Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfı iş birliğinde "Çerçeve İçi Çerçeve Dışı" temasıyla düzenlenen bienal, hem kültür sanat dünyasından isimleri hem de sanatseverleri rehberler eşliğinde ağırlıyor.
Fatih Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, yoğun ilgiyle takip edilen sanat etkinliği, son mekanı Yedikule Hisarı'nda ise 5 sanatçının "Seyru Süluk", "Çer-Ve", "Yusuf Suresi", "Genç Osman Anısı" ve "Rahim" başlıklı eserlerinin yanı sıra bir fotoğraf eseri sergileniyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen bienalin küratörü Berkan Karpat, Yedikule Hisarı'na dair eserler ve sergileme biçimine ilişkin şunları kaydetti:
"Zindanların özellikleri kulelerinin yüksek olmaları ve eser için bir meydan açmalarıdır. Bu sergi tarzında vertikal durum önemli oluyor, üç kule de bu özelliği 3 eser için veriyor. Birinci eserde çerçeveler yukardan asılmıştır ve sanatçımız 'Çer-ve' demiştir bu esere. Çerçeveler yukardan yatay olarak asıldığı için perspektifimiz değişiyor. Yani yukarı doğru bir bakıyoruz ve 'vertikal bir bakış açısı da söz konusu olabilir' diyor eser. Diğer bir eserde ise aşağı doğru bir hareket var, yine vertikal bir hareket. Burada da Kur'an'da Yusuf suresindeki ayetler teker teker dağılıyorlar ve tekrar bir araya geliyorlar. Bunu da ancak bir vertikal bakışla çıkışını ve inişini izlemiş oluyoruz."
Karpat, Yedikule Zindanları'nın üçüncü kulesine de değinerek, "Buradaki yerleştirmede bir seyru süluk söz, dervişlerin aldığı bir yol söz konusu. Devran içinde giden, semada olan karmaşık bir yol gibi gözüküyor. Çalışmanın boyutu yükseğe doğru açılmıyor ama bize yüksekten geldiğini fark ettiriyor. Diğer kulede ise vertikal bir teknik yok, odalama tekniği var. Orada 3 eser bulunuyor. Birinci eser girişte, rahim diye pirinçten bir sargılı obje bulunuyor. İkincisi bir fotoğraf, burada da insanla Kur'an ilişkisi ele alınmıştır. Bu Aman Abbas'ın çalışması, 2015 yılında fotoğraf dokusunda bir performans esnasında yapılan bir çalışmadır." ifadelerini kullandı.
"Genç Osman Anısı" için ise Karpat, şunları anlattı:
"Son eser Genç Osman'ın boğularak öldürüldüğü odadadır ve bir anıt heykeli olarak kullanılıyor. Süleymaniye'deki Yasin suresi eseri orada başlayarak sesi anıta taşıyor. Eser, Genç Osman olayını hatırlatıyor ve Genç Osman'ın ruhani şeriflerine bir Yasin okumuş oluyor. Kulenin orta mekanındaki ses yerleştirmesi de katılımcılarda 'acaba Karagöz oyunu mu oynanıyor?' duygusu oluşturuyor. Karagöz ve Hacivat oyunu Osmanlı döneminde her zaman içinde bir eleştiri unsuru barındıran siyasi bir olay olduğu için gözlemi işaret ediyor. Ses yerleştirmesinde dört hoparlörden 4 ayrı figürasyon konuşmuş oluyor. Sesler birbirine karışabiliyor ve dinleyicilerin sesleri arayıp, ayırması gerekiyor. Birinci hoparlör Karagöz'ün sesini, ikinci hoparlör Hacivat'ın sesini, üçüncü hoparlör Arap kızı figürasyonu, dördüncü hoparlör de bir Ermeni beyefendinin sesini veriyor."