Cibali Sohbetleri’nin beşinci oturumu, 12 Şubat Salı günü Kadir Has Üniversitesi İstanbul Çalışmaları Merkezi Müdürü Prof. Murat Güvenç’in “200 yıl önce Haliç Kıyıları: Bostancıbaşı Defterleri üzerinde yeni Değerlendirmeler” başlıklı sunumu ile gerçekleşti.
Prof. Güvenç yaptığı sunumda, III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde Haliç ve Boğaz kıyılarında arazi kullanımı hakkında bilgiler verdi. Yapı stok özellikleri, kıyı sakinlerinin etnik, dini ve toplumsal statüleri hakkında değerli kayıtlar içeren ancak çeşitli sebeplerle sistemli bir şekilde incelemeye tabi tutulmamış ‘Bostancıbaşı Defterleri’ üzerinden Haliç kıyılarına dair kartografik ve tarihsel ilk bulguları dinleyicilerle paylaştı.
Kadir Has Üniversitesi’nin Bilimsel Araştırma Fonu Desteği ile yürütülen ve tamamlanma aşamasına gelen projenin ilginç açılımları ve yöntembilimsel özellikleri Cibali Sohbetleri aracılığı ile tanıtılmış oldu.
“Cibali Tütün Fabrikası: Emeğin Mekânı” sergisi kapsamında gerçekleştirilen “CİBALİ SOHBETLERİ”, önümüzdeki aylarda da serginin atmosferi içinde fabrikayı ve ona dair öyküleri dinlemek isteyen dileyen herkesin katılımına açık olarak devam edecek.
Rezan Has Müzesi Cibali Sigara ve Tütün Fabrikası Eserleri Koleksiyonu
Cibali Tütün ve Sigara Fabrikası’nda kullanılan makinaların, eşyaların, belgelerin ve fotoğrafların ait oldukları yere dönebilmeleri adına 2005 yılında başlayan mücadele 2008 yılında sonuçlandı ve eserler İslam ve Bilim Teknolojileri Müzesi envanterine kaydedildikten sonra Rezan Has Müzesi’ne geçici süre ile devredildi.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin endüstriyel, ekonomik, siyasal, sosyo-kültürel tarihine tanıklık etme olanağı sunan bu koleksiyon, Cibali Tütün Fabrikası’nın Türkiye emek tarihindeki yerini, özellikle de kadının iş gücüne verdiği katkı ve emeği de ortaya koyuyor.
100 yılı aşkın tarihinde gerek birimleri gerek çalışanları ile ülkenin ekonomik ve toplumsal değişim sürecinde hatırı sayılır katkıları olan önemli ve dinamik bir mekânın öyküsünü aktaran bu sergi aynı zamanda, yaşadığımız kentsel dönüşüm sürecinin toplumsal hafızamızdan neleri tamamen silip, neleri kökten değiştirdiğini de bir kez daha hatırlatıyor.