi alınca şok olmuştum. Birkaç arkadaşım 'artık Türkiye'de yaşanmaz' diyerek yanımızdan ayrıldı. Biz ise kavgaya devam etme kararı aldık. Adnan Bey her aklıma geldiğinde ağlayan adamlardan biriyim. Gözyaşlarımı içime gömerim çünkü ben ondan önceki hayatı biliyorum. Menderes bir medeniyet kavgası yapmıştır. Menderes hala dağlarda, köylerde, kasabalarda ve şehirlerde yaşıyor. Yüreği insanlık sevgisiyle dolu olan her insanda Adnan Bey yaşıyor. Her darbe gerekçesi ne olursa olsun ülkemizi geriye götürdü ve insanımızın kimyasını bozdu. Seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğine mutlaka inanmalıyız."