Ekinci yaptığı yazılı açıklamada, AB'nin iç pazarını korumak gerekçesi ile başlattığı Korunma Önlemi Soruşturması'nın ciddi sonuçlar doğuracağına dikkati çekti.
Çelik sektörünün önde gelen STK temsilcileri ile AB'nin başlattığı soruşturmanın Türkiye'ye olası etkilerini ve alınması gereken tedbirleri enine boyuna değerlendirdiklerini aktaran Ekinci, şunları kaydetti:
"Ortak kanaatimiz, Avrupa Birliği'nin ayrılmaz bir parçası olan Türkiye'nin bugüne kadar Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) ve Gümrük Birliği kapsamında üzerine düşeni yapması sebebi ile bu uygulamanın dışında tutulmasıdır. ABD'nin NAFTA kapsamında Kanada ve Meksika'yı 'Section 232'den muaf tutması gibi AB'nin de Türkiye’yi muaf tutması beklenmektedir. Hatta Gümrük Birliği ülkesi olarak AB, bizi de kendi yanında değerlendirerek 3. ülkelere karşı birlikte hareket etmemize imkân tanımalıdır. Türk çelik sektörü, AB için tehdit değil yakın bir ticari ortaktır. AB ile Türkiye arasında ciddi bir ticaret hacmi bulunmaktadır."
Ekinci, Gümrük Birliği çerçevesinde karşılıklı ticarete bakıldığında; AB’den 85,4 milyar dolarlık ithalata karşın ihracatın 73,9 milyar dolar seviyesinde olduğunu aktararak, "Türkiye'nin aleyhine, AB’nin ise lehine bir ticaretten bahsediyoruz. Çelik dış ticaretinde AB ile Türkiye arasında bugüne kadar dengeli bir dış ticaretin olduğunu görüyoruz. Geçen yıl AB ülkelerine 4 milyar dolar değerinde toplam 5,6 milyon tonluk çelik ihraç ederken, aynı dönemde AB’den 4,5 milyar dolar değerinde 5 milyon ton seviyesinde çelik ithal ettik. Bundan sonra da çelik dış ticaretindeki bu dengenin sürmesi gerektiğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı.