Türkiye’de reklamın, satışların artmasının tek yolu olarak görüldüğünü ama bu yaklaşımının doğru olmadığını belirten Solmaz, "Bakınız Türkiye ekonomisinin artık 'üretmek' gibi bir sorunu yok, günümüzde temel sorun 'pazar bulmak, yani satmak'. Türkiye’de firmaların, mallarını satmak ve daha fazla kar etmek için başvurabileceği tek çare reklam olarak görülüyor. Ama maalesef bu tek odak mantığı 1950’ler de kalmış durumda, günümüzde ise manzara çok daha karmaşık ve değişik bir halde" dedi.
1950’li yıllarda, bir çok ürünün ya piyasaya yeni çıktığının ya da en fazla 2-3 üreticinin piyasada aktif rol oynadığının altını çizen Mustafa Solmaz, “O dönemde sizin ürününüzü insanlara satabilmenizin tek yolu alıcı hedef kitleye varlığınızı duyurmaktı. Çünkü ya ürününüz yeni ve eşsiz ya da 2 üreticili piyasaya 3'üncü üretici olarak giriyorsunuz. Bu noktada farklılaşma ihtiyacınız düşük ve zaten çok da gerek yok aslında. Biraz fiyat düşürmek ve fazla ses çıkarmak insanların aklında kalmanız için yeter bir durum. Tüm tüketicilerin temel sorusu "Bu mal/hizmeti neden tüketmeliyim". Peki şimdi neye ihtiyacımız var? Sadece ürünümüzü ve onun özelliklerini yani 'neden' sorusunun cevabını insanlara çok iyi anlatacak ve onu tanıtacak bir reklam ajansına ihtiyacınız var. Yapacağınız reklam da ürünü anlatmak çok önemli çünkü ürün bilinirliği düşük" şeklinde konuştu.